6°
İlçe Müftülüğü tarafından İlçe Kültür Merkezinde düzenlenen söyleşiye, İlçe Müftüsü Hanifi Ballı, İlçe Milli Eğitim Şube Müdür Vekili Sadin Şahin, Bingöl ÖNDER İl Başkanı Sadullah Arpa, Genç Eğitim Bir-Sen İlçe temsilcisi Ahmet Bural, Genç Memur-Sen İlçe Başkanı M. Mustafa Demirağ, öğretmenler ile öğrenciler Katıldı.
Açılış konuşmasını yapan İlçe müftüsü Hanifi Ballı, Bingöl eski İl Müftüsü ve Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Mehmet Keskin’i katılımcılara tanıttı. Ballı, “Kıymetli misafirler, hocamız; 5 sene Bingöl il müftülüğünü yapmış, iki sene Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Din İşleri Yüksek Kuruluğunda bulunmuş, kurul üyeliği iki defa seçilmeye mahsustur hocamız iki seferde seçilip görevini tamamlamış. Ve birçok kitap tercümesi yapmış. Şuan Diyanet İşleri Başkanlığının müşavirliğini yapıyor. Hocamız Bingöl’de görev yaptığı için bizi kırmayıp buraya gelerek bizlerle hasbıhal edip, bizlere dua etmeyi ve dua almaya gelmiş. Hocamıza ilçemize hoş geldin diyor, Rabbim hocamıza hayırlı ömürler nasip etsin. Ve bizlere de ilminden faydalanmaya müessir kılsın” diye konuştu.
Ballı’nın konuşmasından sonra söz alan Bingöl eski İl Müftüsü ve Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Mehmet Keskin, öğrencilere peygamber efendimizin hayatından kesitler sunarak İmam-Hatipli olmanın bir ayrıcalık olduğunu, peygamber efendimiz döneminde imkanların zayıflığından dolayı ilim öğrenmenin zor olduğunu ve bugünkü nimetlerin kıymetini bilinmesi gerektiğini söyledi. Keskin, “Değerli kardeşlerim sizleri görence biranda kendim ruhen seneler öncesine gittim. Bir anda babamın elimden tutup beni medrese hocalarına teslim edince hayaline kapıldım. Sırf ilim öğrenip iyi bir hoca olayım diye beni medreseye vermişti. Ve o ilmimle kendime ve topluma bir şeyler vereyim diye. Allah şahidim olsun ki gerçekten o heyecanı şimdi içimden yaşıyorum. Neden heyecanlıydım biliyor musunuz? Çünkü yeni şeyler öğrenecektim. Bilmediğim şeyleri öğrenecektim. Evet, hocaların dizlerinin altında oturdum ve senelerim orda geçti. Sonrada beni İmam Hatip okuluna götürdüler orda da ilimden istifade ettim bir şeyler öğrendim. Şimdi de sizler o yolun yolcularısınız hem de kutlu bir yolun yolcularısınız. Gençlerisiniz. Allah sizi o ilmiyle amel eden gençlerden eylesin. Ne mutlu ki sizler Resulullah’ın övgüyle ettiği ‘Her erkek ve bayana ilim talep etmek farzdır’ hadisinin talebelerisiniz. Sizler işte bu farzları yerine getiren gönül elçilerisiniz. Bakınız gerçekten birçok çocuk ve birçok genç sizlerin yerinde olmak ister ama iş işten geçmiş veya şartlar ona müsait değildi ama sizler o güzel yeri kapmışsınız kıymetini iyi bilin bence. Sizleri görünce yine aklıma Resulullah’ın Mekke den Medine ye hicret ettiği zaman hani ilk iş olarak orada bir mescidi inşa etti. O meclis bugün deniyor ya Meclisi Suffa evet suffa meclisinde kendini ilme adayan fakir Müslüman sahabeler vardı. Ne deniyordu onlara ‘Ashab-ı Suffa’ yani suffa eshabı işte Ebu Hureyyra vb. sahabeler orda peygamberin dizleri dibinde ilim öğreniyorlardı. Bunlar öğrendiği ilmide başkalarına aktarıyorlardı. Bakınız onlar çoğu aç, susuz ve fakirlerdi. Anca durumu iyi olan Müslümanlar bir şey verdiklerinde yiyorlardı. Fakirdi ama tam ilim ehli insanlardı kendilerini tamamen ilme adamışlardı. Ve peygamberde onların ihtiyaçlarını üstlenmişlerdi. Ve diğer Müslümanlara da ikazda bulunuyordu o fakir sahabelere sahip çıkın diye. Ama onlarda ilimden geri durmazlardı. İlme açtılar. Fakat şimdi bir bakıyoruz kendimize Allaha şükür hepimizin ekmeği var, giyimimiz süper, okula gittiğimiz vakit bile anne babamız az da cebimize biraz harçlık koyuyor. Niye derseniz sırf okul okuyup iyi bir ilim öğrenip ve bu ilmimizi toplumumuza aktarmamız için. Değerli gençler bakın bu zamanımızın, bu zenginliğimizin kıymetini bilmemiz lazım. Madem ailelerimiz sizin için o kadar çırpınıyor sizde onların heyecanını kursaklarında bırakmayın. Onun için diyorum ki gecemizi gündüzümüzü okumaya, öğrenmeye vermeliyiz” dedi.
Konuşmaların akabinde soru-cevap faslına geçildi. Keskin, öğrencilerden gelen sorular cevaplandıktan sonra program son buldu.
