belediye baskan adayı ramazan güner Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

belediye baskan adayı ramazan güner
DOLAR 32,3759 % 0.15
EURO 35,3249 % 0.11
GRAM ALTIN 2.324,45 % 0,17
ÇEYREK A. 3.800,47 % 0,17
BITCOIN 2.291.196 2.165
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde 'Kardeşlik Buluşmaları Mardin' konferansında 10 maddelik 'Terörle Mücadele Eylem Planı'nı açıkladı. Sivil toplum örgütleri, vatandaşlar ve üniversiteli akademisyenlerin katıldığı toplantıda konuşan Davutoğlu, Mardin'in tarihi, kültürel dokusuna değinerek, şöyle dedi: "Mardin insanlık tarihinin hülasası bir şehirdir. Görünüşte küçüktür ama her sokağını keşfettiğinizde tüm insanlığı kuşatır. Derinliğinde bütün bir insanlık birikimini kuşatmış olarak sizi keşfeder. 2001'de ilk kez Mardin'e ailemle geldiğimde Kızıltepe'de güneş batmak üzeredeydi. Aynı hisleri 1983'de Kudüs'e gittiğimde hissetmiştim. Ne zaman Mardin'e geldiğimde içimde tefekkür, yalnızlaşma hissi uyanmıştır. Hep beraber Diyanet İşleri Başkanımızla birlikte o güzel anı yaşadığımızda Mardin'in birleştirici ruhunu keşfetmiştim. Bu birleştirici ruh tam hissettiğimiz ruhun ta kendisi. Mardin 7 iklim, 7 dinin, 7 kültürün yaşadığı şehirdir. Kimse kimseye bir şey dikte etmeden karşılıklı saygı içinde yaşamayı Mardin öğretti. Mardin'in çoğulculuğuna ihtiyaç hissediyoruz. Mardin 7 bin yıllık geçmişiyle diğer şehirlere kapı açar. Mardin'i anlayan Konya'yı, Diyarbakır'ı, İstanbul'u, Kudüs'ü, Saraybosna'yı anlar. Mardin bir anahtardır. Mardin Hz. Ömer tarafından fethedildi. Hz. Ömer Mısır'ı, Kahire'yi, Irak'ı, İran'ı Medine'nin ruhuyla buluşturmuştu. Eşitlik ruhuydu. İnsanların Adem'in çocukları olarak bir diğerine eşit olduğu ruhuydu. Bütün bu coğrafyayı bütünleştirdi. Ortadoğu kavramına hep eleştirel yaklaşmışımdır. Bir birleştirici ruha daha ihtiyaç hissedildiğinde Sultan Alparslan'ın kavimleri aşkla buluştu ve bu coğrafyadaki ruh Mardin'de birleşti. Bu birleştirici ruh Anadolu kültürü dediğimiz büyük eşiği birlikte kurdu. Sonra Haçlılar geldi, parçalamak için. Bu sefer Selahattin Eyyubi ruhu harekete geçti, hatta Artuk Bey harekete geçti. Alparslan'ın ordusunda bir Kürt olmak ile Selahattin Eyyubi'nin ordusunda bir Türk olmak arasında bir fark var mı?"

"SOL YANIMDA KÜRT, SAĞ YANIMDA KARADENİZ ÇOCUĞU"

