28°
Murat’ın engin akışına sırt verip gözünü Çotla’ya çerince gözler buğulanır birden..
Zirveyi süsleyen beyaz örtüden yayılan serinlik, yürekteki muhabbetle yerini sıcaklığa bırakır…
Uzun uzun bakarsın, düşünürsün ve bir süre sonra düşünce sarmalında boğulursun…
“Suyu var, toprağı bereketli, tarihsel mazisi güçlü ve konumu açısından önemli bir noktada kadim ilçe GENÇ…” dersin…
Ancak gel gör ki; o derin bakışlar bir anda irkilir, düşünce sarmalı dağılır, gözlerdeki buğulanma ansızın can acıtan amansız bir sızıya dönüşür.
Ve dersin ki;
Gitmeyince özleyip, gittiğimde tez zamanda kaçmak isteyişim?
İşte buna verilecek cevap uzundur da uzun…
Verilen selamlar, yapılan sohbetler, kahvedeki kahkahalar ve dahası…
Hepsi, siyasetin gölgesinde renk bulur..
Siyasi düşünülür her daim.. Ama bugünü, ama yarını…
Kırgınlıklarda “Bizimle aynı safta değilse, bizim gibi düşünmüyorsa, bizi desteklemiyorsa…” diye uzar gider gerekçeler, kuşkulu yaklaşımlar…
Oysa siyaset neden yapılır ki?
Ve siyaset yapılırken insanlar neye inanır?
Bu ilçe için, ilçede yaşayan yada bu aidiyete sahip insanlar için sarf edilen “Size hizmet üreteceğiz, aydınlık yarınların inşasına başlayacağız, bu ilçeyi, bu toprakları seviyoruz”sözcüklerini samimiyet kazanında yoğurunca hamur ekşiyor, taşıyor, ekmeği tad vermiyor.
Bu ilçeyi seviyorsak;
Neden birlik sağlayamıyoruz?
Neden aile, aşiret veya diğer kavramlar üzerinden ayrışmayı helal sayıyoruz?
Neden kollektif bir yapılanma sağlayıp güç birliğiyle hizmet üretmiyoruz?
Neden hizmet üreteni engellemeyi mariet sayıyoruz?
Neden bizden olmayanı kabullenmeme eğilimine girip ‘sevgi’ sözcüğünü çürütüyoruz?
Sahi, bu ilçeyi gerçekten seviyor muyuz?
Yoksa sevdiğimizi zannedip kendimizi mi? Yoksa halkı mı kandırıyoruz?
Baksanıza, sırf bu siyasi kutuplaşmalar yüzünden ilçede sivil toplum örügütleri bile yok denecek düzeyde. Neden? Çünkü toplumsal sorunlara parmak basacak ve gündeme getirip çözüm aradığınızda karşılaşacağınız ilk tepki; “Bu kimin akrabası? Acaba filanca siyasi için zemin mi hazırlıyor? Acaba filan siyasi partiye çanak mı tutuyor?” şeklinde oluyor.
Sürekli ötekileştirme, birilerine yamama ve benzeri yaklaşımlarla sivil toplum yapılanmalarından insanlar soğutuluyor.
Ve bu durum, ilçedeki sorunların sadece kahvehane kürsülerinde konuşulmasına, siyasi, maddi veya manevi kayıplar gözetilerek görmezden gelinmesine, görülse bile sessiz kalınmasına sebep oluyor.
Tüm bu siyasi baskılar ve sebeplerinden ötürü, Genç’in gelişmesi her daim kaplumbağa modunda…
Gelişim sadece bina yapmak olmuyor.
Kültürel gelişim, geleneklerin korunarak günün şartların uygun bir yaşamın şekillenmesi ve dahası…
Bize lazım olan bunlar…
Lakin, geleceğe dair umutlarımız diri, yeni neslin tüm tabuları yıkarak kardeşlik bağlarını yeşerteceğine olan inancımız tamdır…
Hep olumsuzluk yok. Güzel gelişmeler de oluyor…
Mesela; bir yandan ilçeyi kirletenler, diğer yandan sosyal medya desteğiyle büyüyen bir temizlik aşkı…
Sosyal medyada karşılaştığım “Genç için bir saat” sloganı ve gerçekten ilçeyi seven, yarınlarını düşünen sivil bireylerin çıkarsızca yürüttüğü temizlik kampanyası, bence en çok takdir edilmesi gereken çalışmalardan biri..!
Yüreği güzel bu kardeşlerimiz için hangi takdir cümleini kullansak, azdır diye düşünüyorum.
Genç’i sevmek için makam gerekmiyor. İlçeyi temiz tutmak, sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek, eğitime gerekli önemi vererek öğrencilere toplum bilincini aşılayıp, adalet, vicdan ve doğruluk ilkelerinin önemi ekseninde yarınların daha güçlü temeller üzerine inşasına katkıda bulunmak da sevginin en güçlü göstergelerindendir.
Sevmek; ötekileştirmemek, olduğu gibi kabul etmek, doğrular anlatılıp hataların ortadan kaldırılmasını sağlamaktır.
Sevmek; ‘acaba?’ dememek, birlik, beraberlik ve hoşgörü ekseninde birlikte yarınlara yürüyebilmektir.
Sevmek; siyasi hesap gütmeden her fikre saygılı olmak, adalet ölçüsünde buluşup yarınlarımızı temiz bir gelecekle buluşturmaktır.
İşte bu yüzden, tüm eksiklerimize, insani kusurlarımıza rağmen diyorum ki,
‘Genç için bir saat’ yetmez..
“Genç için bir ömür” diyelim ve daha fazla hizmet almak, daha güzel fırsatlar yakalamak için el birliğiyle, var gücümüzle çalışalım, çabalayalım, güzellikleri takdir edip hataları ortadan kaldıralım…
