belediye baskan adayı ramazan güner Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

belediye baskan adayı ramazan güner
DOLAR 32,3273 % 0.22
EURO 35,1092 % -0.13
GRAM ALTIN 2.308,42 % 1,36
ÇEYREK A. 3.774,26 % 1,36
BITCOIN 2.288.335 2.61
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

Binbaşı emir verdi: Öldür

Genç ilçesinde 1994 yılında askerlerce kurşuna dizilen ve şans eseri sağ kalan Abdullah Ayaz, olaydan sonra yardım istediği ve hayatını borçlu olduğu astsubayla 19 yıl aranın ardından savcılıkta karşılaştı.

Son Güncelleme :

03 Aralık 2013 - 14:56

Binbaşı emir verdi: Öldür

Askerlerce kurşuna dizilen ve şans eseri sağ kalan Abdullah Ayaz, olaydan sonra yardım istediği ve hayatını borçlu olduğu astsubayla 19 yıl aranın ardından savcılıkta karşılaştı. Konu hakkında ifade veren Zekeriya Astsubay, “Kurmay Binbaşı, bana Ayaz’ı öldürme emri verdi. Karşı çıkınca tehdit etti” dedi

Taraf ’ın, “Bir gece bizi kurşuna dizdiler” başlıklı haberi ile öyküsünü duyurduğu Abdullah Ayaz, ölümden döndüğü günden 19 yıl sonra Diyarbakır Adliyesi’nde, hayatını kurtaran Zekeriya Astsubay ile biraraya geldi. Abdullah Ayaz’a sarılan Zekeriya Astsubay, o gün yaşananları Taraf’a anlattı. Kendisinin de o operasyonda görev aldığını anlatan Zekeriya Astsubay, şunları söyledi: “Abdullah yanıma geldiği gün Bolu Komando Tugay Komutanlığı’ndan Kurmay Binbaşı helikopterle yanıma gelerek, ‘Bu şahsı öldür’ emrini verdi. Karşı çıkınca beni, ‘TSK ile ilişiğini keserim, hakkında işlem yaparım’ diye tehdit etti.”

Abdullah Ayaz, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nda, iki kardeşi ve amcası ile birlikte Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından kurşuna dizildiğini anlatmıştı. Ayaz, yaralı olarak kurtulduğu olaydan sonra yanına gittiği Doğanevler Karakol Komutanı Zekeriya Astsubay’ın kendisini Bolu Tugayı’na vermeyerek hayatını kurtardığını dile getirmişti.

 

 

ASTSUBAY, İFADE VERDİ

Bu ifadeler üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin Doğanevler Karakol komutanı Zekeriya Astsubayı ifadeye çağırdı. Abdullah Ayaz, 19 yıl önce hayatını kurtaran astsubayı görür görmez tanıdı. Ayaz’a sarılan astsubay, gözyaşlarına hâkim olamadı. Sonrasında savcılığa ifade veren Zekeriya D., 1994’te Doğanevler Jandarma Karakolu’nda komutan yardımcısı olarak görev yaptığını belirtti. Astsubay, o dönemde Genç- Kulp-Lice üçgeninde “Murat” adlı bir operasyon yürütüldüğünü dile getirdi. Operasyonda görevinin Geyikdere Köyü’nde bulunan dere içinde pusu atmak olduğunu belirten Zekeriya D, 13 gün süren bu görevi emrinde bulunan iki korucu timi ile birlikte yerine getirdiğinden bahsetti. Sonrasında bulundukları bölgeye Bolu Tugay Komutanlığı’na bağlı “Balyoz Kod” isimli birliğin geldiğini ifade eden Zekeriya D, Ayaz’ın yaralı olarak yanlarına geldiği günü şu sözlerle anlattı: “Buradaki görevimizi yapıp geri dönerken Abdullah Ayaz yanımıza geldi, korucular ile konuşmaya başladı. Ben koruculara ‘Bu şahıs kim. Necidir’ diye sorduğumda korucular Abdullah Ayazı’ı tanıdıklarını, akrabaları olduğunu askerlerin kendisini yaraladığını söylediler. Bunun üzerine ben Abdullah Ayaz’ı yanıma çağırdım ve ne olduğunu sordum. Bana, ‘Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler beni ve 6 akrabamı kılavuzluk yapmamız için götürdü. Bizi PKK’nın boş kampına götürüp kurşuna dizdiler’ dedi.”

