Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5038 % 0.08
EURO 34,7826 % -0.12
GRAM ALTIN 2.499,53 % 0,61
ÇEYREK A. 4.086,73 % 0,61
BITCOIN 2.115.183 3.674
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 13°
Google News

15 TEMMUZ DAHA TEHLİKELİYDİ!

12 Eylül 1980 darbesi mağdurları, sıkıyönetim dönemlerinde yaşadıklarını anlatarak, 15 Temmuz darbe girişimine tepki gösterdi. Darbe mağdurları, 15 Temmuz’da yaşananların Kenan Evren darbesinden daha tehlikeli boyutlarda olduğunu vurguladı.

Son Güncelleme :

21 Temmuz 2016 - 13:39

15 TEMMUZ DAHA TEHLİKELİYDİ!

Türkiye, 1960 ve 1980 darbeleri ve 1971, 1997 muhtıralarının ardından 15 Temmuz 2016 yılında bir kez daha darbe girişimiyle sarsıldı.

Halkın sokaklara dökülmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümet ve ordunun dik duruşuyla darbe girişimi engellenirken, 12 Eylül 1980 darbesinde yaşananlar hafızalardan silinemiyor.

“GARAJDAN BOZMA ZİNDANLAR ÜRETTİLER”

80 darbesiyle lise birinci sınıf öğrencisiyken tanışan TEMA Bingöl İl Temsilcisi Cuma Karaarslan, haksız yere 2 yıl cezaevinde kaldığını söyledi.

12 Eylül’ün bu ülkenin şimdiye kadarki en büyük ayıbı olduğunu ifade eden Karaarslan, “15 Temmuz’da yapılan girişim de bu ayıbı kat kat arttırarak açılan yeni bir ayıp sayfasıydı ve halk tarafından bastırılabilmiş olmasının onuru bunu kurtardı. 12 Eylül’de 16 yaşındaydım. Sorgusuz, sualsiz mahkeme kapısını beklemeden iki yıl cezaevinde yattım. Garajdan bozma zindanlar üretip, sokaklardan hiçbir suç istinat etmeden cezaevlerini doldurdular. O dönemde yaşadıklarımızı çocuklarımıza anlattığımızda, boğamızda düğümlenen cümleler, anlatamadıklarımız, eksik bıraktıklarımız o kadar çoktu ki yaşanan demokratik süreçte bu gençlerin hafızası tazeydi ve bugün halkın sokaklardaki direnişine en doğal refleks olmuş oldu” dedi.

12 Eylül’de insanların cezaevlerinde işkencelere maruz kaldığını anlatan Karaarslan, şunları söyledi: “16 yaşında sorgusuz sualsiz cezaevine gireceksiniz, iki yıl mahkeme bekleyeceksiniz ve hiçbir suç istinat etmeden mahkemece hakkınızda düzmece iddianamelerle ortada kalacaksınız, gördüğünüz işkenceler, insanlık dışı muameleler ve mahkemelere dahi çırıl çıplak götürülür getirilmeler, karanlık zindanlarda günlerce gözü bağlı olarak anadan üryan bekleyeceksiniz, insanlık utanır bundan. O dönemden çıkmış bu yeni düzende o günden bugüne değişen çok şey olmuş. İnsanlar bir daha o günleri yaşamak istemiyor. Meşru zemine darbe ile gelmek, zorla gelmek daha sonrası zorlayıcı sebepleri birlikte doğurduğu için ne anayasa, ne hukuk ne adalet oluşur. Bugün Türkiye’nin gösterdiği refleks budur. Bu halk sokağa çıkıp darbeyi engelleyebiliyorsa ve bu hükümet ile muhalefet aynı görüşü aynı anda geliştirip bu refleksi geliştirebiliyorsa bu değerlidir. Bu değer, 15 Temmuz barış ve demokrasi günü olarak dillendiren hem hükümet hem muhalefet partilerimize ve STK’larımıza bir görüş olsun ve artık bu gelecek için bir demokrasi bayramı olsun. Doğusu-batısı, Türk’ü, Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i, Zazası kim varsa bu ülkedeki barışın birer taşı, birer mihenki birer canı olarak aynı yöne bakmak, aynı amacı ortak bir ülkeyi başarıya taşımak gerekiyor.”

