Her muhabbetimizin genel hatlarını oluşturan konuların en cevapsız kalan sorusu; “Genç neden yerinde sayıyor?”
Herkesin kendince bir yorumu oluyor. Ama iyi niyetimiz ve özellikle toplumdaki yakın ilişkiler ağı, birçok kişinin sessiz kalışına sebep oluyor. Ve bu sessizlik, gelişimimizin önündeki en sert taşlardan biri olarak her fırsatta ayağımıza takılıyor! Tek sebep bu mu? Tabi ki, HAYIR!
Gelişim ve kalkınmayı düşündüğünüzde ilçemizde un var, yağ var, şeker var.
Peki neden iyi pastalar yapamıyoruz?
Pasta da kendiliğinden meydana gelemeyeceğine göre, demek ki ustalara ya da bu işin ehli şeflere ihtiyaç var.
İyi de, koca ilçede pasta yapabilecek usta ya da şef mi yok? Var elbette! Hepsi de birbirinden değerli ve iyi insanlar. İyi ya da değerli olmak iyi bir pastanın yapılmasını ya da pişmesini sağlıyor mu? Onun da cevabı ‘HAYIR’dır!
Aslında iyi şef, bürokrasidir! Şehrin kalkınmasını, gelişmesini, daha ileri gitmesini sağlayacak olan da bürokratik şeflerin azim ve çabasıdır. Aksi halde gelişime engel olan, işi yokuşa süren, üretmeyip yatan ve çözümsüzlüğün sebebi de kendileri olur!
Eğitimde, sporda, kültür ve sanatta, tarım ve hayvancılıkta kısacası anlayacağınız her kulvarda Genç’i daha ileriye taşıyacak şefleri bulmak çok mu zor? Bence değil. İçimizde donanımlı, cesur, atılgan, mesai mefhumu gözetmeksizin sorumluluk alan onlarca şef ve usta var. Ama bizim yıllardan süregelen handikabımız “kendi donanımından ziyade siyaseti referans alan şefler ile idare edilmemiz”dir! Bu yüzden de her alanda yerimizde saymışız. Öyle ya, arkasında milletvekili ya da siyasi bir irade olan bir şefe kim neyi söyleyebilir, ya da yaptırabilir ki?
Sözün özü; Evet, gerçek manada çalışan, üreten, vizyon ve misyon sahibi bürokratlara, şeflere ihtiyaç var. Siyasiler, kendi siyasi isminin gölgesine sığınan, kendisine kul köle olan, her dediğini emir telaki olarak kabul gören bürokratları değil, liyakatli, şahsiyetli, işini en iyi yapmanın manevi sorumluluğunu taşıyan isimleri atayarak bu memleketin kalkınmasına vesile olabilecektir. Bir sözüm de kamuoyuna olacak! ‘Bizden’ deyip kollanan, ‘akrabamız’ deyip kendi haline bırakılan, ‘arkadaşımız’ deyip savunulan bir anlayış olduğu sürece gelişmesini beklediğimiz Genç, hep yerinde sayacaktır. Bu yüzden de bana, sana, diğerine iyi olan değil, memlekete iyi olanlar göreve getirilsin ve kamuoyu da bu konuda net bir tavır gösterebilsin! “Çok makul, kendi halinde, iyi bir insan” denilerek çalışmayanlara görev tevdi edilmesine karşı koyan, “çalışkan, atılgan, gelişimi önceleyen, dürüst ve adil” bürokratların göreve gelmesinde de etkili olan bir anlayışı hakim kılmalıyız!