Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,4802 % -0.04
EURO 34,7679 % -0.65
GRAM ALTIN 2.439,88 % 0,15
ÇEYREK A. 3.989,20 % 0,15
BITCOIN 63.646,55 -0.845
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 25°
Google News

“İNSANLIK İSLAM İLE ŞEREF KAZANDI”

Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi Genç-Der tarafından Genç ilçesinde düzenlenen Mevlid-i Nebi programında konuşan eğitimci Abdulselam Soysal, peygamberin getirdiği İslam dininin misyonunu işaret ederek, “insanlık, İslam ile şeref kazandı” dedi.

Son Güncelleme :

27 Kasım 2017 - 20:35

“İNSANLIK İSLAM İLE ŞEREF KAZANDI”

Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi Genç Eğitim Kültür Sosyal Dayanışma Derneği (GENÇ-DER) tarafından Genç ilçesinde "Rahmet, Barış ve Adalet Rehberi Hz. Muhammed (sav)" temalı Mevlid-i Nebi programı düzenlendi.

 

Genç Şehit Hakan Akdere Kültür Merkezi’nde düzenlenen program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Seslendirilen ilahi ve Mevlid-i Şerif ile devam eden programda Genç Der Başkanı Cihan Üzer günün anlam ve önemine dair açılış konuşması yaptı.

 

Konuşmasına bu sene kutlu doğum etkinliklerinde yapılan değişikliğe değinerek başlayan Başkan Cihan Üzer, etkinliklerin bundan böyle Hicri Takvimi’ni esas alınarak yapılacağını söyledi. Üzer; “Genç-Der olarak sene içerisinde farklı etkinlikler yapıyoruz. Şimdiye kadar Nisan ayında Peygamber Sevdalıları Platformu’na üye olarak kutlu doğum etkinlikleri düzenliyorduk. Bir ay boyunca ülkemizde farklı yerlerde peygamberimizin hayatını anlatıyorduk. Şimdi artık inşallah Hicri Takvimi’ne göre ülkemizin farklı yerlerinde peygamberimizin hayatı anlatılacak ve anlaşılmaya çalışılacaktır. Bizim amacımız Peygamber aleyhi ve selemi anlamak ve anlatmaktır. Şuanda iki ayda yapıyoruz inşallah illeri ki zamanlarda senenin bütününe yayılacaktır. Umudumuz ve hedefimizi odur.” Dedi.

 

“PEYGAMBERDEN KOPMUŞ, AKLINI YİTİRMİŞ BİR DÜNYA MUTLU OLAMAZ”

 

Dünyada kime baksan mutsuz olduğunu belirterek konuşmasını sürdüren Başkan Üzer, Peygamberden kopmuş, Kur’an-ı Kerim’den yüz çevirmiş bir dünyanın mutlu olamayacağını ifade ederek şöyle konuştu: “Barış ve Adalet Rehberi Hz. Muhammed’ diyoruz. Neden bunu diyoruz. Çünkü dünya aklını yitirmiş, dünya sersem bir hal almıştır. Dünya mutlu değil. Ben Müslüman’ım diyen insanlarda Peygamberimize tam uymadığı için mutlu değil, Hıristiyan’ı da mutlu değil, Yahudi’si de mutlu değil ve Ateist’i de mutlu değildir. Dünyamızı bugün küçük ekranlarda televizyon ve internetten duyabiliyoruz. Adeta bir genci, yaşlısı, kadını bir feryat yakıyor, bir ağıt kopuyor. Hiç kimse halinden memnun değil. Çünkü Allah’ı unutmuş, peygamberden kopmuş, kitaptan yüz çevirmiş, aklını yitirmiş bir dünya mutlu olamaz. Bakın özelikle Allah’u Teâlâ hem dünyada, hem de ahrette kullarını mutlu etmek için peygamberler göndermiştir. İnsanlara da bu peygambere uymasını istemiştir. Ama maalesef insanlar peygamberlere terk ederek sahte liderlere, sahte önderlere, sahte firavunlara, sahte Ebu cehillerin kuyruklarına taktılar. Mutlu oldular mı peki? Hayır.”