Bakanlar Kurulu Toplantısını hep Besleme ile açtığını ve hamd ettiğini belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bakanlar Kurulu toplantısını besmele ile açtığımda hep hamd ederim. Sol tarafımda bir Kürt çocuğu Mehmet Şimşek oturur. Diğer tarafımda Numan Kurtulmuş. Diğer tarafta Balkanlardan gelen Mehmet Müezzinoğlu. Bu topraklarda Anadolu, Kafkas, Balkan çocukları birleşti. Sonra parçalayıcı kavimler tekrar geldi. Bağdat'ı aynen Haçlılar gibi tekrar yıktılar. Birleştirici bir ruh, Söğüt'ten Osmanlı tecelli etti. Bursa'ya, İstanbul'a, Üsküp'e, Saraybosna'ya büyüyen bir devlet, daha sonra İslam bütünlüğünü İdris-i Bitlisi ile sağlayan bir devlet oldu. İstanbul'u Bağdat'la, İstanbul'u Kudüs'le buluşturan ve Mardin'i merkez kılan Sultan Selim Han'ın yanındaki İdris-i Bitlisi ve Fatih Paşaydı. Diyarbakır'da Fatih Paşa Camisi'ne saldıranlar bu kardeşliği hedef aldılar. Sonra bütün Karadeniz, Akdeniz, Hazar, Kuzey Afrika yaklaşık 400 yıl bir bütün olarak yaşadı, parçalayamadılar, bölemediler. Biz aynı birleştirici ruhla dimdik durduk. Sonra sömürgeciler girdi. 1798'de Napolyon Mısır'a girdiğinde ilk hançeri saptamıştı. Tarihimizde Çanakkale Savaşı'nı, Sarıkamış'ı biliriz, Kuddülamara'yı bilmeyiz. Bu savaşta Ortadoğu'nun tüm halkları Bağdat'a doğru ilerleyen sömürgeci güçlere karşı son büyük zaferi kazandılar. Araplar, Kürtler, Sünniler, Şiiler hep beraber savaştılar. Ortadoğu'nun sömürgeci ve dış güçlere karşı verdiği son savaştı. Hala izlerini taşıdığımız, yükünü omuzlarımızda hissettiğimiz Sykes Picot anlaşması. Ya Kuddül Amara kazanacak, ya Sykes Picot kazanacak. 1918'de başka bir ruh harekete geçti. Bu Meclis'te herkes vardı. Sanki gizli bir el Sykes Picot oldu ama, son kale lazım. O son kale İstiklal Orduları'yla Türkiye Cumhuriyeti devletinin önünü açtı. Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir ulus devlet değildir. Bu devlet herhangi bir etnik kimlik üzerine kurulmadı. Bu zemin üzerine kurulan Türkiye ile tarihte son burç olarak yükselirken, parçalayıcı noktalar tekrar harekete geçti" dedi.
Anadolu ve Mezopotamya'nın tek tipçilerden çok çektiğine dikkati çeken Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu birlikteliğe karşı tek parti ideolojisi bunlara savaş açarak, hikmetimize savaş açtı. Devleti yaşatan yegane gücün fiili güç olduğunu savunarak Dersim'i, 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü bu ülkeye yaşattılar. Bu dikte edici ruhun karşısında yeni bir ruha ihtiyaç var. Dedelerimiz son kaleyi savunmak için savaştı, babalarımız inançlarını korumak için saklı gizli gittiği mekanlarda ibadet etti. Biz de bütün hayatımızı vakfettik. Tek tip ulusçu anlayış, aynı sonuçları doğurur. Tek parti anlayışı nasıl baskıcı bir çerçeve oluşturmuşsa, aynısı Ortadoğu'da gördük. Bu ret ve asimilasyona karşı çıktığını iddia eden örgütler çıktı PKK ve arkasındaki zihniyet. Kürt ulusçuluğu adına harekete geçtiğini iddia eden örgüt de bu anlayışla harekete geçti, parçalayıcı, bölücü anlayış. Bütün Anadolu, Mezopotamya anlayışı bu tek tipçilerden çok çekti. Biz AK Parti olarak tarih sahnesine çıktığımızda 1071'in birleştirici ruhunu. Bir taraftan 12 Eylül anlayışına karşı mücadele ettik, diğer taraftan bu zihniyetin yansımasına karşı mücade ettik. Son 13 yıl böyle bir yüzleşmenin tarihidir. Tekrar Türkiye'yi son kalemizi ayağa kaldırmanın yolu insan harmanımızı bir araya getirmek, onları bir arada tutmak ve demokrasi ile vatandaşlarımızın iradesini diri tutmak" dedi.

