28°
Bingöl Üniversitesi Genç Meslek Yüksek Okulu, İstiklal Marşı’nın kabulü haftası kapsamında ‘İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy’ adlı program düzenledi.
Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih ve Dil Bölümü Öğretim üyesi Dr. Mehmet Özger’in konuşmacı olarak katıldığı programa MYO Müdürü Doç. Dr. Rıdvan Polat ve okulun öğretim görevlileri ile öğrenciler katıldı.
Konuşmasına “Akif kimdir? Şöyle bir bakalım. Akif öncesi koca bir Osmanlı Devleti vardı. Osmanlı Devleti’nde 72 millet var. Anlayışlar var. Dinler var. Herkesin içinde yaşadığı büyük bir yapı. Buna şekil veren İslam düşüncesi, İslami anlayışı ve buralarda herkes rahat yaşıyor. Fakat o koca devlet üzerinde 40-50 devlet bugün kurulmuş. İşte o koca devlet yıkılırken Mehmet Akif, acaba bu devleti kurtarma ihtimalimiz var mı? Diye çırpınan adamlardan bir tanesi” diyerek Akif’in kısaca hayatına değinerek başlayan Dr. Mehmet Özger şöyle konuştu:
“Mehmet Akif, Buharalı bir anne ve Arnavutlu müderris bir babanın çocuğu. İstanbul Fatih’te doğmuş ve burada eğitimini almış. Babasının ölmesinin ardından buradan da hayata atılmış. Akif, 4 dil bilen, okul da hep birinci olan başarılı bir genç. Akif’in hayatı böyle akarken, Osmanlı devleti de parçalanmaya başlanmış. İşte Akif böyle bir dönemde ortaya çıkmış. Çok lirik (İçten gelen heyecanları anlatan duygusal şiir) bir şair aslında. Fakat diyor ki Akif; işte böyle bir dönemde kendimi milletimin karşısında buldum. Ve ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım.”
“Mehmet Akif ile Osmanlı’nın kaderi aynıdır”
Akif’te üç temel prensip olarak din, bilim ve çalışma olduğunu söyleyen Özger, bazen insanların kaderi ile içinde yaşadığı toplumun kaderi bir birine benzeyebildiğini belirterek Akif’in kaderi ile Osmanlı devletinin kaderi aynı olduğunu ifade etti.
Akif söylediklerine inan biri olduğu için çok etkili bir insan olduğunu kaydeden Özger, “Mesela Akif’in kitabı safahat’tır. Nedir safahat? Safahat; dönemler anlamındadır. Neyin dönemleri derseniz. Osmanlı devletinin yıkılışı ile Cumhuriyet’in kuruluş dönemleri demektir. Az önce demiştik ya, Bazen inanların kaderi ile içinde yaşadığı toplumun kaderi bir birine benzeyebiliyor. İşte Mehmet Akif ile devletin kaderi aynıdır. Mehmet Akif, Balkan savaşlarının problemini yaşıyor. Birinci Dünya Savaşı’na gelindiğinde burada görev alıyor. Devletin Teşkillat-ı Mahsusa’da görev alıyor. Berlin’de ve Arap çöllerinde bulunuyor. Akif, çok etkili bir adam. Neden etkili bir adam? Çünkü söylediklerine inan bir adam. Ve aynı zamanda babası gibi büyük bir âlim. Bir çok yerde görev alıyor. Kurtuluş Savaşı’nda da görev alıyor. Mesela Akif’in hutbeleri Rusya’da yasaklanıyor. Çünkü Rusya’da bugünkü Türki devletler vardı. Halk dinleyip ayağa kalkmasın diye. Çünkü bütün İslam dünyasını Kurtuluş Savaşı’na davet ediyordu. Ama bugün Akif gibi toplumları harekete geçiren bir âlimimiz yok.” Dedi.
“Çanakkale Savaşı’nı görmemiş ama o savaşla ilgili şiir yazmış”
Akif, Çanakkale Savaşı’nda olmadığı halde iman dolu bir Çanakkale şiiri yazdığını anımsatan Özger, “Mehmet Akif, Çanakkale Savaşı yaşandığı zaman o savaşı görmemiş ama o savaşla ilgili şiir yazmış. Akif o dönemde Arabistan da görev de olduğu için savaşa katılmamış. Fakat an be an yaşananları haberlerden takip ediyor. Cüssesi Arabistan’da yüreği Çanakkale’de. O kadar iman dolu bir yürekle o şiiri yazıyor. Safahat’ın bir bölümünde Asım’ın nesli ile alakalı o Çanakkale şiiri geçiyor.” Diye konuştu.
“Akif’e devlet sahip çıkmamış millet sahip çıkmış”
Milletin hürriyeti için savaşlarda her şeyini vererek mücadele ettiği halde Akif’e devlet olarak sahip çıkılmadığı ifade eden Özger, ‘Akif’e devlet sahip çıkmamış millet sahip çıkmış’ dedi.
Akif hayal ettiği bir düzen gelmediği için hayal kırıklığı yaşadığı belirterek konuşmasını sonlandıran Özger, “Biz Akif’e kıymet vermemişiz. Akif bu millete her şeyini vermiş. Sırf bu millet hürriyetine kavuşsun diye. Bir emekli maaşını bile alamamış. Bazen işler öyle istendiği gibi yürümüyor. Tamam, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı vermişiz istediğimiz gibi olmasa da toprak elde etmişiz, devlet kurmuşuz ama Akif’in istediği gibi bir yapı oluşmuyor. Ve birinci meclisten sonra ikinci meclisin kurulmasıyla Akif ve Akif gibi insanları eliyorlar meclisten. Akif’te baktı istediği bir düzen kurulmamış oda buraları bırakıp Mısır’a yerleşti. Orada verdiği dersler karşılında ücret alıp geçimini sağlıyor. Adam orada 10 yıl kaldıktan sonra, son 6 ayda geldi İstanbul’a yerleşti. Burada yakalandığı hasalık ile vefat etti. Bakın Akif’e devlet sahip çıkmamış millet sahip çıkmış. Şimdi de sahip çıkacak devlet falan değil millet sahip çıkacak. Ne Akife sahip çıkmış ne de çocuklarına sahip çıkmışız. Onun için de Akif’te Hüsran adlı şiir yazmıştı. Nedir Hüsran, yani hayal kırıklığı. Akif’in beklediği bu değildi, bir hayal kırıklığı olmuştu onda.” İfadelerini kullandı.
