Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5406 % 0.16
EURO 34,9595 % -0.06
GRAM ALTIN 2.456,53 % 0,83
ÇEYREK A. 4.016,43 % 0,83
BITCOIN 64.135,32 0.988
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Türkiye, geçtiğimiz hafta sonu acı bir haberle sarsıldı ve Reyhanlı'dan gelen kara haberle büyük bir üzüntü yaşadı. Reyhanlı'da 2 ayrı yerde meydana gelen patlama sonucu 51 kişi hayatını kaybetti. Türkiye'de derin bir hüznün yaşanmasına sebep olan bu elim olaydan sonra hem CHP hem de MHP, AK Parti'nin Suriye politikasını eleştirerek, Reyhanlı'daki saldırıda ölen vatandaşların hayatını kaybetmesinden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tuttu.
Başbakan Erdoğan ise bu saldırıyı düzenleyenlerin, Türkiye'deki çözüm sürecinin yaşattığı bahar ve barış havasını hazmedemediklerini dile getirdi.
Biz de Haber7.com olarak Reyhanlı'daki saldırının yansımasını  BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile konuştuk.
BDP'li Baluken, AK Parti Hükümeti'nin çözüm sürecini de düşünerek, Suriye politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini savundu ve Suriye ile yaşanacak olası bir savaş sonunda çözüm sürecinin sekteye uğrayacağını iddia etti.
AK Partili Dağ ise, Hükümet'in Suriye politikasında bir yanlış olmadığını dile getirirken hedefine CHP'li milletvekillerini koydu. Dağ, diktatör Esed'in Banyas'ta yaptığı katliamdan sonra bile vicdanı sızlamayan ve katliam karşısında sessiz kalan bu CHP'li milletvekilleriyle aynı çatı altında siyaset yaptığım için utanç duyuyorum, dedi.
İşte BDP'li İdris Baluken ve AK Partili Hamza Dağ'ın konuyla ilgili olarak söyledikleri:
"TÜRKİYE BU OYUNLARA GELMEZ"
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ: "Reyhanlı'daki saldırının birden fazla amacı var. Asıl niyet maddi-manevi bir yıkım yapmanın ötesinde bir kamuoyu oluşturmak için böyle bir eylem yapılmıştır. Başbakan Erdoğan'ın da dile getirdiği gibi, demek ki bazı kesimler, hem çözüm sürecinin Türkiye'ye getirdiği bahar havasından ciddi manada rahatsızlık duyuyor  hem de Türkiye'yi Suriye'deki savaşın, girdabın içerisine sokmak istiyor. Ancak Türkiye bu tip oyunları ve eylemleri iyi okumuş ve ona göre adımlar atmıştır. Türkiye'nin devlet geleneği  bin yıllık olduğundan, bu konuda tecrübesi fazlasıyla vardır ki devletimizin soğukkanlı tutumu bunun ispatıdır. Dolayısıyla buradaki amaç hem çözüm sürecini sekteye uğratmak hem de Suriye'deki bataklığa Türkiye'yi de çekmektir. "
"O MİLLETVEKİLLERİNDEN UTANÇ DUYUYORUM"
"MHP ve CHP'nin eleştirdiği gibi, AK Parti'nin Suriye politikası sıkıntılı değildir ve bu iki partinin söylediklerinin çok da vicdani boyutu yoktur. Çünkü Türkiye Suriye'de mağdur olandan yana olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yaptığı gibi zalim Esed yanlısı bir politika gütmüyoruz. Diktatör Esed'in Banyas'ta yaptığı katliamdan sonra bile vicdanı sızlamayan ve katliam karşısında sessiz kalan bu CHP'li milletvekilleriyle aynı çatı altında siyaset yaptığım için utanç duyuyorum."
"TÜRKİYE, SURİYE POLİTİKASINI GÖZDEN GEÇİRMELİ"
