Eğitimci Abdurrahman Yılmaz, eğitim sistemindeki sorunları ve çözüm önerilerini kaleme aldı:
Zaman çok hızlı geçmekte ve nesiller madden ve manen çok hızlı değişmektedir. Fakat maalesef bu değişim giderek bizi biz yapan manevi değerlerimizin aleyhine olarak cereyan etmektedir. İçinde bulunduğumuz asır geçlerimizi ve nesillerimizi elimizden alıp götürmekte ve bizi biz yapan değerlere yabancılaştırmaktadır. Sadece maddi hazlarla doyuma ulaşılacağı zannı ve daha birçok saik de bu durumu körüklemektedir. Maneviyattan uzaklaşan gençlik gün geçtikçe bizden ve bizi biz yapan öz değerlerimizden de uzaklaşmaktadır. Eğitim camiasının bir neferi olarak şunu üzülerek ifade edeyim ki eğitimcilerimizin birçoğu da şu ya da bu sebeple bu duruma seyirci kalmakta ve elini taşın altına koymaktan imtina etmektedir. Bu hal madden bedenen bizim dediğimiz evlatlarımızı ruhen, hissen, zihnen, kalben bizim olmadığı ve bizden ayrıştığı, başkasının düşüncesiyle ve hayat felsefesiyle oturup kalktığı bir nesle dönüştürmektedir.
Eğitim sistemimizde yapılan çalışmaların bu kanayan yaraya neşter vurmaya yönelik iyi niyetli çalışmalar olduğu muhakkaktır. Lakin ortaya çıkan sonuç ile iyi niyet temennisi arasında her geçen gün büyük bir uçurum oluşmaktadır. Kanaatimce bu durumun en önemli sebebi bizden olup vermeye çalıştığımız değerler ile eğitim sistemimizin üzerine bina edildiği bizden olmayan anlayış arasındaki kan uyuşmazlığıdır. Bu uyuşmazlık halledilmediği sürece bu durum da devem edip gidecektir. Şunu da ifade etmek gerekir ki, elbette eğitim sistemimizin mutfağı sayılan okullarımızın fiziki imkânlarında çok ciddi iyileştirmeler yapıldı. Maddi imkânlarımız ve buna bağlı olarak maddi başarılarımız çok arttı. Fakat maalesef bizi biz yapan değerlerimiz açısından ve ahlaken geldiğimiz seviye bu duruma mütenasip bir şekilde gelişmedi. Hâlbuki bu çıkmaza girmemenin yegâne yolu ve çaresi vicdanın ziyası olan manevi değerler ile aklın nuru olan ilmi çalışmaları beraber vermekten geçmektedir.
Bir şeyin fayda ve zararı sonuçları itibariyle ölçülür. Yani hangisi ağır basarsa ona göre değerlendirilir. Mevcut eğitim sisteminin çıktısına baktığımız zaman hem pedagojik hem psikolojik hem de sosyolojik olarak yani toplumsal yansımaları itibariyle günden güne zararlarının giderek arttığı görülmektedir. Toplumsal sorunların başında gelen boşanma, cinayet, taciz, tecavüz, hırsızlık, madde kullanımı, toplu yaşam alanlarındaki adabı muaşeret, toplumsal sorumluluk, toplumsal bilinç, saygı ve sevgi gibi konularda mevcut eğitim sisteminin iyileştirici etkisi beklenirken iyileştirmek bir tarafa dursun bahsedilen sıkıntılarda ve konularda her geçen gün menfi anlamda katlanarak artan bir eğilim müşahede edilmektedir. Ayrıca akıldan ziyade hissiyatları galip ergen yaşta olan kız ve erkek öğrencilerin karma eğitim gereği aynı sınıf ortamında bulunmalarının doğurduğu sıkıntılar da başlı başına bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Özellikle bu durum hem akademik hem de manevi ve ahlaki gelişime büyük darbe vurmaktadır. Gayrı ahlaki ve cinsel içerikli sıkıntıların ortaokul seviyesine kadar inmiş olması durumun vahametini göstermektedir.
Şüphesiz ki gençliğin ve neslin ihyası ve manen inşasında en mühim yol, faydalı ve sağlıklı bir eğitimden geçer. Lakin şuan gençliğin gittiği yol ve içinde bulunduğu durum hiç de iç açıcı değil. Her geçen gün evlatlarımız manevi değerlerimizden uzaklaşmakta ve nesildeki ahlaki yozlaşma giderek artmaktadır. Bu duruma karşı hiç vakit kaybetmeden tedbir almak gerekir. Gerçek manada İnsaniyeti Kübra olan İslami terbiye ve yaşayış ve bunun davranışa dönüşmesi ile ancak bu başarılabilir. En azından asgari müşterek olan evrensel ortak ahlaki değerleri topyekûn bir seferberlikle ikame etsek bu bile birçok sıkıntıyı önleyecektir.
Yılların eğitimcisi bu mesleği isteyerek ve severek benimsemiş birisi olarak vicdani sorumluluk sahibi herkes gibi bu durumdan duyduğum rahatsızlığı ve endişeyi dile getirmek görevimin gereğidir. Memleketimizi maddeten imar ederken nesillerimizi de o nispette manen ihya etmek gerekir. Aksi halde gelecekte yaşanması muhtemel daha büyük menfilikleri yaşamak içten bile değildir. Bundan sebep eğitim anlayışımızı tamamen gözden geçirip yeniden ele almak elzem hale gelmiştir.
