Fırat Kalkınma Ajansı (FKA) tarafından finanse edilen ve Şiddetle Mücadele Vakfı tarafından yürütülen çalışmalarla hazırlanan ‘Bingöl İli Sosyal Analiz Çalışması’nda, vatandaşların siyasetçilere bakış açısı ortaya çıkarıldı.
14 ayrı grupla yapılan görüşmelerde, “Var olan siyasi iktidarı ve muhalefet partilerini en çok hangi yönleriyle eleştiriyorsunuz? Bu eleştiriyi nasıl dile (protesto biçimleri) getiriyorsunuz?” diye soruldu.
İşte o görüşmelerde dile getirilenler;
AİLE HEKİMLERİNİN DÜŞÜNCELERİ
-“Siyasetçilerin temel sorunu üslup ve kalitenin yetersizliğidir. Sokaktaki insanlar gibi konuşuyorlar. Kalite kısmidir. Konuşuyorlar ama içi boş konuşuyorlar. Eleştiride bir amaç yok”
-“Üretkenlik yok sürekli bir savaş hali var. Yapacak bir şey yok. İleride birbirlerine düşman olacaklar. Yapıcı düşünce yerine birbirlerine karşılıklı düşmanlık söz konusu”.
-“Sorunu çözerken sorunun çözümünü kendine göre yontmak çok yanlış. Üç şart bir araya gelince sorun çözülür mantığı var. Herkes kendisine kırmızı çizgi çiziyor, iktidarda olanın sorunu nasıl çözerimden ziyade nasıl belli bir mesafe kat ederim. Ama sonu gelmiyor. Mantık var, bir uzlaşma kültürü yok. Uzlaşmaya da gerek yok. Herkes kendi politik bakış açısından bakıyor. Yaparım dedi yaptı, ama varacağı nokta nedir”.
-“Halkın çıkarlarının gözetilmesi gerekirken siyasi kaygı gözetiliyor, oy kaybetme kaygısından hareket ediliyor”.
-“Mecliste olanlar tamamen ideolojik çatışmalar”.
“Bin yıldır beraber yaşadığımız halde sorunumuz olmadı da niye şimdi oluyor. Her tarafta da mutlaka eksiklikler var. Van’da kaçak elektrik çok yaygındı ama Bingöl’de yok denecek kadar az. Sorunlar bizimle de çözülür”.
ESNAF VE SANATKÂRLAR ODALARINA BAĞLI, ODA YÖNETİCİLERİ VE ESNAFLARIN DÜŞÜNCELERİ
-“Sıkıntıları dile getirme masa başında oluyor. Kimse Bingöl’ün siyasetini ölçememiş herkes masa başında kendini gösteriyor. En tercih ettiğimiz parti AK Parti”.
-“Ona alternatif başka parti yok”
HEMŞİRELERİN DÜŞÜNCELERİ
-“Türkiye de yarın Suriye gibi olabilir”.
-“Suriye Türkiye’ye sığındı, biz kime sığınacağız”.
-“Sığınmaya ne gerek var, savun kendini, kendini savunmayacaksan buyur git”.
-“Ne olursa olsun, hangi partiyi savunursam savunayım durum kötüye geliyor”.
-“Bazıları diyor ki eğer savaş çıkarsa buyur Tayyipçiler gitsin. Ama biz böyle bir mantıkla hareket edersek bölünürüz. Hepimiz bir olmalıyız. TC’de yaşıyorsak ona göre hareket etmeliyiz”.
DİN GÖREVLİLERİNİN DÜŞÜNCELERİ
-“Geçmişi çok eski dönemlere dayanan partiler var. Bunlar insan temel hak ve hürriyetleri açısından üzerlerine düşeni yaptıkları takdirde onlara saygı duyarız aksi halde onları kabullenmiyoruz”.
– “Bizim dini kriterlerimiz bütün kriterlerin üzerindedir. Eğer bunlar göz ardı edilirse kesinlikle kabul etmeyiz”
-“İktidar partisi işsizlik sorununa henüz bir çözüm getiremedi. Bu açıdan onları eleştiriyoruz. Aslında bu eleştiri benim değil bölgedeki bütün halkın eleştirisidir.12 yıldır iktidarda diyorlar ama henüz işsizlik sorununu çözemediler diye insanlar yakınıyor”.
-“Daha önce kamusal alan diye bir şey uydurmuşlar de insanların giyim tarzına göre insanları düşünüyorlardı. Bu, insanlar arasında bir eşitsizliğe ve adaletsizliğe neden oluyordu. Bu asla tahammül edilecek bir şey değildir. Bunun bugün de devam etmesi bazı partilerin bunu benimsemesi kabul edeceğimiz bir şey değildir”.
-“Bazı partiler sırf kendi ideolojilerini insanlara da dayatabilmek için uygunsuz birtakım maddeleri Anayasa’ya da yapmaya çalışıyorlar. Eğer bu bizim kültürümüze ve inancımıza aykırıysa elbette kabul edilecek bir şey değildir”.
-“Yasalar ve kanunlar çıkarılırken inançlarımızı dikkate alarak yapsınlar”.
MUHTARLARIN DÜŞÜNCESİ
-“Sevmediğimiz bir alan ama cevap vereyim. İktidar olmadan önce ben ‘bu masayı yaparım’ diyor iktidar, yapmıyor. Bunu muhalefet de yapıyor. Siyaset tamamen menfaatleriyle ilgilidir”.
-“Kimseler bir şey diyemiyor. Susarak, protesto gibi bir şey bu da”.
-“Mahallemin sokak lambası yok. Gidiyorum diyor ampul yok böyle bir şey yok”.
“Protestonun birçoğunu da biz engelledik. Belediyeyle anlaşmıştık çünkü”.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ YÖNETİCİLERİ VE TEMSİLCİLERİNİN DÜŞÜNCESİ
-“Katılımcı bir siyaset yok”.
-“Haklı da haksız da olsa ülke için çalışıyorlar. Ayrımcılık yapılıyor. Barış deniliyor ancak sözde olan bu düşünce uygulanmıyor”.
-“Siyasetçiler arasında hiçbir uzlaşma kültürü yok. Fikir alışverişi yok bu da ayrımcılığa yol açıyor”.
“STK’lar gibi yaşasalar sorun olmaz”.
BİNGÖL BELEDİYESİ YÖNETİCİLERİ VE ÇALIŞANLARININ DÜŞÜNCESİ
-“Memuruz. Onu konuşamayız. 657 gelir, gider”.
-“İnsan tepki göstermeli her olumsuzluğa karşı tepki göstermeli ama bu tepki yürüyüşle yaparken de civardaki insanlara zarar vermeyecek şekilde yapılmalıdır”.
-“Tepkiler var çözüm üretilmiyor”.
“Adam bireysel tepki verdiği zaman şöyle düşünüyor; acaba terörist damgası yer miyim?
Yani bunun için tepki verilmiyor. Mesela ışıkta beklerken plakasız ticari taksi geçiyor. Kural ihlali yapıyor. 155’e telefon açıyorum vatandaşlık görevim burada bir tepkidir. Arıyorum. Falan plakalı araç kural hatası yaptı diye. Senin kimliğin nedir. Adını söyle, adresini söyle ben niye vereyim. Deşifre ediyor”.