Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,2779 % -0.2
EURO 34,8439 % 0.07
GRAM ALTIN 2.415,21 % 0,91
ÇEYREK A. 3.948,87 % 0,91
BITCOIN 63.632,72 -0.087
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 12°
Google News

BİNGÖL ‘DEĞERLERİNE’ SAHİP ÇIKIYOR

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre, 2002 yılında 4 bin 952 olan devlete bağlı huzurevi sayısı, 2014’te 11 bin 511’e yükseldiği göze çarpıyor. Açıklanan verilere göre Bingöl’de hiç huzur evi yok. Bu durumda halkın aile büyüklerine verdiği değerin göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Son Güncelleme :

17 Eylül 2015 - 13:27

BİNGÖL ‘DEĞERLERİNE’ SAHİP ÇIKIYOR

Bireyselleşme ve yüksek şehirleşme hızı, son yıllarda sayısı gittikçe artan huzurevlerinin yaygınlaşmasında en önemli nedenlerden birini oluşturuyor. 2002 yılında 4 bin 952 olan devlete bağlı huzurevi sayısı, 2014'te 11 bin 511'e yükseldiği göze çarpıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre, huzurevinde kalan kişi sayısı 12 yılda yüzde 132 oranında arttı. Büyük emeklerle büyütülen çocukların anne ve babalarını huzurevlerine yerleştirmesi, yaşlılarda geri dönüşü olmayan psikolojik sorunlara neden oluyor. İnsanların en çok çocukluk ve yaşlılık döneminde aile sıcaklığına ihtiyaç duyduğunu söyleyen uzmanlar, huzurevlerinin artışının modern insanın bireyselleşmesinin sonucu olduğunu belirtiyor.

Yaşlılığın tıpkı çocukluk gibi çok hassas ve özel bir dönem olduğunun altını çizen uzmanlar, “Bir çocuğun yurtlarda büyümesi ne kadar kötü bir durumsa bir yaşlının da huzurevinde ailesinden uzakta yaşaması o kadar kötüdür. Bir insanın yaşlandığını düşünmesi bile tek başına depresyon nedeniyken yaşlılığını yalnız geçirmek zorunda kalan kişilerde bu durum daha da ağır sonuçlar doğurabiliyor” uyarısında bulundu.

 

HUZUREVİNDEKİ YAŞLILARIN ÇOĞUNDA DEPRESYON GÖRÜLÜYOR

 

Yaşlılık döneminde psiko-sosyal desteğe duyulan ihtiyacın arttığına da dikkat çeken uzmanlar, şu ifadeleri kullanıyor: “Duygusal ihtiyaçlar bu dönemde arttığından yaşlı bireyler aileyle bir arada olmak ister. Çocuklarından ilgi ihtiyacı karşılanmayan, kalan ömrünü tek başına geçirmek zorunda olan kişiler, duygusal anlamda ciddi zorluklar yaşıyor. Depresyon huzurevlerinde kalanların önemli bir kısmında görülüyor. Artan biyolojik ve fizyolojik hastalıklarla beraber kaygı bozukluğuna da çok fazla rastlanıyor.”

Aile fertlerinin artık aynı evin içinde birbirinden uzak ve bağımsız hayatlar yaşandığını söyleyen Uzmanlar, “Önceden insanlar anne-babalarıyla beraber aynı evde-avluda yaşarken şimdi herkes anne-babadan ayrı bir hayat kuruyor” tespitinde bulundu.

 

BİNGÖL HUZUREVİ OLMAYAN NADİR İLLERDEN BİRİ

 

Öte yandan huzurevi sayısı batı şehirlerinden doğuya doğru azalıyor. Şırnak, Tunceli, Batman, Mardin, Siirt, Hakkâri, Batman, Bingöl ve Bitlis'te huzurevi bulunmuyor. Uzmanlar, bu durumu, bu illerde geniş aile kültürünün hâlâ yaygın olmasına bağlıyor. Ayrıca anne ve babaya ömürlerinin sonuna kadar bakma kültürünün var olduğunu söylüyor.

 

BİNGÖL HALKI HUZUREVİ YERİNE YAŞLILARINA KENDİSİ BAKMAYI TERCİH EDİYOR

 

Konuya ilişkin görüş belirten Bingöl halkı, huzurevlerinin olmayışı güçlü aile bağlarının varlığının yanında Bingöllülerin İslami hassasiyetinden kaynaklandığını belirtiyor.

Huzurevi yokluğunun dezavantaj olmadığını belirten Bingöl halkı, “İlk etapta bir ilde huzurevinin olamayışı dezavantaj olarak görülse de bu iyi bir gelişmedir. Bir ilde huzurevinin olmayışı orada yaşayan toplumun hala sağlam aile bağlarının olduğunu göstermektedir. Bingöl’de de halkımız kendi yaşlısına sahip çıkıyor. Onları huzurevine göndermek yerine kendileri bakıyorlar. Halkımız yaşlılarına bakmayı bir minnet değil bir saygı ve Müslümanlığın bir gereği olarak görmektedir. Temennimiz Bingöl’de olduğu gibi her yerde insanların huzurevine ihtiyaç duymadan kendi yaşlısına bakmasıdır” şeklinde görüş belirtti.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.