
Engellilerin yalnızca bu hafta hatırlandığını ifade eden Karaaslan, hafta bitiminde engellilerin umutsuzluklarıyla başbaşa bırakıldığını belirtti. Karaarslan; ” Hafta boyunca ülkenin her köşesinde çeşitli etkinlikler paneller hazırlanıyor, afişler boy boy her yanı süslüyor. Ve hafta bitiminde engelliler umutsuzluklarıyla, sahipsizlikleriyle, haklarının mücadelesinde yakınlarıyla başbaşa kalıyorlar.” Dedi.
Karaarslan açıklamasına şöyle devam etti; “ Hiç düşünemediğiniz bir gün felek ansızın tokadını hiç beklemediğiniz bir anda yüzünüze indirdiğinde ve siz yaşama yeni merhaba diyen yavrunuz için hiç umutsuzluğa düştünüz mü? Çevrede cıvıl cıvıl koşup oynayan çocuklar varken, sizin çocuğunuzun koşamaması, koşanların seslerini duyamaması, koşanları görememesi ne demektir hiç düşündünüz mü? Ve onları acılı gözlerle izleyen ebeveynin yerine hiç kendinizi koydunuz mu? Düşünmesi bile ne kadar zor değil mi?
Tıpkı silikozis hastası Serdar Dündar’ın çocukları gibi… Sosyal güvenceleri olduğu halde duymayan kulaklarına piyasa değeri 6.000 Lira olan kulaklığının sadece 800 lirasının karşılanacağı gibi…
Serdar, 1998-2005 yılları arasında kot kumlama işçisi olarak merdiven altı, sigortasız çalışmış bir silikozis hastamız. İlk hastalık belirtisi olarak aşırı derecede öksürüğe bağlı şikayeti nedeniyle Erzurum Aziziye Araştırma Hastanesine gittiğinde hastalığı ortaya çıkan ve o tarihten itibaren hastalığı gittikçe ilerleyen, şu an yatalak durumda, okijen tüpüne bağlı olarak yaşam mücadelesi veren, evli bir kız ve bir erkek çocuk sahibi evladımız. Kız çocuğu epilepsi hastası, erkek çocuğunun Elazığ Araştırma Hastanesi tarafından verilen sağlık kurulu raporuna göre her iki kulağı da duyma özürlü. Kulaklarının duyabilmesi için kendisi geçimini zor karşılarken sosyal güvencesi olduğu halde çocuğuna nereden para bulacak.
‘’Engellilere engel biziz’’ düşüncesi bir kez daha doğrulanıyor…Biz hala, okul merdivenlerine, yürüme engelliler için özel yer yapmaya itina göstermiyorsak, toplu taşıma araçlarında hala engellilere ait özel yerler hazırlamıyorsak ve engellilere tam sosyal güvence verilemiyorsa ‘’Engelliler Haftası’’ nı kutlasak ne olur, kutlamasak ne olur, gerçek bir farkındalık ve süreklilik yaratmadıkça”
‘’Ömrünün baharında sararıp ta solsaydın
Bir anda uçup gitseydi dizlerinin takatı
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Tanrım sana bu güzel elleri vermeseydi
Masmavi gökyüzünü gözlerin hiç görmeseydi
Dünyada olanlara aklın hiç ermeseydi
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın’’