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: Suriye'deki iç savaşın başladığı dünden bu yana maalesef Ak Parti Hükümeti, bu iç savaşın bir tarafı olmuştur. Biz sadece bu süreçte değil, geçmişte de AK Parti'yi bu konuda uyarmıştık. Ne Özgür Suriye Ordusu oradaki halkı temsil ediyor ne de katliamcı Esed, halkı Suriye halkını temsil ediyor. Türkiye de, Suriye'de hiçbir mezhep ve millet ayrımı yapmadan politikasını ona göre şekillendirmeliydi. İşte o yanlış politikaların yansımasını Reyhanlı'da gördük. Bu işin bir boyutu…
TÜRKİYE'DEKİ BARIŞ HAVASINI HAZMEDEMEYENLERİN PLANI
Bir de Türkiye'de uzun süredir devam eden çözüm süreciyle beraber ülkemizde müthiş bir sinerji yaratılmış ve bahar havası yaşanmaktadır. Kendi iç barışını sağlamış olan bir Türkiye'nin Ortadoğu'da belirleyici bir rol üstleneceğini hazmedemeyenlerin Reyhanlı'da harekete geçtiğini görüyoruz. Daha önce de bu çözüm sürecini sekteye uğratacak olaylar yaşanmış ancak Türkiye bunların üstesinden gelmeyi başarabilmişti. (Paris'teki Sakine Cansız cinayeti, İmralı tutanaklarının sızdırılması gibi…) Reyhanlı'da da böyle bir ihtimali göz ardı etmemek lazım.  
MHP VE CHP'YE REYHANLI ELEŞTİRİSİ
Reyhanlı'daki saldırıdan sonra muhalefetin tavrını da değerlendirmek gerekiyor. Reyhanlı'da henüz sokaklar kan içerisindeyken ve cenazeler yerdeyken böylesi bir katliam üzerinden siyaset yapmak, iktidar partisinin karşıtlığı üzerinden bir tavır belirlemek doğru değildir.
"ÇÖZÜM SÜRECİ, TÜRKİYE İÇİN HAYATİ BİR MESELEDİR"
Çözüm süreci içeride yürüyor ve bundan rahatsız olan çevreler var ise, sürecin Türkiye için ne kadar önemli ve halklarımızın geleceği açısından ne kadar hayati bir mesele olduğunun göstergesidir. İçerideki barış arayışlarına paralel olarak, AK Parti Hükümeti bundan sonra Suriye politikasında kin ve öfkeyle hareket etmemelidir.  
"ÇÖZÜM SÜRECİ ANCAK SURİYE İLE SAVAŞ SEKTEYE UĞRATILIR"
Reyhanlı saldırısını, bir BDP'li olarak Türkiye'yi Suriye'deki savaşa sokmanın ön adımı olarak görüyorum. Türkiye bu konuda çok hassas davranmalıdır çünkü ülkemizde var olan bir çözüm süreci vardır. Türkiye, hiç bu kadar barışa yakın olmamıştı ki onun için Suriye politikamızı bu süreci düşünerek belirlemeliyiz, ona göre adımlar atmalıyız. Eğer Türkiye, Suriye'ye yönelik bir savaş kararı alırsa bu hükümetin çözüm süreci karşısındaki samimiyetini test etmesine sebep olur. Çünkü olası bir savaş kararı, Türkiye'deki çözüm sürecini doğrudan etkiyecek ve bu süreci sekteye uğratacaktır. İçeride barış arayan Ak Parti Hükümeti'nin dışarıda savaş arayışına girmesi 76 milyon insanımızın ruhunda hükümete karşı bir samimiyet sorunu yaratmasına sebep olur. Suriye politikamızı belirlerken, 76 milyonun beklenti ve taleplerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Şundan eminiz: Suriye ile yaşanacak bir savaş, çözüm sürecini sekteye uğratır. Şu an ülkemizde yaratılan havaya baktığımızda, Suriye ile savaş dışında hiçbir güç, çözüm sürecini etkileyemeyecek.
Haber7
Google News

Çözüm sürecini baltalayacak tek olay!

16 Mayıs 2013 - 11:15

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.