Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,3400 % -0.07
EURO 34,8790 % 0.06
GRAM ALTIN 2.393,53 % -0,14
ÇEYREK A. 3.913,42 % -0,14
BITCOIN 64.131,01 0.734
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 14°
Google News

“MİLLETİN PARASI PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

CHP’li Atıcı, TBMM’de Murat Nehri üzerine inşa edilmekte olan barajlara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Barajların yapılması için bir firmaya lisans verildiğini ve milletin parasının peşkeş çekildiğini kaydeden Atıcı: “Havuzculara aktarılan 740 milyon TL`ye ek olarak devletin kasasından 928 milyon TL daha çıkarılıyor” dedi.

Son Güncelleme :

23 Ocak 2015 - 9:04

“MİLLETİN PARASI PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Murat Nehri üzerine inşa edilen Kale 1, Kale2, Beyhan1 ve Beyhan 2 barajlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

CHP Bingöl eski İl Başkanı Mustafa Kurban’ın da dahil olduğu toplantıda konuşan Atıcı, İktidarın bu barajlardan elektrik üretilmesi için bir firmaya lisans verdiğini ve su kullanma anlaşması yaptığını söyleyerek: “Anlaşma havuz doldurmakla yükümlü firmalarla yapılıyor” dedi.

Birinci lisans anlaşmasının 2007, ikinci lisans anlaşması ise 2011 yılında yapıldığını ifade eden Atıcı: “ Bu anlaşmalara kadar yapılan tüm su kullanım lisans anlaşmalarında baraj suyu altında kalacak olan devlete veya kişilere ait her yatırımın, baraj alanı dışına taşınmasından lisansı alan şirket sorumlu iken, kurallar değiştiriliyor. 2008 yılında bir torba kanuna yerleştirilen bir madde ile baraj altında kalacak demiryollarının yapım maliyeti TCDD’ye yükleniyor. Yani daha o zamandan bugün planlanıyor. 13 Şubat 2011 tarihinde yine bir değişiklikle, ‘yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce imzalanmış ve tamamlanmamış su kullanım anlaşmalarının ilişkin olduğu projeler de dâhil olmak üzere’ yasanın çerçevesi genişletiliyor. Yani yasa geriye doğru işletiliyor. Böylece 2007 yılında lisans alan havuzcular işin içine yasal olarak dâhil ediliyor. Yasal zemin hazırlandıktan sonra TCDD, 02 Aralık 2011 tarihinde, yani yasadan 9 ay sonra ihaleye çıkarak demiryolu yapım işini yaklaşık 740 milyon (eski parayla 740 trilyon) TL’ye ihale ediyor. İhaleyi kim kazanıyor? Şansa bak! Yine havuzu doldurmakla sorumlu olan firmalardan biri. Sahnede kim var? Milletin anasına sövenler! Lisans anlaşması yapıldıktan sonra kurallar değişiyor ve yüklenici firma lehine yarar sağlanıyor. Günlük deyimle, maç başladıktan sonra kurallar değiştiriliyor” dedi.

“MİLLETİN PARASI PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

Lisans başvurusu yapan diğer firmaların oyun kurallarının değişeceğinden habersiz olduğu için rekabet edemez hale geldiklerini ve saf dışı bırakıldıklarını belirten Atıcı, şunları söyledi: “Bütün bu kirli işlere TBMM alet ediliyor ve yasal kılıf uyduruluyor. ‘Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını sağlam İradenin gölgesine borçlu olanların’ oylarıyla bu maddeler kabul ediliyor. Ancak havuz doldurma işi burada bitmiyor. Barajların altında kalacak Palu-Genç-Muş demiryolunun, yer değiştirme işinin sadece yüzde 50 si yapılmışken para bitiyor ve havuzu hazinenin parasıyla doldurabilmek için yeni bahaneler aranıyor. En makul bahanenin baraj su kotunun 10 metre yükseltilmesi olduğuna karar veriliyor ve buna bağlı değişen inşaat maliyetleri bahane gösterilerek tam 928 milyon (eski para ile trilyon) TL talep ediliyor. Üstelik bu talep TCDD’ye yaptırılıyor. Kalkınma Bakanlığı maliyet artırımını derhal kabul ederek Yüksek Planlama Kurulu’na gönderiyor. Yüksek Planlama Kurulu talebi aynen onaylıyor ve demiryolunun yer değiştirme maliyeti şimdilik, 1,63 milyar TL’ye (1,63 Katrilyon) çıkarılmış oluyor. Özetle, zaten haksız ve hukuksuz bir şekilde havuzculara aktarılan 740 milyon TL’ye ek olarak devletin kasasından 928 milyon TL daha çıkarılıyor. Bir başka ifadeyle, yüzde 50’si yapılan Palu Genç Muş demiryolu yer değiştirme işinin maliyeti yüzde 125 artırılıyor.

“İKİNCİ VURGUN!”

Lisans anlaşmasıyla baraj yapıp devlete elektrik satacak firmaların, baraj altında kalacak demiryolunun başka yere taşınması için hazineden şimdilik 1,63 milyar TL para aldığını ifade eden Atıcı, şöyle devam etti: “Barajın kotunu devletin parası ile yükselterek daha fazla elektrik üretmeyi ve bu elektriği yine devlete satmayı planlayan şirketler ikinci vurgunu yapıyor. AKP Hükümeti de her türlü ‘lojistik desteği’ sağlıyor. Başka lisans anlaşmalarında her türlü maliyet artışları işletmeciye aitken bu projede, maliyetler neden devlete yüklenmiştir? Bu işlerin tamamı neden davetiye usulü ile yapılmıştır? Benzeri sorularımızı 2 yıl önce dönemin bakanına sorduk daha cevap bekliyoruz. Sükût ikrardan gelmektedir. Dönemin bakanı ve şimdiki bakanlar ‘sağlam iradenin gölgesine’ sığındıklarını sanıyorlarsa yanılmaktadırlar. Özetle halkımızın, elektrik üretme bahanesi ile, barajları doldurmak yerine, ‘havuz doldurma’ amaçlı, organize bir işle karşı karşıya bulunduğu anlaşılmaktadır. Hesabını sormak yakındır.”

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.