Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5500 % 0.09
EURO 34,9160 % 0.67
GRAM ALTIN 2.433,87 % 0,04
ÇEYREK A. 3.979,37 % 0,04
BITCOIN 66.747,11 0.194
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 21°
Google News

“Kardeş kavgası başlatılmak isteniyor”

AK Parti Bingöl Danışma Kurulu’nda konuşan Milletvekili Prof. Dr. Eşref Taş, milletin ortak paydası olarak görülen barış sürecinin devam ettiği bugünlerde oynanmak istenilen oyunlar ile birilerinin tekrardan kardeş kavgası çıkarmak istediğini söyledi.

Son Güncelleme :

20 Ekim 2014 - 13:07

“Kardeş kavgası başlatılmak isteniyor”

AK Parti Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, partisinin İl Danışma Meclis Toplantısı’na katılmak üzere hafta sonu Bingöl’e geldi. Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, Bingöl Milletvekili Prof. Dr. Eşref Taş, Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, Kilis Milletvekili Ahmet Salih Dal, Muş Milletvekili Muzaffer Çakar, Bingöl İl Başkanı Yusuf Coşkun, Muş İl Başkanı Halil Saldık, ilçe belediye başkanları, vatandaşlar ve STK temsilcileri katıldı.

 


AK Parti 2014 Danışma Kurulu Toplantısında konuşan AK Parti Bingöl Milletvekili Prof. Dr. Eşref Taş; “Ülkemiz ve Bingölümüz tarihi bir süreçten, tarihi günlerden geçiyor. Hepimizin umudu, milletin ortak paydası barış süreci geçtiğimiz günlerde büyük bir testten geçti. Ülkemizde terör yoluyla kan ve gözyaşını hâkim kılmak isteyen güçler iki yıldır yeniden inşa etmek için uğraştığımız barış ve kardeşlik anlayışımıza yönelik büyük bir provokasyonun fitilini ateşlediler. 1993’te olduğu gibi yine Bingölümüzde bir sabotaj yapmaya kalkıştılar. Niçin Bingöl? Olayların en yoğun olduğu dönemde bile Bingöl Merkezinde bir terör eylemine cesaret edemeyenler, 21 yıl sonra neden tekrar Bingöl’ü hem de kent merkezini seçtiler? Bunu iyi düşünmenizi istiyorum. Benim kanaatim Bingöl’ün yiğit ve cesur evlatlarını kışkırtmak, yeniden bir kardeş kavgasını başlatmak için yapılan planlı-programlı bir saldırıdır. 1993’te başardılar ama bu kez başaramadılar. Halkın kararlılığı ve iradesi karşısında geri adım atmak zorunda kaldılar. Allah’ın izniyle başaramayacaklar da. Yeter ki siz sağlam durun, yeter ki siz barış yapanları koruyun ve arkasında durun”


 


 Milletvekili Taş, “Barış isteyenlere karşı bir darbe yapıldı, iktidar bütünüyle el değiştirdi, bu uğursuz terör de 21 yılımızı daha çaldı. Eğer milletin sağduyusu ve barıştan yana kuvvetli tavrı olmasaydı Allah korusun belki de “tarih tekerrürden ibarettir” diyenleri haklı çıkaracak bir yola girilecekti. Onun için çok dikkatli olmak zorundayız. Nihai barışa giden yol kısaldıkça başka arayışların içine girebilirler. Çözüm sürecini bitirmek ve ülkemizi kendi uşağı gibi kullanmak isteyen dış ülkeler ve ülkemizdeki ajanları Allah’ın izniyle Yeni Türkiye yolunda kendi tuzaklarına düşecek ve bu sancılı süreçten daha güçlü ve daha dinamik bir şekilde çıkmamıza vesile olacaktır. Ödevimize daha çok çalışıyoruz” şeklinde konuştu.


