Diyarbakır Eski ANAP Milletvekili ve yazar Abdulbaki Erdoğmuş, Kürt sorununun bugün sadece Türkiye ve Kürtlerin yaşadığı diğer ülkelerin sorunu olmadığını, Ortadoğu coğrafyası ve dolayısıyla Dünyanın en önemli meselelerinden olduğunu söyledi.
Bingöl Üniversitesi (BÜ) tarafından düzenlenen "Kimlik, Kültür ve Değişim Sürecinde Osmanlı'dan Günümüze Kürtler Sempozyumu" dün de devam etti.
Sempozyumda “Kürt Sorununa Kalıcı Çözüm: Adalet Temayülü” isimli bildirisini okuyan Diyarbakır Eski ANAP Milletvekili ve yazar Abdulbaki Erdoğmuş, Kürt sorununun çözümüne ilişkin yapılacak önerilerin bütün bölge halklarının kabulünü sağlayacak nitelikte olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Sorunun çözümü için yapılması gereken ve öne sürülecek çözüm önerisinin hak ve adalet temelinde, herkesi kapsayacak, coğrafi bütünlüğü koruyacak ve toplumsal barışımıza katkı sağlayacak nitelikte olması gerekir.
İslam, inanç ve kültür sisteminin birleştirici unsuru, milliyetçilik akımının yaptığı tahribat, şiddet sorunu, farklı devletlere dağılmış, farklı rejimler altındaki Kürtlerin değişkenlik gösteren talepleri ışığında bir çözüm önerisi sunulması bir zorunluluktur. Bu nedenle bir hak talebi yöntemi olarak şiddetin de oluşturduğu tahribatı en aza indirecek bir çözüm yolu önerisi sunulmaya çalışılacaktır” şeklinde konuştu.
“KÜRTLER ADALETSİZLİĞE RAĞMEN OSMANLI İLE BİRLİKTELİĞİNİ SÜRDÜRDÜ”
Osmanlı döneminde Kürtlerin konumuna değinen Erdoğmuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Osmanlı’nın savaşlar ile Kürdistan coğrafyasına hakim olmadığını bilmemiz gerekir. Yavuz Sultan Selim’in, İran Şahı İsmail’e karşı kazandığı zaferin en büyük destekçileri Kürtlerdir. yavuz’un Mısır seferide aynı dönemde Kürtlerin desteğiyle gerçekleşmiştir” dedi. İdris-i Bitlisi’nin Kürt emirliklerini birleştirmesi sayesinde Kürtlerin Osmanlı ile 300 yıl sorunsuz yaşadığına dikkat çeken Erdoğmuş, Kürtlerin bu sürede karşılaştıkları haksızlıklara ve adaletsizliğe rağmen birlikteliklerini devam ettirdiğini belirtti.
“PROBLEM CUMHURİYETİN KURULUŞUYLA BAŞLAMIŞTIR”
Cumhuriyetin kuruluşu döneminde Kürtleri ele alan Erdoğmuş, Kürt sorununun sonuçları ele alarak çözülemeyeceğini belirterek, “Kürtler Milli Mücadeleye sonuna kadar destek verdiler. Bu destek ilk Meclis’in kuruluşuna kadar ve ülkenin işgalden kurtuluşuna kadar devam etti. Problem Cumhuriyetin kuruluşuyla başlamıştır. Sorun uygulamalardadır. Mezopotamya’nın beş bin yıllık, Osmanlının dört yüz yıllık sadık tebaası Kürtler 1924 Anayasası ile yok sayılmıştır. Kürt kimliğinin yok sayılması sadece tarihsel bir gerçeği ortadan kaldırmaktan ibaret değil, başlı başına bir milletin aşağılanmasıdır” şeklinde konuştu.
“KÜRTLER ZORA DAYALI BİRLİKTELİĞİN EN AÇIK ÖRNEĞİDİR”
Kürt sorununun kaynağını açıklayan Erdoğmuş, “Modern – Ulus Devlet olmanın gereği olarak yapılmak istenen; dini, devlet ve toplum hayatından çıkarıp vicdanlara hapsetmek etnik farklılıkları da ‘Türklük’ potasında eriterek yok etmekti. Kürt sorunu dahil Türkiye’de yaşananların temelinde bu anlayış vardır. Yüzyılı aşkın bir süredir bu coğrafyada farklı unsurlar zorla ve baskılarla bir arada tutulmuştur. Kürtler zora dayalı birlikteliğin en açık örneğidir. Kürtler resmi ifade ile 29 kez devlete baş kaldırmışlardır. Sonuncusu ise değişen bölgesel koşullara ve aktörlere rağmen devam etmektedir. Adına ister terör, ister isyan densin var olan inkar edilemez durumdur” dedi. Erdoğmuş, Kürt sorununun çözümünde gerçekçi ve kalıcı bir çözüm aranıyorsa geleneksel devlet politikası ve PKK’nın dayattığı yöntemle değil, Kürt halkının talepleri doğrultusunda bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi.
“ULUS- MİLLİ DEVLET PARADİGMASI İFLAS ETTİ”
Kürt sorununa çözüm önerilerini sıralayan Erdoğmuş, ekonomik geri kalmışlık, inkar politikaları gibi problemlerin ortadan kaldırılarak, toplumsal barışın tesis edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ulus- Milli Devlet paradigmasının iflas ettiğini ifade eden Erdoğmuş, “Türk modernleşmesi çökmüştür. Artık Üniter – Ulus Devlet paradigması ile bütünlüğün sürdürülmesi mümkün görülmemektedir. ‘Demokratik Federal Devlet’ veya federasyon, otonomi, özerklik gibi etnik kimliğe dayalı çözüm yöntemleri tartışılabilir ve demokrasilerde kabul edilebilir devlet modelleridir” dedi.
“ÖNCE PKK SORUNU ÇÖZÜLMELİ”
Öncelikle PKK sorununu çözmek gerektiğine dikkat çeken Erdoğmuş, “Bu sorunun muhatapları Kürt sorununun aksine bellidir. Muhattap; İmralı ve PKK’dır. Zaten bugün Oslo’da PKK’nın muhatap alınarak müzakere yapıldığı herkesçe bilinmektedir” dedi. Erdoğmuş, PKK’nın silahsızlandırılarak, çatışmasız ortamın sürekli hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
