Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5979 % 0.25
EURO 34,7821 % 0.32
GRAM ALTIN 2.404,68 % -1,16
ÇEYREK A. 3.931,65 % -1,16
BITCOIN 66.048,01 0.246
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 21°
Google News

KALEM DERNEĞİ HALEPÇE KATLİAMINI KINADI

Bingöl Kalem Der, kitlesel basın açıklaması düzenleyerek, 16 Mart 1988’de Irak’ın Halepçe kentinde yaşanan katliamı kınadı.

Son Güncelleme :

19 Mart 2016 - 14:50

KALEM DERNEĞİ HALEPÇE KATLİAMINI KINADI

Cuma Namazı sonrası Dörtyol Saat Kulesi önünde Kalem-Der öncülüğünde toplanan grup, Halepçe katliamının 28`inci yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklaması öncesinde Kalem der başkanı İbrahim Dağılma yaptığı konuşmada, “Bizim zalimi ve zulmünü ve vahşeti anlamamız için gerçekten zalim ve zülüm kavramının ne anlama geldiğini onun taşıdığı anlam bütünlüğünü görmemiz lazım. Zalimler için renk, ırk, mezhep ve inanç ayrımı yoktur. Hakkı elinden alınmış hukuku gasp edilmiş, Allah’ın kendisine vermiş olduğu yaşam hakkı, mal edinme hakkı, neslini ve namusunu koruma hakkı birileri tarafından ipotek altına alınmak isteniyorsa ve birileri tarafından bu hak yok sayılıyorsa o kişide mazlumdur” dedi.

 

“Elma kokusuyla ölümün kendilerine sunulduğunu bilmeden hayattan koparıldılar”

Halepçe katliamı tarihte yapılan katliamların en vahşeti olduğunu ifade eden Dağılma, “Yaşlı, genç, kadın ve çocuk demeden katledildiğini belirterek, “katliamı daha büyük olması için kimyasal gaza elma kokusunun yayılması için elma aromasını katarak yarın umudu olan çocukların dışarıya çıkıp ölmeleri için böyle korkunç bir yönteme başvuruldu.  Kimyasal gaz atıldığında çevreye elma kokusunu verdiğinde, Halepçe’de bulunan çocuklar dışarı çıkıp elma kokusuyla ölümün kendilerine sunulduğunu bilmeden hayattan koparıldılar” ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasını grup adına Kalem Derneği üyelerinden Yusuf Efe okudu. Efe, “Dünya düzeni adına ülkeler işgal edilmekte, katliamlar yapılmaktadır. Bunlar özgürlük, demokrasi, insan hakları, eşitlik, barış, huzur vs. getireceğiz diye işgal ettikleri topraklara kan gözyaşı, açlık ve sefaletten başka bir şey getirmemişlerdir” diye belirtti.

 “Tevhidi düşüncenin hâkim olduğu dönemler hariç, dünya tarihi iktidar sahiplerinin zulmüne tanık olmuştur.” Diyen Efe,  Güç ve iktidarı ellerinde bulunduran bu zalim ve müstekbirler iktidarlarını korumak için bazen Nemrut ve Firavun gibi mustazaf halkın, çocuklarını öldürtmüş, bazen de Eshab-ı Uhdud gibi, inancından vazgeçmeyen halkın tümünü ateşe attırmıştır. Tarihi süreçte halkı ezen bu zalim ve zorbaların sadece adları ve unvanları değişmiştir. Adları bazen Nemrut, Firavun, Dikyanus, Sezar, Kayser, olmuş, bazen de İmparator, Şef, Önder, Başkan vesaire ol-muştur. Hepsinin ortak noktası zulümde birbirleriyle yarışmak olmuştur” ifadelerini kullandı.

