HDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken konu hakkında, ''Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt Meselesinin çözümü ile ilgili başlatılan çözüm görüşmeleri ikinci yılını doldurmuşken, AKP hükümeti çözüm karşıtı uygulamaları devreye sokmaya devam etmektedir. Çözüm sürecinde müzakere aşamasına geçilmesi konuşulurken, korucu alımlarının gerçekleştirilmesi barıştan çok savaşı çağrıştıran pratikler olarak görülmektedir. Bingöl ili Kiğı ilçesi ve Elazığ ili Karakoçan ilçesi Kaymakamlıklarının çıktığı ilana göre toplamda 300 korucu alımı gerçekleştirilmektedir. Açıktır ki, Türkiye halklarının barış istemlerine karşın AKP iktidarı silahı öncüle alan bu politikaları kaygı uyandırmaktadır. Nitekim bu kaygılar hem Bingöl’deki yurttaşlarımızda hem de Bingöl dışında yaşayan hemşerilerimizde yankı bulmuş ve korucu alımlarının durdurulması için demokratik eylem ve etkinlikler düzenlenmiştir'' dedi.
Baluken, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı cevaplanasını istediği önergede şu soruları iletti:
- Bingöl ilimiz Kiğı ilçesine alınmakta olan 150 Geçici Köy Korucusu alımı neden yapılacaktır?
- Korucu alımları yapılmadan önce yöre halkı, sivil toplum kuruluşları ve ilgililer tarafından dillendirilen itirazların dikkate alınmama gerekçesi nedir?
- Resmi ilan Baraj ve HES’lerin güvenliği için alımı ile gerekçelendirilen korucuların ‘özel işletme’ niteliğindeki yerleri kamusal kaynaklardan oluşan ödemelerle korumaya yöneltilmesinin izahı nedir?
- Halkın verdiği vergilerle özel işletmelerin mekânlarının korunmaya çalışılmasının hukuki boyutu nedir?
- Karakoçan ilçemiz sınırlarında bulunan Pembelik Barajının korunması amacıyla 150 geçici köy korucusunun alınması, Kiğı ilçemizde olduğu gibi kamusal kaynaklarla özel şirketlere bağlı işyerlerinin korunması anlamına gelmektedir. Bu yönlü bir alımın hukuki bir zemini var mıdır?
- Çözüm Süreci’nin başladığı 2012 yılının son aylarından itibaren Türkiye genelinde alınan korucu sayısı kaçtır? Bu korucu alımları hangi illerde yapılmıştır?
- Korucu alımları, HES yapımları ve Karakol yapımları çözüm sürecinin barışı ve demokratikleşmeyi esas alan ruhuna aykırı değil midir?
