Genç ilçesinde, her ikisi de lise öğrencisi olan Mehmet Eliveren (19) ile yeğeni Yılmaz Eliveren'in (17) 17 Nisan 1999 tarihinde katledilmesiyle sonuçlanan olay, o dönemde ilçede askeri malzeme satışı yapılan bir dükkan işleten Eliveren ailesinin Genç İlçe Emniyet Amiri A.K'ye verdikleri 8 bin Dolar tutarındaki borçlarını geri istemesiyle başladı. Elveren ailesi, borçlarını istedikleri A.K'nin tehditleriyle karşılaştı. Aileyi 'Size para falan yok. Göreceksiniz sizi yakacağım' diyerek tehdit eden A.K, olay günü dükkanlarını kapattıktan sonra evlerine giden lise öğrencilerini özel harekat polisi olan 4 arkadaşı ile birlikte kurşun yağmuruna tutarak katletti. Öldürülenlerin Mehmet ve Yılmaz Eliveren olduğu silah seslerinin kesilmesinden saatler sonra anlaşılabilindi.
Eliveren ailesi, katledilen iki kişinin kendi çocukları olduğunu ilçedeki koruculardan öğrendi. Ancak olay, polisler tarafından "teröristler vuruldu" şeklinde duyurulmaya çalışıldı.
16 yıllık sürgün
Amca ve yeğeni katletmekle kalmayan özel harekat polisleri, Eliveren ailesinin üzerine baskı kurup, göç etmeye zorladı. Maruz kaldıkları baskılar üzerine aile, çocuklarının katledilmesinden 2 ay sonra Bursa'ya göç etti. Eliveren ailesinin 16 yıllık sürgün hayatı bugün hala devam ediyor.
Savcı dosyayı şans eseri buldu
Çocuklarının ölümüne ilişkin o dönemin Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan soruşturmada katledilen amca-yeğen kayıtlara "terörist" olarak geçirilerek dosya kapatıldı. Benzer birçok olay gibi olayın gerçekliği araştırılmadan ve failleri bulunup, hesap sorulmadan adliyelerin tozlu rafları arasına konulan soruşturma dosyası, 2013 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Faili meçhul" dosyalarla, şüpheli ölümlere dair kapatılan soruşturma dosyalarını yeniden incelemeye almasına kadar bu raflarda kaldı.
Çatışmada öldürüldükleri ileri sürülüp, kayıtlara "terörist" olarak geçirilen amca ve yeğenle ilgili dosyayı incelemeye alan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yeniden soruşturma başlattı. Başlatılan soruşturma kapsamında da yeğen ve amcanın ileri sürüldüğünün aksine "sivil" oldukları gerçekliğine ulaşıldı.
Soruşturma kapsamında Mehmet Eliveren'in ayağının diz altından koptuğu, Yılmaz Eliveren'in vücudunda ise M-16 ve kaleşnikof mermi girişi bulunduğu saptandı.
Cesetlerin yanına kaydı tutulmamış silahlar bırakıldı
Gizli tanıkların verdiği ifadelerinin de yer aldığı yeni soruşturma dosyasında, bir gizli tanığın "1998'de öldürülen 5 PKK'lıya ait silahlarının bir bölümünün kayıtlara sokulmayarak, emniyetin deposuna kaldırıldığını ve olayın olduğu günde bu silahlardan bir tanesinin 2 el bombası ile birlikte öldürülen Mehmet ve Yılmaz Eliveren'in cesetlerinin yanına konulduğunu" yönündeki beyanlarına yer verildi.
Emniyet 5 özel harekat polisi için dava açıldı
Ulaşılan bilgiler ve anlatımlar üzerine soruşturması tamamlayan savcılık, dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri A.K, özel harekat polisleri B.G, A.K.Ç. ile polis memurları M.A. ve M.Y. hakkında "Tasarlayarak öldürme", "Tehdit", "Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçlamalarıyla iddianame hazırlayıp, müebbet hapisle yargılanmalarını istedi.
Savcı tutuklama istedi, mahkeme duruşmayı erteledi
Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davada, sanık polisler bugüne kadar görülen 7 duruşmaya katılmaması nedeniyle hiçbir ilerleme kaydedilmedi.
Davanın altıncı duruşmasında mahkeme heyeti, sanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılarak ifadelerinin alınması yönünde karar vermesine rağmen 11 Aralık'ta görülen son duruşmada sistemin bozuk olmasından kaynaklı sanıkların savunmaları yine alınamadı.
Aynı duruşmada mahkeme heyetine mütalaasını sunan iddia makamı, sanık polisler hakkında tutuklanmaları için yeterli delil bulunması nedeniyle mahkeme heyetinden tutuklanmalarını talep etti. Mahkeme heyeti, bir üye hakimin koyduğu şerh ile iddiama makamının bu talebini reddetti.
Mahkeme heyeti, ardından da duruşmayı 3 Şubat tarihine erteledi.
Abla Gündem: Acıları ilk günkü gibi taze
Katledilen Yılmaz Eliveren'in halası, Mehmet Eliveren'in ise ablası olan Sebahat Gündem, kardeşi ve yeğeninin öldürülmesine dair duydukları acısının hala ilk günkü gibi yakıcı olduğunu ifade etti. Sanık polislerin dışarıda ellerini kollarını sallayarak dolaşmalarının acılarını daha da artırdığını dile getiren Gündem, faillerinin bir an önce tutuklanarak, cezalandırılmasını istedi.
Yılmaz Eliveren'in kardeşi: 16 yıldır içimiz kan ağlıyor
Yılmaz Eliveren katledildiğinde daha 15 yaşında olan kardeşi Muazzez Elibol ise tek isteklerinin sadece adaletin yerini bulması olduğunu belirtti. 16 yıldır içlerinin kan ağladığını anlatan Elibol, 3 Şubat'ta görülecek olan duruşmada yargının artık üzerine düşeni yapmasını beklediklerini, adaletin yerini bulmasının yüreklerindeki yangına az da olsa su serpeceğini ifade etti.