
Nevruzu kutlamak için toplanan kalabalık, BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve BDP il yöneticilerini ilçe girişinde karşıladı. Kalabalık eşliğinde nevruzun kutlandığı alana doğru giden Baluken, kutlama alanı önünde kendisini karşılayan emniyet müdürlüğü görevlileriyle görüştü. Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Günaydın İçişleri Bakanlığı’nın genelgesini hatırlatarak alanda ateş yakılmamasını istedi. Bunun üzerine BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken ise, her bayramın kendine özgü bir sembolünün olduğunu ifade etti. Baluken, Kurban Bayramı’nda kurban kesilmeden bayramı kutlamanın bir anlamının olmadığını belirterek, Nevroz’un da sembolünün ateş olduğunu, ateş yakılmadan kutlamaların bir anlam ifade etmediğini söyledi.
Emniyet müdür yardımcısının, aldıkları talimatlara göre hareket edeceklerini belirtmesi üzerine Baluken, Vali Mustafa Hakan Güvençer’i arayarak durumu bildirdi. Vali Güvençer’e alanda ateş yakacaklarını ve kutlamaların ardından hiçbir olayın çıkmayacağını belirterek, polis barikatının açılmasını istedi.
Telefonla yapılan görüşmelerin ardından vatandaşlar Nevroz kutlama alanına alındı. Nevroz ateşinin yakılmasıyla Baluken, vatandaşlarla birlikte halay çekerek Nevroz’u kutladı.
Nevroz ateşi yakıldıktan bir süre sonra ilçe halkına seslenen Baluken, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine değinerek, “İçişleri Bakanı, ‘21 Mart dışında Nevroz’u kutlayamazsınız’ dedi, bir ‘kutlarız’ dedik. İçişleri Bakanı bugün gelip Karlıova’yı görsün” ifadelerini kullandı.
Baluken, şunları söyledi: “Buraya geldiğimizde seçim öncesinden seçim sonrasına kadar hep şunu söyledik; Kürt halkı olarak ya kölelik diyeceğiz, yada özgürlük diyeceğiz dedik. Şimdi genelgelerle, yasaklamalarla tekrar Kürt halkını köleliğe sevk etmek istediler. Kürt halkının önünde barikatlar kurdular. Ama Amed’te, İstanbul’da o barikatlar yerle bir edildi. Kürt halkı kölelik değil, özgürlük dedi.
Bahar’a girerken sözde Kürt halkını zindanlarda tamamen ölümle baskı altına alacaklardı. Şu cümleyi kullandılar, ‘öyle bir yapacağız ki, bahara girerken Amed’te milletvekilleri bir araya geldiğinde 20 kişi bir araya gelemeyecek’ demişlerdi. 2 gün önce Amed’te 1 milyon kişi toplandı.”
Uzun süredir Kürt halkının iradesini kırmaya yönelik topyekün bir savaş konseptininin yürütüldüğünü ifade eden Baluken, “Amed’te, İstanbul’da bugün Türkiye’nin, Ortadoğu’nun, Avrupa’nın her tarafında Kürt halkı topyekün diriliş ve direnişe geçmiştir. Ya özgürlük, ya özgürlük bunun başka yolu yoktur. Bunu herkes böyle bilecek” dedi.
BALUKEN, BARIŞ ÇAĞRISI YAPTI
Baluken, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu bahar ayı böyle inkarcı bir yaklaşımla giderse, eğer böyle imhaya dayalı katliamlarla giderse çok çatışmalı bir sürece gebedir. Buradan tekrar çağrı yapıyoruz, sizin bugüne kadar bize yaşattığınız bütün acılara rağmen, barış çağrısı yapıyoruz.
Savaşın, çatışmalı sürecin sonu yoktur diyoruz. Gelin bu işi bütün Dünya’nın yaptığı gibi diyalog ve müzakereyle, barış yoluyla çözelim diyoruz. Adresler belidir. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Beyaz Saray’a gidip Obama’ya yalvarmaya gerek yok, Avrupa Birliğine gidip dilencilik yapmaya gerek yok, İstanbul’dan bir vapura atlarsınız, yarım saat sonra İmralı’ya gidersiniz.”
Hükümeti eleştiren Baluken, “Bunlar bütün bu savaşı kendi ihale siyaseti için yaptılar. Bunların umurunda mı Kürt gençlerinin ölümü, Türk gençlerinin ölümü. Bu ülkenin evlatlarının ölümü bunların umurunda mı?. Bunlar Ankara’da hangi telefonla, hangi görüşmeyle, hangi ihaleyi paylaşmanın peşindeler. Biz bütün ihalelerinizi, sizin bütün rantınızı, bütün kirli çıkar ilişkilerinizi Kürt anasının, Türk anasının göz yaşlarına kurban ederiz. Biz müzakere çağrıları yaparken, barış isterken, bunu sadece Kürt gençleri için değil, buradaki polislerin canı için de istiyoruz” şeklinde konuştu.