Manisa Salihli ilçesinde yaşayan Öksüz, gazetecilere yaptığı açıklamada Tezcan’ın iddiasındaki seyahatleri yapan Adil Öksüz’ün “FETÖ’nün mahrem imamı” firari Adil Öksüz değil, kendisi olduğunu kaydetti.
“DİREKT UÇUŞ BULAMADIĞIMIZ İÇİN AKTARMALI GİTTİM”
Tezcan’ın iddiası nedeniyle savcılık, istihbarat, medya ve memleketi Bingöl’ün Genç ilçesindeki jandarmadan arandığını aktaran Öksüz, “Bahsedilen tarihlerde seyahatleri ben yaptım. Kardeşimle beraber gittim. Cenazem vardı, dayım vefat etmişti, direkt uçuş bulamadığımız için aktarmalı gittim. Kredi kartıyla bilet aldık. Gurbet Demir de kız kardeşimdir.” ifadelerini kullandı.
Öksüz, Tezcan’ın iddialarından dolayı hem kendisinin hem de kız kardeşinin sıkıntı yaşadığını ifade ederek, “Burada bizi bilmeseler ne yapacağız? Bereket buranın insanı bizi tanıyor. Kız kardeşim ne yapacak, Adil Öksüz’le görülmüş, ona eşlik etmiş… Nasıl olacak bu iş? Bir şey söylenirken insanın özgürlüğüne dair düşünerek hareket eder insan. Bir şeyi net anlamadan… Adil Öksüz denen zat, vatan haini bu kadar deli mi ki kimliği ile bu kadar yeri gezecek. Havalimanlarında silahla geçemiyorsun nasıl o isimle geçeceksin. Öyle saçma bir şey yapılmış, bizi mağdur duruma düşürdü.” diye konuştu.
“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM”
Mahremine ilişkin konuşulmasının yanlış olduğunu vurgulayan Öksüz, şöyle devam etti:
“Yanlış beyanlarla siyaset yapıyorsunuz. Kız kardeşimin isminin geçmesi hoş bir şey değil. İnsanlar bu saaten sonra ne gözle bakacak, bunu kalkıp siyasetinize alet edip manşet yapmanın anlamı yok. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sözde adalet için diye 25 gün bunun için mi yürüdü? Yardımcıları insanların mahremlerine kadar girip bu yanlışı yapsın diye mi bu yürüyüşü yaptı. Bu olayda benden fazla kız kardeşim mağdur olmuştur, bunu kabul etmiyorum. Benim yaptığım seyahatin biletlerinin fotoğraflanarak açık bir şekilde gazetede yayınlanmasını doğru bulmuyoruz. Milletvekili ve gazete hakkında suç duyurusunda bulunacağım.”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve savcıların konuya ilişkin açıklama yaptığını hatırlatan Öksüz, “Hala kalkıp savcılarımızı ve yetkili mercileri yalan beyanla suçluyor. Kimlik bilgilerinin değiştirildiğini söyleyerek yüzsüzlük yapıyor. Burdan CHP Genel Başkanına sesleniyorum, Tezcan’ın bu konuyla ilgili bir an önce bir açıklama yapmasını istiyorum. Bizim mahremimize kadar girmeye hakkı yok. Eğer gerçekten adalet için yürümüşse, o Genel Başkan Yardımcısının istifa etmesini de bilmesi lazım.” diye konuştu.
DEVLETİ SUÇLAMAK BÜLENT TEZCAN’A DÜŞMEMİŞ
Öksüz, kendisinin komisyonculuk yaptığına değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu milletvekilinin iş mi? Bu, istihbaratın, askerin, polisin, savcıların işi. Araştırmak bize mi düşmüş. Herkes işine bakacak. Kalkıp da Adil Öksüz’ü bulmak, istihbaratı, devleti suçlamak Bülent Tezcan’a düşmemiş. Ben vergimi ödüyorsam benim vergimin karşılığını istihbaratım da savcım da verecek. Onların işi o. Siyasetçilerin kalkıp da halkı kullanarak prim yapmasının anlamı yok. Siyasetçilik bu değildir. Sen benim ve halkın verdiği oylarla ve vergilerle oradasın. Benim üzerimden siyaset yapmayacaksın. Siyaset adamı siyaseti kendi arasında yapar, halkı alet etmez. İnsanın mahremine kadar inilmez. Böyle bir terbiyesizlik olmaz. Bugün sabahtan beri ne istihbarat, ne emniyet, ne savcılar, ne Ankara’daki savcı kaldı. Hala telefonlarım çalıyor. Bir şey ortaya atarken karşındakini de düşün. Orada bayan var. Bileti de koyuyorsunuz.”
Kaynak: Sabah