7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Türkiye genelinde özellikle Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan oy kaybının Bingöl’de de belirli nedenlerden dolayı hissedilir biçimde kendini gösterdiğini belirterek özeleştiride bulunan Gençlik Kolları Başkanı Karakoç, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “2002 yılında yeter karar milletindir sloganıyla siyasi arenaya atılan AK Parti, malumunuz üzere Bingöl de 2 dönem 3- 0 iki dönemde 2 -1 olmak üzere ilimizde dördüncü kez birinci parti çıkma başarısını göstermiştir. 2002’de ki siyasi boşluktan ve ekonomik krizden dolayı Türkiye’de birinci parti olarak tek başına iktidar olma şansını yakalayan AK Parti hizmet yolunda attığı büyük adımlarla 2007 genel seçimlerine girmişti. Yaptığı hizmetlerin yanı sıra 2007’de eski Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün mağdur edilmesiyle başlayan 367 krizi nedeniyle Türkiye’de ve Bingöl’de halk Abdullah Gül e yapılan haksızlığı kabul etmemiş, bu krizi çıkaranları ve bunlara destek verenleri sandığa gömmüştü. 30 Ocak 2009 tarihinde eski genel başkanımız ve şuan ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın davos zirvesinde dünya ya meydan okuyarak ONU MİNUTE diyalogu ve ardından ‘’ daha da gelmem Davos’a sözleri dünyada, ülkemizde ve ilimizde büyük bir heyecan yaratmıştı ve o gün milyonlar sokağa dökülmüştü. Bunun yansıması olarak 2011 genel seçimlerinde Türkiye’de ilk defa bir parti oylarını arttırarak 3.kez iktidar olma başarısını yakalamıştı. Tabii ki de sadece bu nedenler AK Partinin Türkiye’de iktidar olmasını sağlamadı. Yapılan hizmetler, vesayetlerin kalkması, dik duruş, halkla kucaklaşma, irtica ile mücadele, Kürt kimliğini tanıma, dinler arası diyalog, hoş görü ve daha sayamadığımız birçok neden ak partinin başarısında etkili oldu. Şimdi gelgelelim 7 Haziran 2015 genel seçimlerine. Türkiye genelinde özellikle Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan oy kaybı Bingöl’de de hissedilir biçimde kendini gösterdi. Peki, ne oldu da Türkiye genelinde rekorlar kıran Bingöl de böyle bir sonuç ortaya çıktı. Genel anlamda rahmetli Celal Ayrancı ağabeyimizin olayı, 1.sıra milletvekili adayımız Şebnem Koçakelçi’nin adaylığına tepkiler,( şahsım adına şebnem hanımın ilimize hizmet sunacağı noktasında ümit ediyorum) eski genel başkanımız şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın olmayışı, 13 yıllık iktidarın yorgunluğu ve yıpranmışlığı yaşanan oy kaybının başlıca nedenleri arasında gösterilebilir. Biraz daha farklı bir bakış açısıyla seçimleri değerlendirmek istiyorum. 7 Haziran 2015 seçiminde AK Parti Genç ilçe teşkilatının yeterli düzeyde çalışmadığını, diğer dönemlere ve son olarak 2014 yerel seçimlerine nazaran çalışmaların çok sönük geçtiğini hepiniz söylemiş ve duymuşsunuzdur. Haklısınız, başından sonuna kadar haklısınız. Fakat unuttuğumuz veya unutturulmak istenen bir husus var ki şahsım adına yaşanan oy kayıplarının en önemli nedenleri arasında görüyorum. 2002 ve 2015 yılları arasında partinin çeşitli kademelerinde görev yapmış kişilerin, bilhassa seçilmişlerin (eski vekillerin) alınan bu sonuçta hiç mi etkisi olmadı? Gençlik kolları başkanı olarak ev çalışmalarında, mahalle çalışmalarında, sandık bazlı çalışmalarda, gençlik ve aile toplantılarında, esnaf ziyaretlerinde kısacası yapılan tüm çalışmalarda bulundum. Yapılan bu çalışmalarda farklı farklı tepkiler alıyorduk. Bu tepkilerden ortak çıkan ses: seçim döneminde göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka seçimden sonra devam edecek mi? Kesinlikle devam edecek dediğimizde, bir öncekide bunu söylemişti, bir öncekide, bir öncekide. Hep aynı şeyler. Yani kısacası halk artık patlama noktasına gelmişti. Seçimlerden önce ilk gençlerle buluşmak isteyen ve bir ayda defalarca buluşan vekillerimiz 4 yıl boyunca bir kez dahi gençlikle görüşmemiş. Yerel gazeteler vasıtasıyla yol, su, istihdam, hastalık, mağduriyet ve benzeri şikâyetlerini dile getiren vatandaşlara kulak verilmemiş. Aileler çeşitli vaatlerle kazanılmış