Bingöl’de 9 Ekim Perşembe günü Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ile Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu’nun şehit olduğu, İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve polis memuru Uğur Adlı’nın yaralandığı silahlı saldırının ardından başlatılan soruşturma kapsamında olayla ilişkisi iddiasıyla gözaltına alınan 9 kişi, Savcılık tarafından “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma”, “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında” kanun suçundan tutuklanma istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.
DOSYAYA GİZLİLİK KARARI KONULDU
Bingöl Sulh Ceza Hâkimliğinde yapılan yargılama sonunda suçlamaları reddeden şüphelilerden Ali K., üzerine atılı suçla ilgili somut delillerin mevcut oluşu, verilmesi muhtemel cezanın alt ve üst sınırı dikkate alınarak tutuklanmasına, diğer sanıkların adli kontrol kararıyla serbest bırakılmasına karar verildi. Serbest bırakılan şüphelilere yurt dışına çıkış yasağı, dosyaya da gizlilik kararı konuldu.
Savcılıktaki ifadesinin ardından tutuklanan Ali Kılıçgedik, suçlamaları kabul etmediğini ve bu olayla ilgisinin bulunmadığını beyan etti. İfadesinde olaya dair yaşananları anlatan Kılıçgedik’in, Yayladere’den Diyarbakır’a götürüleceği belirtilen örgüt üyelerinin sivil Suriyeli olduğunu iddiasına karşılık bahse konu araçta ölü ele geçirilenlerin Türkiye vatandaşı olduklarının tespiti dikkat çekiyor.
KILIÇGEDİK, ‘BOZAN, ŞEVYUVA VE 3 KİŞİYE’ GÖZCÜLÜK YAPTI
Olay günü sabah saat 09.00’da kendisini arayan Ali Bozan’ın, ısrarla ‘görüşelim’ demesi üzerine Dörtyol Parkı’nda görüştüklerini, Ali Bozan’ın kendisine “arkadaşlar seni bekliyor, iki eli kanda da olsa gelsin” dediğini anlatan Kılıçgedik, örgüt üyelerinin “Ali Bozan’ı Bingöl’den getirip götüreceksin yoksa çocuğunun hangi okula gittiğini biliyoruz” diyerek kendisini tehdit ettiklerini, bunları bu vesileyle tanıdığını söyledi.
Kılıçgedik, şunları kaydetti: “Birkaç defa Ali Bozan’ı Yayladere’ye getirip götürdüğüm olmuştur. Ali Bozan’ın bunu söylediğini duyunca aracıma binerek Karakoçan üzerinden Yayladere’ye gittim. Yayladere kırsalına vardığımda orda daha önceden hiç görmediğim iki örgüt mensubu vardı. Bu kişilerin adlarını bilmiyorum. Bu kişiler bana ‘birazdan 3 tane Suriyeli sivil şahıslar gelecek, bunlar bizim işimize yaramıyor, sen bunları Bingöl üzerinden Amed’de bulunan Şehit Evindar mevkiine götüreceksiniz’ dediler. Ben kabul etmeyince Ali Bozan’ı aramamı söylediler. Ali Bozan’ı aradım, o da benden daha önce partiden tanımış olduğum Erhan Şenyuva’nın numarasını istedi. Ve ‘geliyorum’ diyerek telefonu kapattı. 2-2,5 saat sonra Ali Bozan ve Erhan Şenyuva geldiler. Geldikten sonra Ali Bozan ve örgüt mensubu kişiler bir süre görüştüler. Ali Bozan bana ‘ bu Suriyelileri Diyarbakır’a götüreceğiz, sen de bana eşlik edeceksin’ dedi. Erhan Şenyuva da Suriyelileri şahısları götürmek istemiyordu. Daha sonra ben önde tek başıma kendi aracım ile diğer araç ise Ali Bozan, Erhan Şenyuva ve Suriyeli siviller olmak üzere hareket ettik” dedi.
YOLDA ASKERİ KONTROL NOKTALARI OLURSA BİLDİRECEKTİ
Kendisinin, Erhan Şenyuva’nın kullanmış olduğu diğer araca öncülük yaptığını, Özlüce Barajına yakın bir yerden Adaklı’ya bağlı bir köyden geçerek Sancak üzerinden Kervansaray bölgesine geldiğini anlatan Kılıçgedik, diğer aracın da arakadan geldiğini, yol kontrolü var ise bunu bildireceğini ifade etti.