"ARAMIZA GİRMESİNLER"

Başbakan Davutoğlu, 2001 yılına kadar Türkiye'nin yasaklar, yolsuzluklar, baskıların olduğu bir Türkiye olduğunu belirterek, "2001 Türkiyesini hatırlayın. Yasakların, yolsuzlukların, baskıların olduğu Türkiye'yi. Bu toprakları şenlendirmeye çalıştık. Birçok üniversitemizde Kürtçe enstitüleri kuruldu. Türkçe ve Kürtçe güzel şeyler söyleniyorsa, aralarında bir fark yoktur. Biz dilleri aziz kılmaya geldik. Birleştirmek için her şeyi yaptık. Bu topraklar geri kalmış bölgeler deniliyordu. Her türlü yatırımı yaptık. Bizde ayrı ayrı özerk bölgeler yok, bir vatan, bir gelecek, bir kader var. Bizim için bu vatan topraklarının aziz topraklarında nice aziz insanlar çıkacak. Bu toprağın her aziz vatandaşının Hakkari'de ne kadar hakkı varsa, Edirne'de de o kadar hakkı var. Bu ülke parçalanırsa, bilin ki, Haçlıların, Moğolların, sömürgecilerin yapmak istediklerini yaparlar. Ama biz bunlara karşı bir yandan hizmetler, bir yandan demokratikleşmelerle her yeri aynı yapmaya çalıştık. Biz bu tek tipçi anlayışlara karşı hiç kimse ile pazarlık yapmadan, büyük demokratik açılımlar yaptık. Bir Türkmen çocuğuna Kürtçe çok güzel yaraşır. Bizim aramıza girmesinler, bir herkesle anlaşır, herkesle konuşuruz. Bütün bu demokratikleşme faaliyetlerini yaparken, istismar eden bu terör örgütü en azından insafa gelir bir muhasebe yapar, birilerinin piyonu olmak yerine bu topraklarla bütünleşir. Demokratik açılım süreci, çözüm süreci hep aynı şeyi yapmaya çalıştık. Şu silahlar insin, kim ne istiyorsa söylesin, çocuklar dağa çıkmasın" dedi.

"SİLAHLAR TÜRKİYE'Yİ TERK ETMEDİ"

Çözüm sürecinde silahların Türkiye'yi terk etmesi gerektiğini ancak örgütün bunu yapmadığını belirten Davutoğlu, "Dicle Üniversitesi'nde gönülden yaptığım konuşmada iki hususu vurgulamıştım. Tarihimiz birdir, bunu gelin birlikte inşa edelim. 2013 Nevruz gününü hatırlayın. Bütün silahlı unsurlar Türkiye'yi terk edecekti, silahlar susacaktı ne oldu? Birileri şunu fark etti, bu birleştirici ruh tekrar egemen olursa bunları durduramayız dediler. Gezi provokasyonlarını başlattılar. Türkiye'den yurt dışına gidişler durdu. Birileri kulaklarına fısıldadı. Boş hayallerin peşine sürüklendiler. Biz irademizi kaybetmedik. Hep bunu yaptık. Cumhurbaşkanımız bana bir çözüm süreci, iki paralelle mücadeleyi emanet etti. 17-25 Aralık'la tekrar bir kumpasla birlikteliği sarsmaya çalıştılar. Nice komplo, kumpaslar gördük. 6 Ekim'de Kobani bahanesi ile olaylar yaşandı. Niyet birleşmek, bütünleşmek değil, niyet farklı. 7 Haziran seçimlerine giderken, hep beraber bulunduğumuzda bunlar aşılır mı dedik, silahlanma, ayaklanma çağrıları yaptılar" dedi.

10 MADDELİK EYLEM PLANI

Başbakan Davutoğlu, 10 maddelik Terörle Mücadele Eylem Planı'nı şöyle açıkladı:

1- Psikolojik unsur: Millet ile devlet arasındaki farklar kalkacak, birleştirici anlayışı yerleştireceğiz. İnsan odaklı devlet anlayışını yerleştireceğiz. Meşru güç kullanma yetkisi sadece halktan yetki alanlardadır. Biz hesap makamıyız. Her türlü hesabı vermeye hazırız.

2- Kamu düzeni inşası: Kamu düzenini kim tehdit ederse, ister DAEŞ örneği gibi, ister PKK gibi, ister DHKP-C olsun terör yapmak isteyen kim olursa olsun durdurulacak ve engellenecek. Kamu hepimiziz. Sıradan bir devlet gücünden bahsetmiyorum. Hepimizin onurunu, yaşamını temel alan düzeni söylüyorum. Bunların özyönetim dediği gibi feodal düzenleri değil. Bunların istediği feodal düzen. Suriye'den ilk kaçan KDP yanlısı Kürtlerdi. Herkesin eşit hakka sahip olduğu kamu düzeni. Burada kesinlikle teröristle, halk ayrılacak.

