11°
Zaman geçmekte; gün-gün, saat-saat, dakika-dakika… Kâh yürüyerek, kâh koşarak, kâh tökezleyerek… Güle oynaya geçirdik bazen, bazen acılarla yoğurduk hikâyemizi.
Kimi zaman umut vardı bizim için, kimi zaman umutsuzluğun girdabına tutunduk. Hayatımızın iniş ve çıkışlarını gözledik yol boyu.
Nefesimizin kesildiği anlar oldu ama hiç beklemediğimiz yerlerden felaha da kavuştuk.
İsyan ettik çoğu zaman, teşekkür de…
Soluklanıp bir kenarda, yokladık kendimizi ki; halimiz perişan.
Yürekler hüzünlü, avuçlar açık, son basamağındayken çaresizliğin;
Kapılar aralandı ardı ardına…
Ve işte yeni bir kapının eşiğindeyiz, hayatı yeniden okumak için.
Vakit Ramazan!
Peygamberi bir duayla başlamış, “Allah’ım! …bizi Ramazan’a ulaştır.” Demiştik bir müddet önce. Ve ulaştırdı Rabbimiz, sonsuz şükürler olsun.
Rahmet Ayı ile başbaşayız şimdi.
Bir heyecan sardıysa sizi, rahmete el açıp mahcubiyetle beklemekteyseniz, işlerinizi, planlarınızı bu aya göre düzenlediyseniz; demek ki mübarek ay sizi de kuşatmıştır.
Hazırsınız artık.
Tüm zorluğuyla, tüm yasaklarıyla hoş geldi Oruç ayı, hoş geldi Rahmet ayı, hoş geldi Kur’an ayı!
Derdiniz iftarda ne yiyeceğim, sahura ne hazırlayacağım, kimi davet edeceğim, davette ne giyeceğim, nasıl görünür olacağım, sakız çiğnesem orucum bozulur mu, sigarasız nasıl geçecek bir gün ise Ramazan size görünmemiştir. Görünen bir miktar tatmin, biraz da gösteriştir. Size kolay gelsin.
Yok, derdiniz tam teslimiyetse Rabbinize, yiyeceğinizden paylaşacak birilerini aramaksa eğer, öğrenmekse birkaç ayet, hayatınıza tatbik edebilmekse vahyi, tefekkür etmekse yaratılmış ayetlerini ve iyiliği yaymaksa… Ruhunuzu Kuran’la, malınızı zekâtla, bedeninizi fıtırla temizlemekse; Ramazan yüreğinize akmıştır. Allah kabul buyursun.
"Haydi, siz beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim…" (Bakara 152) diyor Allah!
Bu muhteşem çağrıya duyarsız mı kalacağız?
Tam da zamanı!
Rabbim! İşlerimizi kolaylaştır ve işlerimizde bize doğruluk ver.
Şüphesiz sen işitensin!
Ne güzel tarif;
Ramazan ayı biz insanlara gelen vahyin, iç dünyamızı tamir ve inşa ayıdır.
Oruç ayıdır Ramazan.
Oruç;
Aç kalmak değildir sadece;
Verilen söze sadakat göstermektir.
Bakışları temizlemektir haramdan, fitneden.
Dili korumaktır yalandan, gıybetten…
Uzak durmaktır böylece sevilen şeylerden…
Oruç;
Aynı amaçla aç-susuz kaldığımız, aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı safta olduklarımızla kardeş olduğumuzu hatırlamaktır.
Aramızdaki soğukluğun, anlaşmazlığın, kırgınlığın şeytandan olduğunun idrakine varmaktır.
Aynı safta omuz omuza Rabb’e yöneldiklerimizle nasıl olmuşsa “hasım” olduğumuzun bilincinde olmaktır…
Değil mi ki biz kardeşiz!
“Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 46)
“Ömrünüzü Ramazan gibi geçirirseniz Âhiretiniz bayram yeri olur.”
Kim bayram istemez ki!
Hayırla geldi…
Doyamamanın hüznüyle veda etsin istiyoruz.
Haydin BİSMİLLAH!
