Haber / Tahir BİLDİK
Ayetullah’ın hastalığına girmeden önce bir notla başlayalım; Lösemi, bir kan kanseridir. Kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür. Çocukluk çağındaki kanser vakalarının %35'ini lösemiler oluşturur ve birinci sıradadır. Türkiye'de her yıl 16 yaşın altında 1200-1500 yeni lösemili çocuk vakası bildirilmektedir.
İncedursun ailesinin kader yolculuğu…
Ayetullah İncedursun, Genç ilçesi Dilektaşı köyünde ikamet eden emekli korucu babanın altı çoçuğundan biri. Çaytepe YİBO da okuyan Ayetullah, 7. sınıfın birinci dönemi bitiminde bu amansız hastalığa yakalanıyor. Lösemiden habersiz ailesi, Ayetullah’ın aşırı burun kanaması ve kan kusmasıyla hastaneye kaldırırlar. Bingöl Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk müdahalede çıkan sonuçlar, Ayetullah’ın lösemiye yakalandığını gösteriyordu. Ve İncedursun ailesi için yeni bir süreç başlamıştı. -Lösemili hastalıların yoğun ve kontrollü bir tedavi istendiği için büyük hastanelerde tedavi altına alınması gerekirdi- Ayetullah’ında aynen öyle oldu. Çevre ilerinde ki araştırma hastanelerinde yer olmadığı için en yakın olan Trabzon’a Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırdılar.
Burada bir hafta yatan Ayetullah, aileden ve memleketten uzak olduğu için çok sıkıntılar çeken İncedursun ailesi, hastasını memlekete yakın yere getirmek için uğraştılar. Nihayetinde Elazığ’a Fırat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde boşalan bir yere hemen nâkilini yapıp getirdiler.
Umut dolu gülüşlerle selam söylüyor…
Ocak ayından beri hastanede tedavi altında olan Ayetullah, iyileşip eski günlerine dönme umudunu yitirmemiş. Her ne kadar sevdikleriyle rahat bir şekilde buluşmuyorsa da yinede iyileşmesi için bütün sıkıntılara katlanıyor. İyileşeceği güne inanıyor. Onun için her yeni gün daha azimli şekilde mücadele veriyor Ayetullah.
Hassas hastalar oldukları için enfeksiyon kapma riskleri de yüksek. Ailesi başta olmak üzere hiçbir ziyaretçiyi odalarına almıyorlar. Sadece bir kişi sürekli içerde olacak ve o da çok titiz bir kontrolden geçirdikten sonra. Bizde o kontrolle takıldık. Ama şanslıydık. Ayetullah eskisi gibi değil. Yatağından kalka biliyor. Tam olmazsa da rahat bir şekilde yemek yemeğe başlamış. Ve artık ziyaretçilerini karşılayabiliyor. Bizi 3. katta Hematoloji bölümünde karşılayan Ali Rıza ağabeyi ziyaretimiz için Ayetullah’a bir telefonu yetti. Genç’ten geldiğimizi duyan Ayetullah hemen odasından çıkıp müşahede odasında bizi karşıladı. Selam verip durumunu sorduğumuzda ‘iyiyim’ deyip gülüyordu o hasta haliyle, sevinç içindeydi. Yakın ilgiden dolayı çok mutluydu. Fazla konuşmadı ama bu sözleri bize yetti, “Acımı yakından takip eden herkese selam söyle ve teşekkürlerimi illet” dedi.
Tüm Halkımıza muteşşekkiriz…
Kısa muhabbetimizden sonra odasına geri dönen Ayetullah, ağabeyi Ali Rıza İncedursun’la sohbet ettik. Ayetullah’ın hastalığıyla işlerimi bırakıp geri döndüm diyor. İş derken sürekli iş değil tabii. Piyasada inşaat işlerini kast ediyordu. Manevi buhranı yanında maddi sıkıntılarda çok çekiyor İncedursun ailesi. Emekli korucu maaşı dışında bir gelirleri olmadığını dile getiren Ali Rıza İncedursun, “Evin büyüğü benim bir küçüğüm askerde diğerleri de ufak okuldalar, ailede çalışan olmayınca bazen çok sıkıntılar çekiyoruz. Sadece 6 aylık sürecinde 9 ile 10 bin TL arası ilaç almışız. Her zaman haftanın bir gününde Ayetullah’ı Malatya’ya kan ışınlama tedavisine götürüyoruz. Dışarıda olmamız hasebiyle de harcamalarımız çok fazla. Yardımlar olmazsa kendi imkânlarımızla ayakta duramayız. Sağ olsun kaymakamlık, öğretmenler, öğrenciler ve Genç halkı bize sahip çıktı. Maddi imkânlarımız ne kadar iyi olsa tedavi sürecini daha rahat bir şekilde atlatırız. Bunun için sıkıntılarımızı gören ve duyan başta Genç Kaymakamı Abdullah Köklü’ye, Ayetullah’ın okulu Çaytepe YİBO’nun öğretmen ve öğrencilerine, bizim için kermes düzenleyen Genç İbn-i Sina Teknik Meslek lisesi ile Genç Anadolu lisesi okulu öğretmen ve öğrencilerine ve kermese katkıda bulunan tüm Genç halkına canı gönülden teşekkür ediyoruz” dedi.