KILIÇGEDİK GENÇ’E GİTTİ AMA DİĞER ARAÇTAN HABER ALAMADI
Kervansaray bölgesindeki bir tesiste yemek için mola verdiğini ve tesiste H.P. (Kayseri’de yakalanan aracın sahibi) ile karşılaştığını ve iki dakikalık sohbetten sonra oradan ayrıldığını ve diğer araçtakilere Genç’e havaalanı yolu üzerinden gideceğini, şuanda bir sıkıntı olmadığını, çevirme olduğu zaman kendilerine bildireceğini ileterek yola çıktığını anlatan Kılıçgedik, şunları anlattı;
“Kervansaray’dan ayrıldığımda saat 21.00’ı geçiyordu. Havaalanı yolu üzerinden Genç girişine geldiğimde askeri araçları yolun kenarında gördüm. Beni ve herhangi bir aracı durdurmadılar. Ben yoluma devam ettim. Genç’e girerken Erhan Şenyuva’yı arayarak yolda askeri araçların bulunduğunu, çevirme yapmadıklarını, gelip gelmemesinin kendisine bağlı olduğunu söyledim. Erhan bana nerede olduğunu söylemedi. Biraz süre geçtikten sonra Genç merkeze gittim ve oradan Erhan’ı aradım. Erhan’ı birkaç defa aramama rağmen telefonu açan olmadı. Daha sonra mesaj attım. Cevap gelmeyince tekrar Bingöl’e doğru döndüm. 1-2 defa geri gidip geldikten sonra Murat Köprüsü’nün bulunduğu Genç girişinde geldiğimde yoğun bir şekilde askeri araç olduğunu görünce Bingöl’e doğru gitmek istedim ancak askerler beni durdurarak geri dönmemi söylediler. Ve oradan dönüp Diyarbakır yönüne hareket ettim.”
YAKINLARINDAN BİRİ SALDIRIYI SORDU
Yolda ilerlerken yakınlarından birinin kendisini arayarak Bingöl merkezde silahlı saldırı olduğunu, haberinin olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de ‘haberim yok’ dediğini ifade eden Kılıçgedik: “Daha sonra Diyarbakır’a giderken eşimin kuzenini aradım, Diyarbakır’da ise evinde kalacaktım. Siverek’te olduğunu söyleyince Siverek/Urfa yönüne döndüm. Biraz gittikten sonra yolun kenarına aracı park ederek araç içinde uyudum. Sabah kalkıp olayı merak ettiğimden internet kafeye gittim ve orada böyle bir olayın olduğunu öğrendim.”
MAHKEME KILIÇGEDİK’İN TUTUKLANMASINA KARAR VERDİ
Kılıçgedik, “Bu olayın bizim olayla hiçbir alakası bulunmamaktadır. Polisleri şehit edenler kesinlikle bizimle bağlantılı değillerdir. Herhangi bir silahlı örgütle bağlantım yoktur. Suçsuzum ve tutuksuz olarak yargılanmayı talep ederim” dese de mahkeme, tutuklanmasına karar verdi.
ÇELİŞKİLİ İFADELER…
Kılıçgedik, ifadesinde Diyarbakır’a götürecekleri 3 kişinin sivil Suriyeli olduğunu söylese de, saldırı sonrası HDP Gurup Başkanvekili İdris Baluken, öldürülenlerden ikisinin örgüt üyesi olduğunu söylemişti. Olayla ilgilerinin bulunmadığını öne sürüp saldırıya ilişkin “lokal bir durumdur” açıklamasından bulunan HPG ise olayda ölü ele geçirilenlerin sayısını (1990 Urfa Viranşehir doğumlu 2009 Diyarbakır katılımlı Bahoz Amed kod adlı Ramazan Özmarkar, 1999 Malazgirt doğumlu Emre Ekinci, 1998 Tekman doğumlu Ömer Topal ve yardımda bulunan Bingöl-Karlıova doğumlu Ali Bozan) dört olarak duyurmuştu.