Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genç İlçe Örgütü, bugün yaptığı kitlesel basın açıklaması ile IŞİD'in Rojava ve Şengal'e dönük saldırılarını protesto etti.
İlçe Parti binası önünde yapılan basın açıklamasına DBP Genç İlçe Başkanı Zafer Alçiçek, BDP Genç Belediye Eş Başkan Adayı Adnan Sarı, parti teşkilatı ve vatandaşlar katıldı. Kitle adına basın açıklamasını okuyan BDP Genç İlçe Başkanı Zafer Alçiçek: “2011 Arap baharı ya da halkların baharı olarak tabir edilen, Tunus’ta başlayıp Ortadoğu’nun büyük bir bölümüne yayılan halk hareketlerinin önünü kesmek halkın özgücüne dayalı yönetimleri kabullenmeyen emperyal güçler ve bölge uzantıları kalkışmaları kendi lehine çevirmek amacıyla bölgeyi kan deryasına çevirmekten her türlü gayri ahlaki yollara başvurmaktan çekinmemişlerdir. Mevcut yönetimleri diktatörlükle suçlayanlar iktidara gelir gelmez kendi diktatörlüklerini kurmakta geri durmamışlardır. Gelinen noktada Mısırda, Irakta, Tunusta yönetimlerin değişmesi demokrasi getirmemiş halklar Kaddafiyi, Hüsnü Mübarek’i arar hale gelmiştir. Halkların payına düşen savaş, zulüm, kan ve gözyaşı olmuştur.
Yüzyıldan sonra Ortadoğu da dengeler yeniden kurulurken Kürtlerinde eskisi gibi kölelik statüsünde yaşamayacağı hem yürüttüğü 30 yıllık mücadele geldiği aşama itibariyle kendisini dayatmaktadır. 100 yıldır Kürdistan’ı egemenliği altında tutan bölgesel güçler ısrarla Kürtlere yaşam hakkı tanımamakta mevcut statüde ısrar etmektedir. Mücadelemizin gelmiş olduğu aşama ve Ortadoğu da dengeler yeniden oluşturulurken Ortadoğu ve Kürdistan’ın en kadim halklarında olan Kürtlerde geçtiğimiz yüz yılda egemenler eliyle bölge yönetimleri tarafından büyük kırım ve katliamlardan geçirilmiş, asimilasyon ve yok sayılmalarına rağmen kendi özgücüne dayalı verdiği mücadelesiyle bugün Ortadoğu’da üçüncü bir yol olarak öz yönetimleri oluşturarak demokratik Suriye, özgür özerk Kürdistan kantonlarını oluşturarak Kürtler, Araplar, Türkmenler ve diğer haklarla özgürlük, eşitlik ve kardeşlik temelinde halkların farklılıklarıyla bir arada yaşanabileceğini bir çözüm modeli olarak ortaya koymuştur. Buna tahammül edemeyen uluslar arası ve bölgesel güçler Kürtlerin bir statü sahibi olmaması için her türlü gayri ahlaki insanlık dışı ve din dışı gayri meşru yöntemleri kullanmaktan geri durmamaktadırlar. Şengal de yaşanan son katliam her ne kadar İŞİD adı altında bir terör örgütü görünüyorsa da bu durum bölgesel devletlerden bağımsız bir durum değildir. Gözümüzün önünde Türkiye devleti bu terör gruplarını desteklemekte hiçbir sakınca görmemektedir. Ortadoğu’nun en kadim halklarından olan Ezidi halkımıza karşı başlatılan soykırım operasyonunda bir hafta içerisinde 3 bin kişi hayatını kaybederken çoğu kadın 5 bin kişi kaçırılmış, 300 çocuk ve yaşlı açlık ve susuzluktan hayatını kaybetmiştir. İslam devletini kurmak istediğini söylen bu çeteci ve insanlık dışı mahlukatlar kadınları çocukları katletmektedir. İslam hukukunda savaşlarda kadınlara ve çocuklara dokunulmayacağı açık buyrukken bu çeteci gruplar öldürdükleri kadınlara tecavüz etmekte ve katliamdan geçirmektedir.
Bu vesileyle Şengal de halkımıza yapılan katliamı lanetle kınıyor halkımızı Şengal deki katliamlara karşı sesini yükseltmeye ve duyarlılığa çağırıyoruz. Aynı şekilde Filistin’de yaşanan zulüm ve baskıları da kınıyoruz” dedi.