“2 ARKADAŞIMI ASTILAR”

1980 darbesinde cezaevinde bulunan Cemal Boğatemur, o dönemde yaşadıklarını anlattı. Sıkıyönetimle birlikte idamla yargılandığını belirten Boğatemur, “80 darbesinde sivil cezaevinden sıkıyönetim cezaevine nakledildim. Sivil cezaevinde sabah saatlerinde başımıza asker çullandı. Bizleri apar topar toplayarak, giysilerimizi giyinmemize dahi izin vermeden donlarla bizleri ablukaya topladılar.  Dönemde çok fazla sıkıntı yaşadık, benim yanımda bulunan iki arkadaşımı götürüp astılar. Malatyalı arkadaşım başımdaki külahı alarak ‘benimle beraber asılsız’ dedi. O dönemlerde sivil ve askeri cezaevlerinde çok fazla sıkıntı yaşadık. 21 cezaevi dolaştım, gittiğim her yerde işkenceler çektim, idamlar gördüm. Solcu bildiğimiz insanları astılar yanımda. Bir solcunun boynundan çıkardıkları yağlı, kırmızı ipten midem bulanmıştı. Manisa’da Kenan Evren denilen mahluk, yaşları küçük iki arkadaşın asılmasına neden oldu. Allah’a şükür beni asmadılar, demek ki verilecek sadakamız, yaşayacak günlerimiz varmış” diye konuştu.

15 Temmuz darbe girişiminde bulunan üst düzey askeri yetkililerin idam edilmesi gerektiğini ifade eden Boğatemur, şunları söyledi: “Allah, milletin yüzüne baktı. 3-5 çapulcuya müsaade etmedi. 15 Temmuz darbesi bastırıldı ve başarısı halkındır.   Bir kanun çıkarılması ve darbeye teşebbüs edenlerin asılması gerekir. Hükümet ve muhalefetten ricamız budur” dedi.

DARBEYLE BİRLİKTE BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN OLDU

12 Eylül 1980 darbesinde MHP’den Bingöl Belediyesi Başkanı olan Hilmi Elçi, henüz bir yılı dolmadan darbe gerçekleşti.

Askeri darbenin gerçekleştiği gün yaşadıklarını anlatan Elçi, “Henüz bir senem dolmadan ihtilal oldu. İhtilal sabahı hiçbir şeyden haberim yoktu evimin önünde bekleyen askeri görünce büyük bir olay olduğunu ve benim güvenliğimi almaya geldiklerini sandım. Askere ne olduğunu sorunca, sert bir ifadeyle ‘gir içeri, şimdi gelen araba seni götürecek’ dedi. Beni alıp Elazığ’daki Askeri Cezaevine götürdüler ve 6 ay orada kaldım” dedi.

Belediye başkanlığı askeri bir yetkilinin atandığını ifade eden Elçi, “Bingöl halkı sivile alıştığı için belediye başkanının asker olduğunu görünce korkudan belediyeye dahi giremiyormuş. Askeri darbeden en büyük zararı ben gördüm. Darbenin ardından belediye başkanlığından emekliye ayrılamadım, Türkiye’de bir tek ben o maaşı alamıyorum. Ben ölmüş olsaydım, ailem maaş almış olacaktı. Ben ölmedim ama beni de darbeyle asker öldürdü. Halen maaş bağlanmasını bekliyorum ama olmuyor.”

15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye’nin oyuna getirilmek istendiğini ifade eden Elçi, “Türkiye’yi yerle bir etmek için oynanan bir oyundur bu. İhtilal yapacağız dediler ama bütün Türkiye halkı bunlara dersini verdi” dedi.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.