fakat verilen sözler tutulmamış. Bir gün dahi esnaflarla oturulup sıkıntıları dinlenilmemiş. Bu partiye gönülden bağlı olanlar bir şekilde partiden uzaklaştırılıp küstürülmüş, partili olmayanlar baş tacı edilmiş, halktan kopuk tekelleşen bir parti haline gelmiş. İşin özü hizmet partisi olan AK Parti’yi, bu dönemde pimi çekilmiş bir bomba haline getirip Genç adayımız Enver Fehmioğlu’nun avucunun içine sıkıştırdık. Böylesi bir ortamda gelip şu dönemde 3-0 yapıldı, şu dönemlerde bu kadar oy alındı diyerek şahıs veya şahısları ön plana çıkararak, yıllarca içimizden biri olan, içimizde yetişen, vekilliğimden sonra da bu topraklarda yaşamak istiyorum diyen, Ankara’da değil de halkın içinde siyaset yapan, bugüne kadar hakkında tek bir şaibeli söz duymadığımız Enver hocamıza karşı haksızlık yapmıyor muyuz? Kimse kusura bakmasın. 2002’den bugüne hizmet konusunda dalga dalga yükselen AK Partiyi ilçemizde kimin bu hale getirdiğini sorgulamak lazım. Olayı sadece bir döneme bağlamak vicdansızlıktır. Genç halkı partimize değil, ilçemizde yapılan haksızlıklara, ayrımcılığa, adamcılığa, geçmiş dönemlerde verilen vaatlerin yerine getirilmeyişine tepki göstermiştir. Eğer suçlu aramak gerekirse geçmişten bugüne görev yapmış milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, ilçe yönetimimiz, belediye meclis üyelerimiz, il encümenlerimiz, kadın kolları başkanlarımız, gençlik kolları başkanlarımız bu sonuçların tek sorumlusudur. Eğer bir suçsuz aranacaksa oda Enver Fehmioğludur. Milletvekilliği döneminde ilçemize bir şeyler katmazsa, hizmet konusunda geri kalırsa, seçim döneminde göstermiş olduğu ilgi ve alakayı keserse oda kaybetmişler kervanına katılacaktır ve sonraki dönemlerde de oda eleştirilerden nasibini alacaktır. Son olarak alınan % 41’lik oy oranı başarısızlık mesajı değil, kendine çeki düzen ver, refahı tabana yay, kuruluş aşamasında ki ruhu yakala mesajıdır. Halkla kopardığın ilişkileri tamir et mesajıdır”
7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Türkiye genelinde özellikle Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan oy kaybının Bingöl’de de belirli nedenlerden dolayı hissedilir biçimde kendini gösterdiğini belirterek özeleştiride bulunan Gençlik Kolları Başkanı Karakoç, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “2002 yılında yeter karar milletindir sloganıyla siyasi arenaya atılan AK Parti, malumunuz üzere Bingöl de 2 dönem 3- 0 iki dönemde 2 -1 olmak üzere ilimizde dördüncü kez birinci parti çıkma başarısını göstermiştir. 2002’de ki siyasi boşluktan ve ekonomik krizden dolayı Türkiye’de birinci parti olarak tek başına iktidar olma şansını yakalayan AK Parti hizmet yolunda attığı büyük adımlarla 2007 genel seçimlerine girmişti. Yaptığı hizmetlerin yanı sıra 2007’de eski Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün mağdur edilmesiyle başlayan 367 krizi nedeniyle Türkiye’de ve Bingöl’de halk Abdullah Gül e yapılan haksızlığı kabul etmemiş, bu krizi çıkaranları ve bunlara destek verenleri sandığa gömmüştü. 30 Ocak 2009 tarihinde eski genel başkanımız ve şuan ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın davos zirvesinde dünya ya meydan okuyarak ONU MİNUTE diyalogu ve ardından ‘’ daha da gelmem Davos’a sözleri dünyada, ülkemizde ve ilimizde büyük bir heyecan yaratmıştı ve o gün milyonlar sokağa dökülmüştü. Bunun yansıması olarak 2011 genel seçimlerinde Türkiye’de ilk defa bir parti oylarını arttırarak 3.kez iktidar olma başarısını yakalamıştı. Tabii ki de sadece bu nedenler AK Partinin Türkiye’de iktidar olmasını sağlamadı. Yapılan hizmetler, vesayetlerin kalkması, dik duruş, halkla kucaklaşma, irtica ile mücadele, Kürt kimliğini tanıma, dinler arası diyalog, hoş görü ve daha sayamadığımız birçok neden ak partinin başarısında etkili oldu. Şimdi gelgelelim 7 Haziran 2015 genel seçimlerine. Türkiye genelinde özellikle Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan oy kaybı Bingöl’de de hissedilir biçimde kendini gösterdi. Peki, ne oldu da Türkiye genelinde rekorlar kıran Bingöl de böyle bir sonuç ortaya çıktı. Genel anlamda rahmetli Celal Ayrancı ağabeyimizin olayı, 1.sıra milletvekili adayımız Şebnem Koçakelçi’nin adaylığına tepkiler,( şahsım adına şebnem hanımın ilimize hizmet sunacağı noktasında ümit ediyorum) eski genel başkanımız şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın olmayışı, 13 yıllık iktidarın yorgunluğu ve yıpranmışlığı yaşanan oy kaybının başlıca nedenleri arasında gösterilebilir. Biraz daha farklı bir bakış açısıyla seçimleri değerlendirmek istiyorum. 