3- Kapsamlı demokratik reform süreci: Türkiye'nin bütün vesayet odaklarını değiştirelim. HDP'ye demiştik, "gelin kaçak çay içip gidersiniz" dediler. Ben ki İsrail'e sesimi yükselmişim, mazlum halklara selamünaleyküm demişim, kendi ülkemde buna izin verir miyim? Yüzümdeki tebessümü yanlış anlamasınlar. Çukur kazacağınıza Anayasa Komisyonu kurduk, oraya gelin. Bilinsin ki öyle veya böyle 12 Eylül Anayasası da, terör örgütü de emellerine ulaşamayacak. Ne istiyorsanız Ankara'da konuşacak zemin var. Cizre'de çukur, barikatların dibinde bir şey iddia edemezsiniz, gösteremezsiniz. Yeni bir anayasa ile yeni bir dönem.

4- Sosyal seferberlik: Terör saldırıları nedeniyle oluşan bütün yaraları saracağız. Biz ki diğer mazlum milletleri mağdur etmemişiz, Sur'dan, Cizre'den çıkan vatandaşlarımızı bunların eline bırakır mıyız? Aile Sosyal Destek Programı'nı bölgeden başlatıyoruz. Her türlü ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bütün kardeşlerimize düzenli kira yardımı yapılacak. Öğrencilerimizi en iyi şartlarda eğitim yaptıracağız. Telafi eğitimi vereceğiz. Okullarımızı imar edeceğiz. Hastanelerimizi en şekle getireceğiz.

5- Ekonomik destek: 13 yıl içinde ayağa kaldırdığımız bölge ekonomisini tahkim edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın terörden kayıplarını telafi edeceğiz. Bunlar yangın çıkardılar, biz yangın yerinde bir gülistan inşa edeceğiz. İşadamlarımızla tüm ihtiyaçları dinledim. Bana iletilen her talep yerine getirilecektir. Prim borçları ertelenecek. Esnaf ve sanatkarların kredi ödemeleri, çiftçilerimizin kredi ödemeleri ertelenecek. Kredi sağlanacak. İstihdam artışını sağlayacak hamle başlatılacak. Doğu ve Güneydoğuya 200 milyar TL. yatırım yaptık.

6- Mekanın ihyası: Diyarbakır'ın tarihi dokusu gibi, bütün tarihi şehirlerimiz yeni bir yasal çerçeve ile şehir ihyası çabası içinde olacağız. Diyarbakır'a, Sur'a böyle bakıyoruz. Sur'u öyle bir inşa edeceğiz ki insanlık ihya olacak.

7- İletişim sistemi: Etkin bir iletişim birimi oluşturulacak. Olan bitenle ilgili bilgiler aktarılacak.

8- Yasal ve idari düzenlemeler: Büyükşehir yasası istismar edildi. Edinilen tecrübelerle yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek ancak istismar edilmesine izin verilmeyecek. Yatırım yapmak yerine teröre desteğe izin verilmeyecek. Terörü teşvik eden kim olursa olsun kamu hizmetini aksatılmasına izin verilmeyecek. Özel tedbirlerle idari tedbirleri alacağız. Türkiye'yi silahtan arındıracağız.

9- İstişare meclisleri: Yeni bir birlikte ve kardeşlik dönemini başlatacağız. Muhatap milletin ta kendisidir. STK, kanaat önderlerinden istişare meclisleri kurulacak. Herkesi muhatap alacağız ama elinde silah olanı muhatap almayacağız. Zulmedenleri muhatap almayacağız.

10- Komşu ülkelerle ortak ruh: Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'da kardeşlik sürecinin başlaması için birleştirici ruh hareketi başlatacağız. Kuddül Amara'da birlikteydik, önümüdeki dönemde de birlikte olacağız. Hiçbirinizi diğerinden ayırmadan kardeş bildik, kardeş kalacağız. Türkiye'nin, Mezopatamya, Balkanların birliğini, kardeşliğini tesis edeceğiz.