 

“İNSANLIK İSLAM İLE ŞEREF KAZANDI”

 

“Resulüllah aleyhi ve salât öyle bir insandı ki, kıyamete kadar gelecek bütün Müslümanları değil ki yılda bir sefer, yapılan kutlu doğumlarla her gün ve her zaman onu ansalar yine Resulüllah’ı tam anlatamayız” cümlesiyle konuşmasına başlayan, programın konuşmacısı Eğitimci Abdulselam Soysal, son peygamber Hz. Muhammed’in önemine vurgu yaptı.

 

İslam’ın kadın, erkek, fakir ve zenginler arasında sınıfsal ayrımı ortadan kaldırarak insanlığa değer kattığı ifade eden Eğitimci Soysal; “Peygamber geldiğinde Mekke şehrine baktığımız zaman insanlar puta tapıyordu. Zenginler fakirlere zülüm yağdırıyordu. Güçlüler zayıflara, erkekler kadınlara zülüm yağdırıyordu. Babalar kız çocuklarını diri diri gömüyorlardı. Hata bir babaya sana bir kız çocuğu olduğunu söylendiği zaman o babanın yüz ekşiyordu. Yani hiçbir kadının bir şey deme hakkı yoktu. Onun için kadınlar İslam’ı kabul etmekle, erkekler İslam’ı kabul etmekle büyük bir şerefe nail oldular. Bakın eğer İslam olmasaydı halimiz nice olurdu. Bakı o dönemki cehalet dönemine bakıldığı zaman sadece zenginlerin, soyluların sözü geçerliydi. Erkeklerin sözü geçerliydi. Hiç bir zaman fakirlerin, kimsesizlerin, kadınların sözü geçerli değildi. Velev ki fakirler, kadınlar haklı olsaydı da kimse onları dinlemez, haklarını teslim etmezdi.” İfadelerini kullandı.

 

“İSLAMİYET HAYAT SİSTEMİDİR, HAYATIMIZIN HER YERİNDE OLMALIDIR”

 

Konuşmasına son olarak Peygamberin getirmiş olduğu İslam dininin önemine değinirken, İslam’ın bir hayat dini olduğunu belirtti.

 

İslam’ın hayatı dini olması nedeniyle, camilerde mahkûm olmaması gerektiğini, İslam hayatın her alanına hüküm etmelidir diyen Soysal, şunları kaydetti: “Resulüllah aleyhi ve salât orta Arabistan’da ortaya çıkarmış olduğu toplum, hem sevgi bakımından hem de inanç bakımından hem bağlılık bakımından hakikatten kıyamete kadar insanlar bu inanca gıpta ile bakacaklar. Bakınızı Allah bize İslam’ı vermekle bize minnet etmiştir. Biz hâşâ Allah’a minnet edemeyiz. İslam bizsiz de kazanır. Biz olmadan da İslam kazanır. Ama İslam olmadan da biz bir şey kazanamayız. Bizim izzetimiz bizim şerefimiz İslam’ladır.  Eğer İslam’ı hayatımızdan çıkarırsak bizim hiçbir değerimiz olmaz. Hiçbir kıymetimiz olmaz. Bugün bu kıymeti taşıyabilmemiz için İslam’a önem vermemiz lazım. Onun için değerli ağabeyler, bacılar biz sadece peygamberimizin hayatını yılda bir sefer, bir araya gelip kutlamakla bu işin külfetinden kurtulamayız. Biz evimizde Peygamberin ahlakını çoluğumuza, çocuğumuza aşılamalıyız. Kendimiz önce yaşamalıyız. Ailemizde yaşatmalıyız. Komşularımıza el atmalıyız. Ve İslam artık camilerin mahkûmiyetinden çıkıp sokaklara hüküm etmesi lazım. Şuan İslam camilere mahkûm olmuş. İmam efendi camide vaaz veriyor o, vaiz sadece orda olanlar dinliyor ve orda kalıyor. Hâlbuki bu İslam dışarıya çıkması lazım. Sokaklara çıkması lazım. Otobüslere çıkması lazım. Uçaklara çıkması lazım. Yani İslamiyet bir hayat sistemidir. Hayatımızın her yerinde olmalıdır.”

 

 

 

 


YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.