7 Haziran 2015 seçiminde AK Parti Genç ilçe teşkilatının yeterli düzeyde çalışmadığını, diğer dönemlere ve son olarak 2014 yerel seçimlerine nazaran çalışmaların çok sönük geçtiğini hepiniz söylemiş ve duymuşsunuzdur. Haklısınız, başından sonuna kadar haklısınız. Fakat unuttuğumuz veya unutturulmak istenen bir husus var ki şahsım adına yaşanan oy kayıplarının en önemli nedenleri arasında görüyorum. 2002 ve 2015 yılları arasında partinin çeşitli kademelerinde görev yapmış kişilerin, bilhassa seçilmişlerin (eski vekillerin) alınan bu sonuçta hiç mi etkisi olmadı? Gençlik kolları başkanı olarak ev çalışmalarında, mahalle çalışmalarında, sandık bazlı çalışmalarda, gençlik ve aile toplantılarında, esnaf ziyaretlerinde kısacası yapılan tüm çalışmalarda bulundum. Yapılan bu çalışmalarda farklı farklı tepkiler alıyorduk. Bu tepkilerden ortak çıkan ses: seçim döneminde göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka seçimden sonra devam edecek mi? Kesinlikle devam edecek dediğimizde, bir öncekide bunu söylemişti, bir öncekide, bir öncekide. Hep aynı şeyler. Yani kısacası halk artık patlama noktasına gelmişti. Seçimlerden önce ilk gençlerle buluşmak isteyen ve bir ayda defalarca buluşan vekillerimiz 4 yıl boyunca bir kez dahi gençlikle görüşmemiş. Yerel gazeteler vasıtasıyla yol, su, istihdam, hastalık, mağduriyet ve benzeri şikâyetlerini dile getiren vatandaşlara kulak verilmemiş. Aileler çeşitli vaatlerle kazanılmış fakat verilen sözler tutulmamış. Bir gün dahi esnaflarla oturulup sıkıntıları dinlenilmemiş. Bu partiye gönülden bağlı olanlar bir şekilde partiden uzaklaştırılıp küstürülmüş, partili olmayanlar baş tacı edilmiş, halktan kopuk tekelleşen bir parti haline gelmiş. İşin özü hizmet partisi olan AK Parti’yi, bu dönemde pimi çekilmiş bir bomba haline getirip Genç adayımız Enver Fehmioğlu’nun avucunun içine sıkıştırdık. Böylesi bir ortamda gelip şu dönemde 3-0 yapıldı, şu dönemlerde bu kadar oy alındı diyerek şahıs veya şahısları ön plana çıkararak, yıllarca içimizden biri olan, içimizde yetişen, vekilliğimden sonra da bu topraklarda yaşamak istiyorum diyen, Ankara’da değil de halkın içinde siyaset yapan, bugüne kadar hakkında tek bir şaibeli söz duymadığımız Enver hocamıza karşı haksızlık yapmıyor muyuz? Kimse kusura bakmasın. 2002’den bugüne hizmet konusunda dalga dalga yükselen AK Partiyi ilçemizde kimin bu hale getirdiğini sorgulamak lazım. Olayı sadece bir döneme bağlamak vicdansızlıktır. Genç halkı partimize değil, ilçemizde yapılan haksızlıklara, ayrımcılığa, adamcılığa, geçmiş dönemlerde verilen vaatlerin yerine getirilmeyişine tepki göstermiştir. Eğer suçlu aramak gerekirse geçmişten bugüne görev yapmış milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, ilçe yönetimimiz, belediye meclis üyelerimiz, il encümenlerimiz, kadın kolları başkanlarımız, gençlik kolları başkanlarımız bu sonuçların tek sorumlusudur. Eğer bir suçsuz aranacaksa oda Enver Fehmioğludur. Milletvekilliği döneminde ilçemize bir şeyler katmazsa, hizmet konusunda geri kalırsa, seçim döneminde göstermiş olduğu ilgi ve alakayı keserse oda kaybetmişler kervanına katılacaktır ve sonraki dönemlerde de oda eleştirilerden nasibini alacaktır. Son olarak alınan % 41’lik oy oranı başarısızlık mesajı değil, kendine çeki düzen ver, refahı tabana yay, kuruluş aşamasında ki ruhu yakala mesajıdır. Halkla kopardığın ilişkileri tamir et mesajıdır” ifadelerine yer verdi. – See more at: http://www.gencgazetesi.com/haber/karakoc-tan-carpici-aciklamalar-h3508.html#sthash.szyBKgoQ.dpuf