SIKI GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Mardin'e dün gece eşi Sare Davutoğlu ile birlikte gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, için geniş güvenlik önlemleri alındı. Artuklu Üniversitesi'ne açılan cadde ve sokaklarda özel harekat polisleri konuşlandırıldı. Davutoğlu'nun gelişi nedeniyle kentteki kaldırımlara daha önceden belediyeler tarafından konulan ayaklı çöp kovalarına herhangi bir patlayıcı madde bırakılmaması için valiliğin talimatıyla belediye ekipleri tarafından çöp poşetleri geçirildi ve polisler nöbet bekledi.

"SURİYE'DEKİ ATEŞİ BU ÜLKEYE ATMAYA ÇALIŞANLARA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cuma Namazı'nı 8 asırlık tarihi Ulu Cami'nde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in hutbe okuduğu Cuma namazını kıldı. Namaz çıkışında cemaati ile tokalaştıktan sonra vatandaşların sev gisterilerinde bulunduğu Başbakan Davutoğlu, için "Mardin seninle gurur duyuyor", "Dik dur eğilme Mardin seninle" sloganları atan vatandaşlar cami avlusunda bir süre tekbir getirdi.
Cami çıkışında çarşı esnafını gezerek bir süre sohbet eden Davutoğlu, beraberindeki bakanlarla birlikte esnaf ve vatandaşların sorunlarını dinledi. Çocuklara oyuncak dağıtan Davutoğlu, daha sonra Yeşilli İlçesi'ne hareket etti. Davutoğlu, Yeşilli İlçesi'ne giderken, yol üzerindeki Kabala Mahallesi'nde vatandaşların sevgi gösterisi üzerinde aracından inerek kalabalığı selamladı. Davutoğlu, "Kabala seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine vatandaşların ülke içine nifak sokmaya çalışanlara en güzel dersi seçimde verdiğini söyledi.
Kabala'nın, Mardin'in, Güneydoğu'nun ve Doğu'nun, bu ülkenin bir parçası olarak her zaman yükseleceğini ifade eden Davutoğlu, vatandaşların "Kahrolsun PKK" sloganları atması üzerine "Allah bütün nifak ekenleri kahretsin, Allah şehitlerimize rahmet eylesin. Allah şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmayı bize nasip etsin. Bilin ki şehitler ölmez" dedi. "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganları üzerine de Davutoğlu, "Allah'ın izniyle şehitlerimiz hep bağrımızda olacak" ifadesini kullandı. Davutoğlu, geçtiği Yeşilli İlçesi'nin
Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalığa seslendi. Davutoğlu, "Allah birliğimizi daim eylesin. Allah bozgunculara fırsat vermesin. Allah aramıza nifak sokmaya çalışanlara fırsat vermesin. Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı ile hepimizi ebediyen kardeş kılsın. Allah bütün komşu ülkelere barış getirsin. Sizden buralara, bu topraklara sahip çıkmanızı, bu al bayrağa sahip çıkmanızı istiyorum. Şehitlerimizi, istikbalimizi temsil eden bu al bayrağı dalgalandırdığınız için Allah sizden razı olsun"dedi.
Ülke üzerinde oynanan oyunlara müsaade etmeyeceklerini söyleyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin her yerindeyiz. Allah bu milletin kardeşliğini daim eylesin. Allah kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlere fırsat vermesin. Allah vatanımızı aziz, milletimizi kudretli, devletimizi şefkatli eylesin. Bugün aslında bir seri teşekkür ziyaretimin ilk günü, önce Mardin'i tercih ettim. Çünkü Mardin Arabın, Türkle, Türkün, Kürtle bin yıldır barış içinde yaşadığı kadim bir şehir. Bakınız, Sur'u, Cizre'yi, Silopi'yi barikatlarla, çukurlarla kirletmek oralarda kriz çıkarmak istediler. Yolları kestiler, rızık kapınız olan Habur'u kapatmaya çalıştılar. Yeşilliler biz buna izin verir miyiz? Biz bu ülkeyi böldürür müyüz? Bu ülkeyi Irak, Suriye gibi ateş çemberine atmak isteyenlere biz yol verir miyiz? Bu al bayrak bizim değil mi? Bu hilali, bu gökyüzünden indirir miyiz? Bu ezanları susturur muyuz? Ama onlar Sur'da, onlar Fatihpaşa Camii'nde ezanları susturmaya, oralarda hain marşlar çalmaya kalktılar. Allah bu tekbirleri semalardan indirmesin. Bugün Mardin'de eylem planımızı açıkladık. Biz buradayken bu ülkenin birliğine, dirliğine saldıranlara izin vermeyeceğiz. Kim terör konusunda mağdur olmuşsa onların hepsine şefkat elimizi uzatacağız. Suriye'deki ateşi bu ülkeye atmaya çalışanlara müsaade etmeyeceğiz. Yeşilli küçük bir ilçe diyorlar, Yeşillilerin yürekleri dağ gibi büyük bir ilçeymiş. Bu ülkenin gönlü o kadar geniş ki bakın dün Londra'daydım orada Suriye ile ilgili bir toplantıya katıldım bütün dünyaya haykırdım ve dedim ki ben milletimle gurur duyuyorum. Benim milletim 2.5 milyon Suriyeliye kucak açtı. Dünya onlara kapısını kapatmışken biz onlara yüreğimizi açtık. Şimdi zalim rejim ve onu destekleyen Rus uçakları Halep'i vuruyor, kardeşlerimizi vuruyor. Onlarla işbirliği yapan PKK'nın uzantısı PYD oradaki Kürt ve Araplara zulmediyor. İstiyorlar ki oradaki ateşi buraya da atsınlar. Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi koruyacak mıyız? Bu vatanın istikbalini, al bayrağımızı koruyacak mıyız? Vatan nerede bir yiğit var beni koruyacak dediğinde hazır mısınız? Allah birliğimizi kardeşliğimizi daim etsin. Bilin ki bu toprakların her karışında kamu düzeni tam oturtulana kadar mücadelemiz sürecek. Teröristlere karşı en şiddetli, en kararlı şekilde mücadelemiz sürecektir. Allah sizi bizim yanımızdan eksik etmesin. Allah bütün fitne odaklarını kahretsin. Bu fitne odaklarının oyunlarına gelmeyen kardeşlerimizi Allah aziz eylesin. Bu topraklarda adım adım dolaşacağım ve kardeşlik buluşması yapacağım. Bir an olsun geri adım atmayacağız bu hainlere fırsat vermeyeceğiz. Allah şehitlerimizi aziz eylesin ve bizlere kudret versin. Şehitlerimiz bizim kalbimizdedir. Gelecek hafta Cuma günü teşekkür ziyaretleri bağlamında Kahramanmaraş'ta olacağım."
Başbakan Ahmet Davutoğlu daha sonra Yeşilli Belediyesi'ni ziyaret edip burada AK Partili Belediye Başkanı Hayrettin Demir'den belediye çalışmaları hakkında bilgi aldı.Davutoğlu daha sonra Mardin'in Midyat İlçesi'ne geçti.