 


Kanunların ila-nihai değişmez metinler olmadığını ifade eden Taş, “İhtiyaçlar değiştikçe kanunlar da değişir. Barış sürecini tahkim etmek, kurulan tuzakları önceden bertaraf edebilmek için Hükümetimiz “makul şüphe” durumunda güvenlik güçlerine yetki veren bir düzenlemenin hazırlığı içindedir. Temel amaç suç işlenmesinin önüne geçilerek, geri dönülmez zararların oluşmasına meydan vermemektir. Nasıl ki yorgun araç kullanan bir kişi illa kaza yapmasını beklemeden trafikten alıkonuluyorsa bu düzenlemede öyledir. Makul şüphe bir tedbirdir, önlemdir. Ama “olağan şüpheliler” sanki demokrasiden taviz veriliyormuş gibi milletimizi yanıltmaya çalışıyorlar. Bu doğru değildir ve bütün çalışmalar AB standartları ve hukukun evrensel ilkeleri içerisinde yürütülmektedir. Türkiye’de demokrasiyi kökleştiren parti Ak Partidir. OHAL’i, DGM’leri, Anadil ve başörtüsü yasağını, Vesayeti ve daha pek çok yasağı kaldıran Ak Parti iktidarına“ikna odaları” kültüründen gelenlerin demokrasi dersi vermeye kalkışması muhalefetin dramıdır. Sayın Başbakanımız açıkladı: Eğer bu düzenlemelere daha önce sahip olsaydık Bingöl’deki bu saldırı önlenmiş olacaktı”


Kimse kendi parasını güvenin olmadığı yere yatırmak istemediğini belirten Taş, “Ne yazık ki son 30 yılda bu bölgeye girişimci işadamlarımız gelip yatırım yapmak istemediler. İnşallah bu süreçle birlikte Bingöl’ümüzde bu yer altı kaynakları harekete geçirdiğimizde Bingöl’ün işsizlik sorunu da bertaraf edilmiş olur. Bir girişimcimiz Sancak bölgesinde kendi çalışmalarıyla 200 milyon ton civarında bir kömür rezervi tespit etti. Çalışmaları devam ediyor. Orada 600 megavatlık bir enerji santrali kurmak istiyor. Bu da en az bin kişinin burada çalışması anlamına geliyor. Yine Halifan bölgemizde çözüm süreci ile birlikte 150 megavatlık enerji santrali kurulmak isteniyor. Buranın da yapım aşamasında 4-5 bin kişi çalışacak daha sonra da 600 kişi daimi olarak istihdam edilecek. Bunların hepsini çevremize anlatmamız gerekiyor. Yine Genç-Sivan bölgesinde dünyanın 3. büyük demir cevheri rezervi var. Orada bir girişimci arkadaşımız zenginleştirmeyle oradaki demir oranını yükseltmiş. İnşallah çözüm süreci ile birlikte orada yeni çalışmalar yapılacak ve 2 bin, 3 bin kişi çalışmış olacak. Bingöl kavşak bölgesidir. İnşallah girişimcilerimiz artık Bingöl’e gelecek. Bu vesileyle sayın bakanımızın da katkısıyla bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmek için Solhan’da Şimşirpınar, Genç’te Servi Göleti, merkezde Gülbahar Barajı ve Gültepe Göleti, Karlıova’da Kale Göleti’nin ihaleleri yapıldı ve belli bir aşamaya gelindi. Bunlar bittiğinde bu bölgede yaşayan insanlarımızın refah seviyesi artacaktır. Ayrıca etüt proje çalışmaları devam eden Yamaç Göleti, Çaytepe Göleti ve Vahkin proje çalışması devam ediyor. Onlar da bittiği zaman bu bölgelerin refah düzeyleri daha fazla gelişecek. Sözlerimi bitirirken ağır provokasyonlara rağmen asil duruşundan, kardeşlik hukukundan ve barışa olan inancından taviz vermeyen Bingöllü hemşerilerime şükranlarımı sunuyorum” dedi


YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.