 

“KADIN YAŞLI ÇOCUK BEBEK HARDAL VE SÂRİN GAZLARIYLA KATLEDİLDİ”

Yakın tarihte yapılan katliamların en unutulmazı şüphesiz ki Halepçe Katliamı olduğunu belirten Efe, “Bu katliam 16 Mart 1988 tarihinde batılı emperyalist devletlerin desteğiyle yerli işbirlikleri Saddam ve avenesi tarafından gerçekleştirilmiştir. Batının maşası diktatör Saddam’ın iktidarına boyun eğmeyen Halepçe şehri ve çevresi, uçaklardan atılan kimyasal gazlarla bombalanmış, bölgenin Müslüman Kürt halkı kadın yaşlı çocuk bebek demeden Hardal ve Sarin gazlarıyla katledilmişlerdir. Bu saldırıda en az beş bin masum insan zehirlenerek ölürken, yaklaşık olarak on bin insan da yaralanmıştır. Bu saldırı sonucu binlerce hayvan telef olmuştur. Binlerce insan topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Bu gün dahi kimyasal gazların etkisi devam etmekte, Halepçe’de bazı çocuklar sakat doğmaktadır” şeklinde konuştu.

Bu katliamda Saddam kadar, Saddam’ı destekleyen ve ona kimyasal silah temin eden batılı devletlerde sorumlu olduğunu vurgulayan Efe, şunları söyledi:  “Bu işbirlikçiler Saddam’ı yargılayıp idam ettirmekle bu suçtan kurtulamazlar. Bu katliama ortak olan devletler ve bu devletlerin o dönem başında bulunanlar da yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Aksi halde, yeni Halepçeler olmaya devam edecektir. Hiroşima ve Nagazaki’de atom bombasıyla halkı katledenler yargılansaydı,  belki de Halepçe katliamı olmayacaktı.”

Efe,  “Siyonist işgal devletinin temeli cinayetlerle, saldırılarla, katliamlarla atılmıştır. Şeyh Ahmed Yasin, herkesin bildiği gibi tekerlekli sandalyeye mahkûm felçli bir insandı. Ama işgalci Siyonist devlet onun bu haline rağmen iman gücü ve kararlılığı ile direnişçileri sürekli cesaretlendirdiğini görüyor, bu yüzden varlığına tahammül edemiyordu. Sonunda yine canilik, eşkıyalık tarafı ağır bastı ve 22 Mart 2004 tarihinde havadan uçaklarla, füzeler fırlatarak Şeyh Ahmet Yasin`i sabah namazından çıktığı sırada şehit etti.”

Efe, konuşmasına şöyle devam etti: “Mısırda İsrail ve ABD’nin kölesi zalim sisi ve avanesinin yaptığı zulümler halen devam ediyor.  Muhammed MURSİ ve binlerce İhvan-ı Müslim’in mensubu Mısır zindanlarında zulüm ve işkence altındadır. Myanmar ve Arakanda binlerce mazlum Müslüman insan Budist çeteler tarafından vahşi bir şekilde katledildi ancak dünya buna seyirci kaldı ve kalmaya da devam ediyor. Yine Doğu Türkistan da Müslümanlar Çin yönetiminin baskıcı ve despot yönetimiyle karşı karşıyadır. Namazlarını kılamamakta ve oruçlarını tutamamaktadırlar. Bunları yapanlar derhal tutuklanıp akıl almaz işkencelerden geçirilip zindanlara atılmaktadır. Pakistan’da zalim Hasina yönetimi dünyanın gözleri önünde, uyuyan İslam âleminin gözüne baka baka Abdulkadir Molla ve onun gibilerini idam etmektedir. Çeçenistan da Müslümanlar halen Rusya hükümeti ve kukla Kadirov tarafından baskı altında tutulmaktadır. Afganistan da vahşet devam ediyor. Irak her gün kan ağlıyor. Ümmetin göz bebeği Mescidi Aksa halen Siyonist köpeklerin denetimi altındadır. Kısacası dünyanın her neresinde Müslüman varsa; onlara yönelik ya yerli işbirlikçiler tarafından ya da ikiyüzlü batı tarafından zulüm ve baskı uygulanmaktadır.  Ama Çağdaş Zalimlere şunu hatırlatmak isteriz, akıtmış olduğunuz mazlumların kanında boğulup gideceksiniz. Şunu unutmayınız ki ”mazlumların zalimlerden hesap soracağı gün, zalimlerin mazlumlara zulüm ettiği günden daha çetin olacaktır.” (İLKHA)

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.