DAVUTOĞLU: BÜTÜN ÇUKURLAR KAPATILACAK, HEP BİRLİKTE YENİ TÜRKİYE'YE YÜRÜYECEĞİZ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçtiği Mardin'i Midyat İlçesi'nde parti otobüsünden kendisini bekleyen Midyatlılara seslendi. Midyat'a 8 bakanla geldiklerini vurgulayan Davutoğlu, bölgenin ihtiyaçlarının tespit edileceğini belirterek "Buraya 8 bakanla geldik. Hepsi burayı görüp hizmetleri tespit etmek için geldi. Dedim ki 'Midyat ne isterse yapılacak, Midyat ne talep ederse ikinci bir söz söylenmeyecek'. Çünkü birileri Irak ve Suriye'de olduğu gibi Türkiye'yi de ateş çemberinin içine almak isterken birileri terör ve şiddet diliyle konuşmak isterken Midyat, 1 Kasım'da ayağa kalktı. Birliğin, dirliğin, beraberliğin adresi olan AK Parti'ye oy verdi. Allah Midyat'tan razı olsun" diye konuştu.

"ZORLU DÖNEMEÇLERDEN, EŞİKLERDEN GEÇİYORUZ"

Tarihin önemli bir aşamasından geçildiğine dikkat çeken Davutoğlu, "Siz ne güzel bu al bayrağımızla bizlere hem hoş geldinin en güzel mesajını veriyorsunuz hem de bu bayrakla bizim aramıza nifak sokmak isteyenlere işte bizim birliğimiz sembolü bu, diyorsunuz. Tarihin önemli bir aşamasından geçiyoruz. Zorlu dönemeçlerden, eşiklerden geçiyoruz. Oyunları boza boza, kumpasları kuranların kafasında kıra kıra hep beraber kardeşliğimizi korumaya yürüyoruz" dedi.