HELİKOPTERLE GELDİ

Bunun üzerine Genç İlçe Santrali’ne telsizle çağrıda bulunduğunu ifade eden Zekeriya D, sözlerine şöyle devam etti: “Benim anonsumdan sonra operasyonun Genç ayağını yürüten Bolu Komando Tugay Komutanlığı’na bağlı ismini hatırlayamadığım Kurmay Binbaşı, ‘Nerdesin? Şahsı yanında tut koordinatları bana bildir’ şeklinde anons etti. Ben de bulunduğumuz yerin koordinatlarını bildirdim. Yaklaşık 45 dakika sonra Sikorsky helikopter bulunduğumuz yere iniş yaptı. Bu sırada Abdullah Ayaz korucuların yanındaydı. Telsizle muharebe yaptığım Kurmay Binbaşı yanıma gelerek, ‘Şahıs nerede?’ diye sordu. Ben de koruculara doğru elimle orda olduğunu gösterdim. Helikopterin çıkardığı aşırı sesten dolayı Kurmay Binbaşı kulağıma yaklaşarak, ‘Bu şahsı derhal öldür’ emrini verdi. Bende kendisine ‘Bu şahsı öldürmemiz doğru değil’ demem üzerine Kurmay Binbaşı emri birkaç kez tekrarladı.”

TSK İLE İLİŞİĞİNİ KESERİM

Zekeriya D, “Bunun üzerine Kurmay Binbaşı bana, ‘Senin TSK ile ilişiğini keserim ve hakkında gerekli işlem yaparım’ şeklinde tehdit etti. Ben de tamam dedim. Binbaşı helikoptere binerek havalandı. 15-20 dakika sonra kendisine anons yaparak şahsın öldüğünü söylemem üzerine bana cevap olarak, ‘Gözlerinden öper teşekkür ederim’ dedi” diye anlatı.

ÖLDÜRMEMİZ DOĞRU DEĞİL

Akabinde yanında görev yapan Uzman Çavuş Bayram A’nın kendisine “Binbaşı ne dedi” diye sorduğu ifade eden Zekeriya D’in konuya ilişkin diğer ifadeleri şöyle: “Binbaşının yanıma gelen şahsın öldürülmesi talimatını verdiğini söyledim. Uzman çavuş Bayram ‘Şahsı bana verin öldüreyim’ diye ısrar etmesi üzerine, ‘Öldürmemiz doğru değil. Başkalarının yaptığı yanlışı biz yapmak zorunda değiliz. Burada bu yörenin insanları olan korucular bak bizimle birlikte. Bizim burada görev yapmamızın sebebi terörle mücadele etmektir. Halkın kin ve nefretini kazanmak değildir’ dedim.

Daha sonra Ayaz’ı yanıma çağırdım. Binbaşı ile aramızda geçen konuşmayı anlattım. Hemen buradan uzaklaşmasını, tedavisini herhangi bir hastaneye uğramadan dışarıda yaptırması tavsiyesinde bulunarak gönderdim.”



“İsmail amcayı vurdular, PKK’lı dediler”

Savcılıkta anlattıkları ile Abdullah Ayaz’ın ifadesini doğrulayan Zekeriya D’nin fotoğrafını, hâlâ görevde olduğu için kullanamıyoruz. Bu arada Zekeriya Astsubay, savcıya bugüne kadar araştırılmayan bir olay hakkında da bilgi verdi. Olayın Bolu Komando Tugay Komutanlığı’na bağlı askerlerin bölgede olduğu dönemde meydana geldiğini anlatan Zekeriya D, vakayı şu sözlerle aktardı: “Geyikdere Köyü’nde İsmail amca adında biri vardı. Operasyon yaptığımız dönemde İsmail amcanın ailesini Doğanevler Sağlık Ocağı’na göndermiştik. Operasyonun bizden taraftaki ayağı sona erdikten sonra biz bağlı bulunduğumuz Doğanevler Jandarma Karakolu’na döndük. İsmail amca ise geride kalan hayvanlarını almak için Geyikdere Köyü’ne dönmüştü. Ertesi gün Bolu Komando Tugay Komutanlığı’nda görevli rütbeli bir personel benim telsiz kodumdan çağrı yaparak telsiz başına gelmemi istedi, ben de telsiz başına gittim. Bana, ‘İsmail isimli şahsı tanıyıp tanımadığımı’ sordu. Ben de, ‘Tanırım iyi biridir’ dedim. İsmail amca sanırım beni tanıdığını söylemiş. İsmail amcaya sakın bir şey yapmamalarını, çocuklarını Doğanevler’de bulunan sağlık ocağına yerleştirdiğimizi söyledim. Bunun üzerine bana çağrıda bulunan personel, ‘Tamam serbest bırakıyorum’ dedi. Daha santral odasından ayrılmadan birkaç dakika sonra telsiz konuşmasında İsmail amcanın bulunduğu yerde iki teröristin öldürüldüğü anonsunu duydum. Anonsu yapan, benimle konuşan kişi Binbaşı, bölük komutanı yüzbaşı olabilir. Daha düşük rütbeli olması mümkün değil. Korucular bölgede yaptıkları arama neticesinde iki ayrı taş yığını gördüklerini bana bildirdiler. Taş yığınlarını açmalarını söylemem üzerine korucular taş yığınlarını açtılar. Bana, açılan taş yığınlarının birinde İsmail amca, diğerinde ise katırının ölüsü olduğunu bildirdiler.”

TARAF GAZETESİ

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.