
1997 Asya Finansal Krizinde yapılan hatalardan ders almayan Yöneticilerin,
göz göre göre nasıl 2001 krizine zemin hazırladığını inceleyeceğiz..!
2000 yılının başında,
Türkiye Ekonomi Yönetiminin uygulamaya başladığı sabit kur politikası ile
Ülkeyi iflasın eşiğine nasıl getirdiklerini inceleyeceğiz.!
Bu politikaya göre,
1 TL= 1$
1 TL=1,5 Mark
eşitliğinden oluşan bir değere sahip olacak…!
Kur her yıl % 20 artacaktır.
Sabit Kur politikasının amacı;
İnsanların %80’lerde olan hazine bonosu faizleri ile kıyaslanınca %20 artacak Halk dövizi terk edip TL’ye dönecekti.!
Ancak,
Evdeki hesap çarşıya hiç uymamıştı.!
Bu şekilde,
Sözde,
TL’ye talep artacak,
Faizler düşecek,
Enflasyonla mücadele edilebilecekti.
Fakat,
Mücadele için
Öngörülemeyen ve en önemli gösterge olan
TCMB’nin döviz rezervlerinin yetersizliğiydi…!
Başlangıçta bir kaç ay plan
iyi yürüdü.
Faizler %40’lara kadar geriledi (inmiş hâli %40).
Bankalar Devlet Tahvillerine para bağlamaktansa kredi satmaya başladı.
Bugünkü gibi,
Banka kârları uçmuştu.
İthalatta yaşanan patlama ile
Ülkenin döviz kaybı zirve yapmıştı.
Yani,
Piyasada bolca
değersizleşmiş TL ve
çok az döviz kalmıştı..!
Spekülatorler,
daha önce satın aldıkları
Lirayı hızlıca sattılar…!
Medya ve Ekonomist görünümlü Müstemlake Memurları TCMB’yi devalüasyona zorladılar.
Fakat,
Merkez Bankasının,
Yetersiz olan döviz rezervleri tehlikeli boyutta azalmıştı.
Sistemin dibine döşenen dinamitleri patlatmak için beklenen kıvılcım,
meşhur Anayasa kitapçığının fırlatılması olayıyla gerçekleşti.
21 Şubat 2001’de kriz patladı, Lirada dalgalı kur sistemine geçildi.
Bir günde 7.5 milyar doların Merkez Bankası’ndan çekilmesine neden olan kriz…
Hazine Müsteşarlığı’nın ve Merkez Bankası’nın aldığı geçici ve başarısız tedbirler ile
21 şubatta gecelik faizler yüzde 7.500’e kadar yükseldi.
22 Şubat’ta,
1 dolar = 680.000 TL
civarındaydı.!
Bir sonraki gün ise,
1 dolar = 1.078.000 TL’ye geldi.
Eylül ayına gelindiğindeyse,
1 Dolar = 1.550.000 TL civarına gelmişti.
Bankacılık sektöründe başlayan krizin etkileri reel sektörde de doğrudan hissedildi.
Binlerce firma kapatılırken,
1,5 Milyon kişi de işsiz kaldı.
Dalgalı kur sistemine geçilmesiyle birlikte dolar borcu olan esnaf ve halk için çok zorlu bir süreç başlamıştı.
Hemen akabinde iflaslar başladı.
2001 krizini fotoğrafı ise,
Ahmet Çakmak isimli esnaf, Bülent Ecevit’e
“Sayın Başbakanım al,
ben bir esnafım”
diye bağırarak yazar kasa fırlatmasıydı.!!
Krizin en ağır sonuçlarından biri de faizlerin ve enflasyonun yükselmesi olmuştur.
Dalgalı kura geçilmesiyle birlikte piyasalardaki belirsizlik artmıştır.
Bu nedenle de hem finansal hem de reel sektör,
krizi en şiddetli yaşayan taraf olmuştur.
2001 yılında patlayan kriz ile Türkiye ekonomi Yönetimi,
Derinleşen Ekonomik Krizi çözmesi için Dünya Bankası Başkan Yardımcılarından Kemal Derviş,
Türkiye’ye davet edilmişti.!
Görüntüde,
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı görevi verilmişti.!
Ancak,
Cumhurbaşkanlığı,
Siyaset ve
Meclis devre dışı bırakılarak, Medya ve içerideki aparatların desteğiyle,
Ülke Yönetimi Kemal Derviş eliyle IMF’ye teslim edilmişti.
Tüm yetkileri Kemal Derviş’e devrederek Ekonomik Krizi çözebileceklerini düşünüyorlardı.
Sonuç,
Halk,
o kararları alan tüm siyasetçileri ilk seçimde
Meclis dışına itmişti.!!!
Abdullah ZOROĞLAN