Bingöl Üniversitesi’nin kuruluşunun 10. yıl etkinlileri kapsamında düzenlenen “Zaza Tarihi ve Edebiyatı” konferansında konuşan Araştırma Görevlisi Murat Alanoğlu, “Zaza Kelimesi Kırd ve Kırmanc kelimelerinden daha eski” dedi.
Bingöl Üniversitesi’nin kuruluşunun 10. yıl etkinlileri kapsamında “Zaza Tarihi ve Edebiyatı” paneli düzenlendi. Üniversitenin kongre merkezinde 12 Mayıs Cuma günü düzenlenen panele Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde görevli Abdullah Demir, Araştırma Görevlisi Murat Alanoğlu, Öğretim Görevlisi İbrahim Dağılma ve Şair Hasip Bingöl katıldı.
“ZAZALAR BİRÇOK BEYLİK KURMUŞLARDIR”
‘Zazaların Menşei, Göç Hareketleri ve Kurmuş oldukları beylikler’ başlıklı tebliğini sunan Abdullah Demir, Zazaların büyük bir coğrafyaya dağıldığını ve birçok yerde beylikler kurduğunu söyledi.
Demir, “her ne kadar tarihi kaynaklarda ‘Zaza’ kelimesine az rastlanılsa da Zazaları, hanedanlar vasıtasıyla tanıma fırsatı buluyoruz. Eski devletlerin birçoğunun hanedanlarının ismiyle anıldıkları bilinmektedir. Buna örnek olarak Emevi, Abbasi, Eyyubi, Selçuklu, Osmanlı devletlerini gösterebiliriz. Haliyle modern çağda hanedan devletler yerine daha evrensel isimler kullanılarak yeni devletler kurulmuştur. Zaza veya Dimili adıyla tarihte ortaya çıkmış bir devlet olmasa da birçok yerde bunların kurduğu emirliklere rastlamaktayız. Ayrıca Sasani İmparatorluğu’nun Zazalar tarafından kurulduğu bilinmektedir” dedi.
“PAZUKİ BEYLERİ, SÜVEYDİ BEYLERİ İLE AYNI SOYDAN GELMEKTEDİR”
Pazuki Beylerinin Çapakçur ve çevresinde uzun süre hüküm süren Süveydi Beyleriyle aynı soydan geldiklerine dikkat çeken Demir, “PazukilerSafevi döneminde Hınıs, Tekman, Muş ve Adilcevaz bölgesine kadar nüfuzlarını artırmış bu bölgelerin tamamını hâkimiyetlerine almışlardır” şeklinde konuştu.
“ZAZA KELİMESİ KIRD VE KIRMANC KELİMELERİNDEN DAHA ESKİ”
Araştırma Görevlisi Murat Alanoğlu ise ‘ Osmanlı Klasik döneminde Zazalar (İdari ve İktisadi Düzen) başlıklı araştırmasında Yurtluk-Ocaklık ve Hükûmet olarak idare edilen Zaza Bölgelerinden söz etti. Alanoğlu, Mirdasî (Eğil, Palu, Çermik), Süveydî (Genç, Çabakçur, Hancuk), Dımıli (Hoy, Kotur, Salmas, Gerger, Sökmenabad, Urmi), Zerza (Uşni ve Lacan), Çemişgezek (Pertek, Sağman, Mazgirt, Kızuçan), Pazuki (Kiğı, Hınıs, Varto, Malazgirt) bölgelerinde Zazaların hüküm sürdüğünü ve bu durumun Osmanlı belgelerinde kayıtlı olduğunu aktardı.
Zaza kelimesinin Dımıli, Kırd, Kırmanc gibi kelimelerden daha eski olduğunu belirten Alanoğlu “ 1653’te Evliya Çelebi Lisan-ı Zaza ifadesini kullanıyor. Yine 1770 tarihli Halep ŞeriyyeSicili’nde Zaza ifadesi geçmektedir. Kırd ve Kırmanc kelimeleri eski kaynaklarda geçmiyor. Kırd kelimesi ilk olarak Ehmed-i Hasi’ninMewlid’inde geçiyor “ diye konuştu.
“BİR ZAZA EDEBİYATI MÜKTESEBATI OLUŞTU”
Zazaca’nın yazılı tarihinin eski olmadığını belirten Hasip Bingöl, şiir başlığıyla yayınlanmış 80 civarında Zazaca eserin olduğunu, bunların da çoğunun 2000’lerden sonra yazıldığını söyledi. Bingöl, günümüzde artık bir Zaza Edebiyatı müktesebatı oluştuğunu dile getirdi.
“ZAZACA YÜRÜMEYE BAŞLADI”
Modern Zaza Edebiyatı’nın son 20-25 yılda meydana geldiğini vurgulayan Öğretim Görevlisi İbrahim Dağılma da Zaza dilinde 60 civarında hikâye ve 25 civarında romanın yazıldığını söyledi. Zaza Dili’nde yazma konusunda geç kalındığını belirten Dağılma “ Zazaca son yıllardaki eserlerle birlikte emekleme döneminden yürüme dönemine geçmiştir” dedi.