Madencilik, ülkelerin kalkınmasında önemli rol oynayan sektörlerden biri olduğunu söyleyen Taş, “Ülkemiz yeraltı kaynakları yönünden dünya madenciliğinde toplam üretim değeri itibariyle 28’inci sırada, çeşitlilik bakımında ise 10’ncu sıradadır yer almaktadır. MTA 1935 yılında Ülkemizin jeolojik yapısını aydınlatmak, endüstriyel hammadde, metalik maden ve enerji hammaddelerini tespit etmek, teknolojik çalışmalar yapmak, sektöre uzman eleman yetiştirmek ve yer bilimleriyle ilgili altyapı bilgi ve dokümanları üretmek amacıyla kurulmuştur. Hükümetimizce MTA’nın arama ve araştırma faaliyetleri için ayrılan bütçe; 2003 yılında 16 milyon iken, 2012 yılında 200 milyon TL’ye çıkarılmıştır. Son Yıllarda özellikle ülkemiz kömür rezervlerinin arttırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının bulunması, metalik maden ve endüstriyel hammadde aramalarına hız vererek sondaj çalışmaları sonucunda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bu kapsamda; 650 bin ton bakır,51 ton altın,4,5 milyar ton dolomit,2,4 milyar ton kalsit ve 40 milyon ton seramik hammaddesi rezervi tespit edilmiştir. MTA tarafından, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün bor arama projesi kapsamında, halen devam eden çalışmalar sonucunda; görünür+muhtemel+mümkün olarak bor rezervimiz 3 milyar tonun üzerine çıkarılmış ve bu rezervlerimiz büyük oranda görünür hale gelmiştir” diye konuştu.
İktidarları döneminde katma değeri yüksek bor ürünleri elde etmek amacıyla Bor Enstitüsü kurulduğunu ve bu konu ile ilgili akademik çalışmaların devam ettiğini belirten Taş, “Ülkemizde 2005 yılından itibaren yapılan sondaj çalışmaları sonucunda linyit rezervimiz % 50 den fazla artırılarak 13.2 milyar tona ulaşmıştır. Bu rezervlerin ekonomiye katkı sağlaması amacıyla termik santrallerin kurulması için enerji bakanlığımız tarafından Özel ve Kamu ortaklığı ile ihaleler yapılarak sahalar verilmektedir. MTA Genel Müdürlüğünün yapmış olduğu jeotermal arama çalışmaları sonucunda; 2002 yılından 2012 yılına kadar; sera ısıtması 635 dönümden 3000 dönüme, konut Isıtması 30.000 den 90.000 konuta, elektrik üretimi 15 Mw’tan 115 Mw elektriğe, ülke görünür ısı kapasitesinde ise 3000 Mwt’den 4810 Mwt e çıkarılmıştır. Türkiye’de elektrik üretimine uygun termal sahalarda üretim yapılan kurulu güç 114 Mwe dir. Bu sahalardan hali hazırda elektrik üreten, projelendirilmiş, yapım aşamasında olan yatırımların toplam lisans miktarı 366 MW a ulaşmıştır. İhalelerin başlangıcından günümüze kadar ısıtma ve termal turizme uygun 70 adet saha yatırımcıya devredilmiştir” ifadelerine yer verdi.
MTA Genel Müdürlüğü’nün Bingöl ili ve ilçelerinde yaptığı çalışmalar sonucunda endüstriyel hammadde ve metalik maden yatakları ortaya çıkardığını belirten Taş, şu ifadeleri kullandı:
“Bunların en önemlileri demir, kurşun-çinko, fosfat, disten ve linyit olarak sayılabilir. Genç-Halveliyan sahasında seramik hammaddesi olarak kullanılmaya elverişli disten içerikli 140.000 ton Karlıova ilçemizde ise 88 milyon ton linyit rezervi belirlenmiştir. Enerji Bakanlığımız tarafında termik santral kurulması çalışmaları yapılmaktadır. Bingöl genç ilçemizde MTA tarafında yapılan sondaj çalışmalarında yaklaşık 120 milyon ton görünür Demir rezervi tespit edilmiş ancak sahayı alan Girişimcilerimizin yapmış oldukları sondaj çalışmalarında bu rakamın en az 15 katı olduğunu ifade etmektedirler. Rezevr sahasının ekonomik değerinin artırılması amacıyla mevcut demiryoluna ek demiryolu rolekasyonu için etüt proje çalışmaları yapılmış olup 2013 yılı yatırım programına alınması hedeflenmektedir.”
“Ülkemizde yıllardan beridir Türk-Kürt ayırımı yapıp masum Kürt gençlerimizi kandırıp dağa götüren terör örgütünün bölgeye verdiği zararları hepimiz çok iyi yaşadık ve yaşamaktayız” diyen Taş, bu zararların en başında da bölgede bulunan maden sahalarının işletmeye kapanması olduğunu ifade ederek, “Terör örgütünün asıl hedefi de zaten bu. İşsizlik artsın, halkımız hep ekonomik sıkıntı yaşasın ki bölgeye gerek yabancı, gerekse de özel sektörün yatırımları olmasın. Madencilik sektörünün hızla geliştiği bir bölgede işsizlik olabilir mi? Bu kürsüden tekrar terör örgütüne seslenmek istiyorum. Hiç bir zaman Zaza, Kürt ve Türk kardeşliğimizi bölemezsiniz. Bu ülkenin hamurunun da Çanakkale’de yoğrulduğunu tekrardan kendilerine hatırlatmak istiyorum. Ülkemizde terör olayları son bulduğunda bölgeye yapılacak yatırımlarla halkımızın refah seviyesi artmış, batıya olan göç büyük oranda önlenmiş olacaktır. MTA Genel Müdürlüğümüzün 2013 yılı bütçesinin hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
