11°
BU NE DUMANDIR?
Hava sıcaklıkları bir yana, kentin solunamaz hale gelen havası kalp sıkışması için yeterli oluyor. Karşılaştığımız her bireyin “Yeter artık, bu toz duman neyin nesidir! Hizmet yapılıyor kabulümüzdür ama en azından sulama yaparak sıkıntıyı asgariye düşürsünler” sitemini duymak, “Neden bu ince ayrıntılar düşünülmüyor?” sorusunu gündeme getirirken, ilgili kurumun bu konuda neden sessiz kaldığını anlayamadığımı da burada belirtmiş olayım.
Altyapı yenileniyor, kentsel dönüşüm için yıkım çalışmaları başladı, katı atık bertaraf tesisi ve daha birçok hizmetin devam ettiği vurgulanıyor fakat kamuoyunda yine de yeterli takdir toplanamıyor.
Altyapı çalışmaları yapılıyor fakat o mahalle insanının yüreğini okşayacak bir “Altyapı çalışmaları nedeniyle vermiş olduğumuz rahatsızlıktan ötürü özür diliyoruz” yazılı birkaç levha bırakmak, sabah ve akşam saatlerinde bir su tankeri tarafından sulama yapılmasını sağlamak neden bu kadar zor geliyor?
Bunları yapmak belediye bütçesini zorlamaz, büyük bir külfet oluşturmaz. Kimse hizmetin gelmesinden şikâyetçi değil. Tek şikâyet, küçük nüansları kaçırıp büyük hizmetlerin görülmesinin engellenmesidir.
Ve Sayın Başkan’a bir önerim, bunca hizmete rağmen hala sitem ediliyorsa, bunun sebebini bulun ve çözüm için yarını beklemeksizin düşmeye basınız.
ÖLÜM KAVŞAĞI!
Ve gelelim Bingöl’ün baş belası Karayolları Elazığ Bölge Müdürlüğü’ne!
Yer yer ödenek sorunu dillendirilse de beton asfalt çalışmasında sınıfta kalındığını bir kez daha vurgulamak isterim. Teknik bilirkişi olmasam da bu durum ‘kör’ olmamı gerektirmez.
Birçok bölgesi şimdiden patlak veren beton asfalt çalışmasının yapıldığı bölgelerden biri de Üniversite Kavşağı. Resmiyetteki adıyla “Zeki Ergezen Bulvarı.”
Sinyalizasyon sisteminin kurulmasından dahi aciziyet duyan ve bunu binbir bahaneyle sürdüren Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün aynı bölgede neden halen kaldırım çalışmalarına başlamadığını kestiremiyorum.
Ve yarım bırakılan kavşak faaliyetlerinin yarattığı trafik karmaşası! Birilerinin ölmesi bekleniyor galiba! Malum, öyle bir memleket ki, birileri ölmeden, bir kamyon bir taksiyi biçip ortalığı cehenneme çevirmeyene kadar idarecilerinin sorunu göremediği bir memleket! Bir sinyalizasyon sistemini kurmaktan aciz olan idareye ‘üst geçit’ ihtiyacından nasıl bahsedebiliriz?
Hele bir de ‘yan yol’ diye tabir edilen emniyet şeritleri!
İlgili tüm kurum amirlerini bir akşamüstü Üniversite Kavşağında gözlem yapmaya davet ediyorum. Shell Petrol Kavşağı’nın kapatılmasının ardından çevre yolunu kullanmak isteyen sürücülerin dörtlü sinyallerini yakıp karşı şeritten nasıl ilerlediğini ve trafiği nasıl bir tehlikeye soktuğunu görmelerini istiyorum.
Düzağaç Kavşağı’ndaki kilitli parke taşlarının deniz dalgasını andıran yapısı ve araçların büyük çoğunluğunun bu bölgede zarar görüp servise gitme ihtiyacı duyduğunu göremeyenlere de dün kısa bir yolculuk yaptığım sivil bir vatandaştan en açık yanıt gelmişti.
Ne güzel söyledi o vatandaş: “Ramazan ayında Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz’la birlikte iki tane daha Bakan bu yolu kullandı. Buradan geçerken ‘Bu ne rezalettir’ diyen olmadı mı? Bunca yolu yaparken bu kavşağın rezil hali nasıl görmezden gelindi? Bu bürokrasiye de, bunları uyarmayan siyasetçilere de akıl sır erdiremiyorum”
Doğru söze daha fazla ek gerekmiyor!
BİR MENFEZİ DAHİ BİTİREMEDİLER!
Bir de evlere şenlik “Sanayi Altgeçidi” var. Altgeçit demek sanırım hakaret olur. Tamamen bir menfezi andıran ve bir yıldır tamamlanamayan sözde altgeçidi dahi faaliyete sokamayan, halen bir sanayi deresinin hakkından gelemeyenlere ne dememiz bekleniyor?
Bu kadar mı acizler, bu kadar mı Bingöl’ü ti’ye alıyorlar!
Elazığ’ın giriş yol ayrımında koskoca altgeçitler ve çevre yolu bağlantıları bitmek üzere, Bingöl’de halen bir menfez bitirilemiyor! Bir memleket bu kadar mı kendinden aciz olur? Yazıklar olsun!
Bir Karayolları Bölge Müdürlüğü, ‘Bakanımız var’ diye teselli bulan memleketti parmağında oynatıyor, “biz istemedikçe yırtılsanız da hizmet yok” tavrını sürdürüyor.
Allah başka bela vermesin, Karayolları Bölge Müdürlüğü yeter bize!
Vesselam…