Bu mülahazalar ışığında yapılması gerekenler aşağıda sıralanmıştır.
1- Eğitim sistemimizin ana felsefesi batı tasallutundan tamamen kurtarılmalı ve bizim değerlerimiz ışığında yeniden ele alınmalı.
2- Eğitim sistemimiz ideolojik saplantılardan arındırılmalı
3- Yakın tarihten başlayarak tarih kitaplarımız hurafattan arındırılmalı ve yeniden yazılmalı
4- Ders kitaplarındaki materyalist dil (özellikle Fen Bilimleri dersleri) terk edilmeli, manayı harfi ve hikmet diliyle yeniden yazılmalı (bu şekilde yazılmış örnek kitaplar mevcuttur)
5- Gençlerin manevi ve ahlaki gelişimlerine katkı sunan Risale-i Nur gibi Kuran tefsirlerinin ehil kişiler tarafından okullarda ders olarak okutulması
6- Farklı birçok sıkıntıyı bünyesinde barındıran karma eğitim modelinden vaz geçilmeli
7- Hiç olmazsa fiziki imkânsızlıklardan dolayı farklı binalarda eğitimin mümkün olmadığı mahallerde tercihen Okul-Aile Birliği Yönetmeliğinde yapılacak değişiklikle veli isteğine bağlı olarak kız ve erkeklerin aynı binada farklı sınıflarda eğitim görmelerinin yasal alt yapısı oluşturulmalı
8- Öğrencilerin önce manevi-ahlaki sonra maddi gelişimlerini önceleyen öğretmenler yetiştirilmeli. Eğitim fakülteleri bu duruma ve anlayışa uygun bir şekilde yeniden düzenlenmeli
9- Öğretmenlik mesleği alelade bir meslek görünümünden kurtarılmalı bu mesleği kendine dert edinenler arasından atamalar yapılmalı
10- Okul öncesi eğitimde başlayan adabı muaşeret eğitimi maneviyatla birleştirilerek ilkokulda (ilk iki yıl tamamen bu mevzular verilmeli) ve diğer kademelerde de etkin bir şekilde verilmeli
11- Velilerin okul idaresi ve öğretmenler üzerindeki baskısına son verecek düzenlemeler yapılmalı
12- Okul ve öğrenci başarısında sadece maddi başarıları değil manevi ve ahlaki başarıları da ödüllendirecek ve özendirecek düzenlemeler yapılmalı
13- Özellikle taşrada idarecilerin belirlenmesinde herhangi bir menfaat ve endişeden azade olarak sadece ehliyet ve liyakat esaslı atamalar yapılmalı
14- Öğrenciler ile toplum üzerinde menfi tesiri bulunan sözde eğitim-öğretmen-öğrenci konulu ve gayrı ahlaki dizi ve yayınların önü alınmalı
15- Aile alt yapısı öz değerlerimiz ile güçlendirilmeli. Bunun için verilen eğitimler kat kat arttırılmalı. Bu eğitimlerin insan psikolojisini, sosyolojisini bilen manevi yönü kuvvetli uzmanlar tarafından verilmesi sağlanmalı.
16- Azgın ve sapkın yapıların okullara ve öğrencilere yönelik en küçük faaliyetleri bile sert şekilde cezalandırılmalı ve önlenmeli
Yıllarca köhne zihniyetlerine ve hayat tarzlarına adam devşirmek için araç olarak kullandıkları mevcut eğitim sisteminin devamını isteyen zümrelerin milletin ve memleketin hayrına olan her şeyde olduğu gibi bu meselede de sürekli üstenci ve tehditkâr beyanatlarına aldırış etmeden doğru bildiğimiz yolda gençliğin hayrına olarak yürümekten ve bu uğurda çalışmaktan geri durmamak gerekir. Bu azgın ve azınlık zümrenin her tehditkâr beyanatları karşısında geri adım atmanın geleceğimiz olan gençlerimizin aleyhine olduğu aşikârdır. Zira bunların bütün gayeleri eğitimi düşünmekten ziyade zararlı ve zehirli olan fikir ve hayat tarzlarını devam ettirmektir. Sorunun çözümü için atılan adımlarda en küçük bir itiraz karşısında sürekli olarak geri adım atmak veya attırılmaya mecbur bırakılmak, bunlara hoş görünmeye çalışmak ve muhabbetlerini kazanacağını düşünmek safdilane düşüncelerdir.
Aç canavara karşı muhabbet muhabbetini değil iştahını kabartır. Hem de döner sizden dişinin ve tırnağının kirasını da ister.
İslam, korkakların değil cesur ve atılgan Müslümanların omuzlarında yükselecektir.
Rabbim bu hayati mesele için çalışanları ve çaba sarf edenleri muvaffak etsin ve hüsnü hatimeye nail etsin inşallah.
Gayret bizden inayet ve tevfik Allah’tandır.
Abdurrahman YILMAZ
Tarih Öğretmeni/Okul Müdürü
Şehit Mehmet Koçdağı Anadolu Lisesi
