10°
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Bingöl Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada: “Mekke’nin fethinin 1384. Yıldönümünü 31 Aralık 2013 tarihinde Bingöl Genelinde görkemli programlarla kutlamak için tüm gücümüzle çalışmaktayız. AGD kurulduğu günden bu yana İslami değerlere sahip çıkmak için çok hayırlı çalışmalar yapmaktadır. Bu çerçevede diğer ilçelerde olduğu gibi Genç ilçemizde de Mekke’nin Fethi programını Beşkardeşler Düğün Salonunda 31 Aralık 2013 Salı Günü Saat 18.00 de gerçekleştirmeyi planladık ve çalışmalarımız son safhasına gelmiş durumdadır.
Çünkü Mekke'nin fethinin İslam tarihi açısından önemli bir yeri vardır.. Mekke'nin fethi ile bütün dünyaya müsamaha ve insan hakları dersi verilmiştir. Hz. Peygamber gücünün zirvesinde olmasına rağmen intikam yerine bağışlamayı seçerek insanların kalplerini İslam'a açmıştır. Mekke'nin fethi sadece bir zafer değil, aynı zamanda zulümden adalete, karanlıktan aydınlığa kavuşmanın da apaçık bir simgesidir.
Bu gün İslam dünyası başta olmak üzere yeryüzünde yaşanan bütün zulümlerin son bulması için Mekke'nin fethi gibi gönüllerin fethine ihtiyaç duyulmaktadır, İnsanlık ancak ve ancak bu fethin ruhuyla kan ve gözyaşı dökülmesinden kurtulabilecektir.
Günümüzde batı emperyalizminin hakimiyeti nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yılbaşı etkinlikleri adı altında genç beyinler piyango, alkol ve eğlence çılgınlıklarıyla zehirlenmektedir. Aynı zamanda üzülerek görüyor ve soruyorum; Kurban Bayramını kutlayan Hıristiyan gördünüzdü? Ama maalesef Hıristiyanların ibadet olarak kabul ettiği noel ve yılbaşını kutlayan Müslümanları görmek olağan bir hale gelmiştir.
Yılbaşının miladi takvimin başlangıcı olmaktan başka biz Müslümanlar için ne önemi olabilir? Yılbaşı milli ve manevî kayıplara neden olabilecek şekilde kutlanmamalıdır. Yılbaşı gecesi, aslında sıradan bir gecedir. Müslümanlar için bir anlam ifade etmez. Hal böyle iken yılbaşı gecesi, toplumsal bir isyan,ahlak-edep-terbiye sınırlarını aşan ve içkinin su gibi tüketildiği çılgınlık gecesi haline getirilmiştir. Aynı zamanda iğrenç ve yobaz bir yabancılaşma sergilenmektedir.(Yılbaşının batı özentisi halinde bizim milletin bilgisizliginden kaynaklanan çam ağacı süsleme ve noel baba şapkasını takma işlemleri gibi zırvalıklarıda cabası)
Yılbaşı kutlama durumunda olan her insan kendi kendine sormalıdır: "Ben Hıristiyan mıyım, Müslüman mıyım?" diye. Bu soruya cevap aramalıdır. Hangisine benzediğine bakmalıdır.
Hıristiyanlar bize ait hiçbir bayramı, kutsal günü ve geceyi kutlamazken, biz şuursuzca, kendimizi inkâr edercesine, Hıristiyan gibi yılbaşını kutlarsak, bu bizim açımızdan doğru olur mu?
Tüm kardeşlerimizi 31 Aralık 2013 günü Hz Peygamberin Mekke’yi fethetmesini kutlamaya davet ediyorum.
Zira Mekke'nin fethi mesajlarla doludur. En önemli mesajlardan biri zulmün baki olmayacağıdır. Hiçbir zulüm ebedi değildir. Müslümanlar zulme uğrasa da, sıkıntıya düşse de mazlumların yardımcısı Hz. Allah'tır. Mekke’den, yurtlarından sürülen müslümanlar böyle inanıyordu. Yapılanları Allah'a havale ediyorlardı. Mazlumla Allah arasında perde olmadığına inanıyorlardı.
İslâm peygamberine ve ona inananlara yapılan zulüm geri tepmiş, hicretle müslümanlar güçlenmiştir. Mekke’den kovulanlar 10 bin asker olarak Mekke’ye geri dönmüştür. İşte bu mazlum insanlar, Mekke'nin fatihleri olmuş ve tarihe geçmişlerdir.
Mekke'nin fethi gerçekten kutlanmaya değer islâm tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır. Mekke’nin fethi Fetih suresinin nazil olduğu gündür..
Bugün fetih ruhuna muhtaç bir haldeyiz. İnsanımız her yönü ile fethe muhtaç. Genç nesil fetih bekliyor. Kudüs, Miyammar başta olmak üzere zulüm altındaki tüm İslam beldeleri yeni fatihler, Selahaddini Eyyubiler beklemektedir. İnsanlık buna gebedir. Bu günkü sıkıntılar bunun doğum sancılarıdır. Çünkü biliyoruz ki Mekke’nin fethinden sonra fetih durmamış, bugüne kadar devam etmiştir ve devam ettirilmek durumundadır. Fethi mübin mubarek olsun” denildi.
