15°
Birileri siyaset makamını kendi şahsi, ailevi ve örtülü ideolojisi uğrunda bir gayret ve uygulama içerisinde ise;
sadece halkımıza kötülük yapmamaktadır.
Bulunduğu partinin mirasını tüketmeye çalışmakta, hak etmedikleri makamları itibarsızlaştırmakta, anarşiye ve hainlere propoganda malzemesinin teminine fırsat tanımaktadırlar!
Bilerek veya bilmemezlikten gelerek halk ile, bulunduğu parti ile alay etmektedir.
Bu yapıda ve bu zihniyette bulunanlar her fırsatta zeytin yağı gibi üste çıkararak,
Hükümetin genel politika ve icraatlarının arkasına sığınarak,
Yapmaları gereken Kendi şahsi katkılarını yapmayarak,
sadece Sayın cumhurbaşkanının ve Başbakanın sözlerini Soysal medyadan yayınlayarak,
Ayda bir uçağa binerek memleket havasını teneffüs edip şahsi toplantılarını yaparak,
Çarşıda bir tur atıp görüntü vererek,
Varsa bir iki taziyeye uğrayarak,
Bir yerlerde bir fotoğraf çekip paylaşarak,
halkın vekalet görevini ifa edeceklerini sanmaktadırlar.
Veya kapasiteleri ve meharetleri bundan ibarettir.
Bu ülkenin insanları sayın cumhurbaşkanının ne söylediklerini ve ne yaptıklarını zaten bilmekte, taktir etmektedirler.
Sizden bıkmış, hata nefret etmiş bu halk;
Sizden öğrenecek değildir…
Asıl olan; sizler ne yapmaktasınız? "Yaptıklarınızı ve yapamadıklarınızı" vekalet aldığınız, bölge insanlarına anlata Biliyormusunuz? Vicdâni rahatsızlığınız varmıdır? Görevinizi, taziye mesajlarını yayınlamak olarak görüyorsanız,
Bu görevi zaten halkımız layıkıyla yerine getirmektedir!
Sonuç olarak şunu söylemek isterim ki;
"Wer fato, nume hato" (Fatma'nın emeğidir, Hatun'un ismidir.)
Bu memlekette, gerek siyasilerde, gerekse kamu kurum ve kuruluşlarında;
10 kişi çalışmakta, alın terini dökmekte, 90 kişi de bunların emeğini yemekte ve istismar etmektedirler!
Hatta ve hatta ihanet edenler de çoğunluktadırlar.
Adamların keyfine diyecek yoktur. Dertleri başka, zevkleri ise bir başkadır!
Bu tabloyu gözden geçirmek, revize etmek, Hakkı'n ve halkın Rıza'sını sağlamak;
Kaçınılmaz bir hal almıştır!
Riyakarlar, dalkavuk ve münafıklar halk ile devlet arasına girdiler!
Ne Anne evladını görebiliyor, ne sevenler sarılabiliyor, ne de dostlar el sıkışa biliyor!
İşte akıl terazisi, işte vicdanın göstergesi!
Biri yorgun ve bitap düşmüş, diğeri üzgün kırgın ve küskün?
Dost da, vefa da köşesine çekilmiş,
göz yaşlarını silmekte, acılarını içine gömmektedir.
Yukarısı bıyık, aşağısı sakaldır kardaşım!
Suskun diller ve Nur'unu kaybetmiş matlaşmış gözler!
Yazıktır günahtır!
Bu memlekete, Bu millete yazıktır ve saygısızlıktır!
Üzülmemek elde değildir kardaşım…
Halimiz sana malumdur Ya RAB…
Akibetimizi hayr eyle.