"O MAZLUMLARIN SIĞINACAĞI TEK YER, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ"

Son günlerde Esad rejiminin Rusya desteğiyle Halep kırsalında başlattığı operasyonun ardından aralarında Türkmenlerin de bulunduğu binlerce kişinin evlerini terk ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Bu vatanımız, Anadolu'muz bütün mazlumlar için son kale. Buraya gelirken bugün 15 bin Suriye'den, Halep'ten kardeşimiz Türkiye'ye doğru yürüyordu. Bombalar altında, Rus uçaklarının, rejimin saldırılarının bombaları altında o kardeşlerimiz gideceği, sığınacağı tek yer var. Allah yardımcıları olsun. Türkiye Cumhuriyeti de her zaman yardımcıları olacak. Onlar başka yere gidemiyor. O mazlumların sığınacağı tek yer var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Kim bizim bağrımıza gelirse esenlik bulacak. Ey Suriye, Irak, Musul, Halep bilin ki size yönelen kurşun bize yönelmiştir. Size yönelen zulüm bize yönelmiştir" dedi.

"ÇUKUR KAZARAK TÜRKİYE'Yİ IRAK VE SURİYE GİBİ YAPMAK İSTEYENLER VAR"

'Bütün çukurlar kapatılacak' diye bütün Türkiye'ye söz verdiklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Son sığınağımız, son kalemiz Türkiye. Birileri de istiyor ki çukur kazarak, barikat kurarak, mayınlar döşeyerek, tuzaklar kurarak Türkiye'yi Irak ve Suriye gibi yapmak isteyenler var. Buradan bütün Türkiye'ye söz veriyoruz. Bütün çukurlar kapatılacak. Bütün barikatlar yıkılacak. Bütün mayınlar temizlenecek ve hep birlikte yeni Türkiye'ye yürüyeceğiz" diye konuştu.

"ADIM ATMAKTA TEREDDÜT EDERSEM, ANAMIN SÜTÜ DE BANA HARAM OLSUN"

Daha sonra Midyat'ta bir otelin salonunda yapılan AK Parti Mardin İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Mehmet Şimşek, bazı bakan ve milletvekillerinin de katıldığı danışma meclisi toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu, salona asılan "Torosların evladı Ahmet hocam, eğer bir gün seni yanlız bırakırsak yürüdüğüm bu yolda analarımızın sütü bize haram olsun" yazısını okuyarak, "Ben de diyorum ki Mezopotamya'nın aziz çocukları, eğer bir gün sizin için gereken bir adımı atmaktan bir an dahi teredüt edersem, o muhterem anamdan emdiğim süt de bana haram olsun" demesi, salonda alkışlarla ve tezahüratlarla karşılandı.

"TÜRKİYE'NİN KİMİNLE SORUNU VARSA BUNLAR ORAYA GİTTİLER"

İsim vermeden HDP'lileri eliştiren Başbakan Davutoğlu, son dakika bilgisi olarak kendisine iletilen sınıra yığılmalara dikkat çekerek, "Halep ve Musul'dan sınırımıza yığılmalar oldu. Halep ve Musul, Mardin'in kardeşleri. Dün Londra'da Suriye toplantısında hepimiz adına haykırdım. Dedim ki, bugün sizin ileride vermeyi düşündüğünüz 10 milyarlık tahhüdü biz, Türkiye olarak 2.5 milyon Suriyeli kardeşimizin sadece kaptakilerine verdik, helali hoş olsun. Cizre'yi, Sur'u, Silopi'yi harabeye çevirmek isteyenlere, bunun için oralarda mayınlar döşeyenlere seslenerek soruyorum; bakınız Halep'te şu anda 15 bin kardeşimiz biraz önce bize gelen bilgi ile sınırımıza dayandı. Onların her türlü ihtiyacını karşılıyoruz. Arkadan belki onbinlercesi yola girdiler. 6-7 Ekim olaylarında, sebep diye gördükleri kobanide olaylar olduğunda 3 gün içinde 197 bin Kürt kardeşimizi biz misafir etmiştik. Halep'ten Araplar gelir, Ehlen ve sehlen. Kobani'den Kürtler gelir, roj baş, Bayır Bucak'tan Türkmenler gelir, hoş geldin sefa geldi. Biz kapımıza geleni aç ve açıkta bırakmayız. Sınırın bu yakasında, Nusaybin'de Cizre'de Silopi'de aynen Suriye ve Irak'ta olduğu gibi ateş çemberi kurmak isteyenler, onlar bilsinler ki biz bu son kaleyi sonuna kadar savunacağız. Türkiye'nin kimle problemi varsa bunlar oraya gittiler. Moskovo'ya gittiler. Türkiye, ermeni lobileriyle problem yaşadı, bunlar ermenilerle toplandılar. Hep bir planın parçası oldular. Bu planda şu vardı, mazlumların son kalesinin yıkılması" şeklinde konuştu

"KÜRT'ÜN DE, ARAP'IN DA, TÜRK'ÜN DE TEMSİLCİSİ AK PARTİ'DİR

AK Parti'nin, Türkiye'de yaşayan bütün halkların temsilcisi olduğunu anlatan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunda böyle her haftanın bir gününü, hafta sonunu bölgede geçireceğim. Türkiye'nin her yeri güvenli olmadıkça bize bize uyku haram. Halkın içinde yürümekten bir lider, lider olamaz. Türkiye'de kürtlerin de arapların da türklerin de temsilcisi AK Parti'dir.
Sünniler'in de, Aleviler'in de. Kürtler'in nüfusu tapusu bu topraklarda, bu toprakların tapusu da AK Parti'dedir. Kürtler'in devleti Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye dışındaki Kürtler'in de, Arapların da, Türkmenlerin de başı sıkıştığı zaman devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Başka devlete gerek yok. Şimdi bizi Suriye'deki Kürtlere tavır almakla itham edenler, HDP'li milletvekilleri o zaman Beşar Esad ile ilişkilerimiz iyi olduğunda, benden ricada bulunuyorlardı; ne olur beşar esad'a söyleyin de Kürtler'e vatandaşlık versin diye. Kürtlere bir kimlik vermiyordu bu alçak Esat. Kürtler'i suriyede kendi hedefleri doğrultusunda kullanmaya kalkıyorlar. Biz hiç bir yerde Kürtler'e karşı değiliz. Araplara karşı, süryanilere ve Yezidilere karşı değiliz. Hepsi bizim tarihdaşlarımızdır. Ama birisi bizim vatanımıza göz dikerse, kim olursa olsun ona karşıyız ve ona haddini bildiririz. Kuzey Irak'ta Erbil'de Kürt Yönetimi ile sayın Barzani ile ne kadar iyi olduğu aşikardır. Ne zaman başları daralsa, DEAŞ tehditi oludğunda da bizi aradılar, mali problemlerle karşılaştıklarında da. Suriye'de PYD, PKK'nın uzantısı olarak bu şehirlerimize, Cizre'ye Nusaybin'ne silah sokmaya oradan vatandaşlarımıza zulm etmeye kalkarlarsa, onlara da hadlerini bildiririz."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu yüzden akademisyenlerin yazdığı bildiriye şiddetli şekilde eleştirdiğini, Kürtler'in iradesini kimsenin eline alamayacağını savunarak, "Onun için Akademisyenlerin yazdığı bildiriye şiddetli şekilde eleştirme sebebim de oydu. Kürt siyasi bir iradesi diye bir iradeyi kimse eline alamaz. burada kürt siyasi iradesi de biziz, Arap siyasi iradesi de biziz, Türk siyasi iradesi de biziz. Onlar kendilerini bir parçaya ait hissederler, biz ise bu halkın her birine aidiyet hissederiz" ifadelerini kullandı.

Konuşmasının son bölümünde Başbakan Davutoğlu, yeni süreçle ilgili muhattabamın kim olacağının sıkça sorulduğunu hatırlatarak, "Soruyorlar ya, 'yeni dönemde muhatabınız kim?' diye. Yenide de, eskide de muhatabımız hep halktı. Şimdi de her konuda olduğu gibi muhatabımız halktır" dedi.

 

 


Google News

10 maddelik Terörle Mücadele Eylem Planı Açıklandı

06 Şubat 2016 - 9:36

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.