11°
Belki de ilk kez yapılacak olmasıydı herkesi sevindiren…
Aylar öncesinden hazırlıklar yapılmış ve beklenen gün gelip çattığında, sevinç dolu bir azıkla yola koyulmuştuk. Ankara uçağı tümüyle dolu, herkes meraklı bir düşünceyle nasıl bir manzarayla karşılaşacağını hayal ediyordu.
O manzarayla ilk karşılaşmamız, nasıl bir organizasyon olacağı noktasında ipuçları veriyordu ama yine de “mı acaba?” demekten alıkoyamıyordu insan kendini.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Bingöl’ün daha etkin tanıtılması ve özellikle yaygın medyada geniş yer bulabilmesi için Meclis Başkanı ve Bakan arkadaşlarıyla açılışı yapmış ve stantları dolaştırarak Bingöl’ün tanıtımına iyi bir katkı sunmuştu.
‘Kadayıf’ın sahiplenilmesine yönelik atışma bile yaygın medyada o programın ziyadesiyle gündeme gelmesine yetmişti…
Ankara BİNYAR, kendi çapından gerekli adımları atmıştı. Ankara’nın çeşitli bölgelerinde 180 adet billboardda “Bingöl Tanıtım Günleri” reklamlarını görmek, bazı görsel ve işitsel yayın organlarında bu organizasyondan bahsedilmesi de önemli bir tanıtımdı.
Organizasyonun yapıldığı yerin yeterince şık ve nezih bir ortama sahip olmaması ve Bingöllü olmayan esnafların stant açmaları dışında Ankara ayağında çok ciddi bir eksiklik yoktu.
Yoktu diyorum, çünkü asıl mesele, bizim, yani Bingöl olarak kendimizi tanıtmayı bilmememizdi!
Neden mi?
Valilik başta olmak üzere hemen her kurum stant açmıştı. Fakat ilginç olan, her stantta benzer ürünlerin sergileniyor olmasıydı. Kavurma ve bal dışında elle tutulur bir şey sunulamaması ciddi bir eksiklik olarak öne çıkıyordu.
Hele bazı Kaymakamlıkların sadece çay ikram ederek tanıtım yaptıklarına şahitlik etmek, tam manasıyla faciaydı!
Tanıtımla hiç ilgisi olmayan materyallerin sergilenmesi de bu işteki acemiliğimizi gözler önüne sermeye yetiyordu. El örgütü, çarşaf örtüsü stantları kurarak Bingöl’ün nasıl tanıtıldığını da varın siz düşünün!
SODES kapsamındaki bazı projelerin sonuç bildirgesi niteliğini taşıyan broşür ve kitapçıkların Bingöl tanıtımıyla ne ilgisi olabilir ki? Bunu da Bingöl olarak başardık ya, başka ne söyleyebiliriz ki!
Yüzenada, Güneşin Doğuşu, yaylalar, şelaleler vs. tanıtıyoruz ama bunların önünde bilgilerin yer aldığı levhalar bırakmayı akıl edemiyoruz. Birçok kişi, bu materyaller hakkında bilgi almak için oradaki Bingöllülere soruyor ama onların da hiçbir bilgisi yok. Tüm bunlar bir yana, stant önlerinde Bingöllü olmayan bayanların Bingöl’ü tanıtma çabaları! Bu bir faciaydı!
Kamu mantığıyla tanıtım yapılmasını doğru bulmadığımın altını çizmekte yarar görüyorum. Bu alanda başarılı olunsaydı… Sosyal ve kültürel faaliyetlerimizin içler acısı hali ortada! Üstüne söylenecek söz bulamıyorum!
Eksiklikleri sıralamak istesek sanırım sayfalar dolup taşar. Sert eleştirilerle yapılanları yok saymak, insanların şevkini kırmak niyetinde değilim. Ama gerçekleri saklayamayız, yanlışların devamına seyirci kalamayız.
13-16 Kasım 2014 tarihlerinde İstanbul Feshane’de “Bingöl Tanıtım Günleri” programı düzenlenecek. Ankara’daki tecrübelerden yola çıkarak, hem oradaki eksiklikleri aktarmak, hem de İstanbul’daki programa ışık tutmaya çalışalım diyorum…
NASIL BİR TANITIM OLABİLİRDİ?
Öncelikle Valilik tarafından; Bingöl’ün tüm yönleriyle ele alındığı, detaylı bilgilerin verildiği “Bingöl Tanıtım Kitapçığı” hazırlanmalı. Güncel bilgi ve fotoğrafların da yer aldığı bu kitapçık, görsel materyallerle de desteklenebilir.
Tanıtım günlerinde, Valilik adı altında tüm kaymakamlıkların da dahil olduğu tek ama büyükçe bir stant açılıp burada Bingöl’ü tanıtıcı materyaller dağıtılabilir. Ankara’daki organizasyonda Adaklı Kaymakamlığı standındaki, organizasyon şirketi tarafından köpüklerden yapılıp boyanan anıt mezarların maketi, gerçeği aratmıyordu. Bu şekilde, kültürel ve doğal zenginliklerin maketleri yapılarak minyatür bir Bingöl oluşturulabilir. Önlerine de bilgi levhaları konuldu mu tamamdır! En azından başkalarına sorma gereği kalmaz!
Hatta bu minyatür Bingöl, tanıtım günlerinden sonra Kültür Müdürlüğü’nde oluşturtulacak bir tanıtım müzesinde öğrencilerin Bingöl’ü daha iyi tanıması için sergilenebilir.
Bingöl’ün balı, kaymağı, kavurması, pekmezi vs. ürünleri ilk günde ikram mahiyetinde bir miktar da olsa ücretsiz dağıtılabilir ama stantlar kesinlikle kamu değil, esnaflar tarafından oluşturulmalı. Kamu kurumları tanıtım günleri boyunca bal, kavurma ikramı yapmak yerine bu ürünlerin satışı için esnafa yönlendirmeli. Bir tarafta kadayıfçıya stant veriliyor, diğer tarafta kamu kurumu kadayıf ikram ediyor. İkisinden birinden vazgeçilmeli.
Kamu kurumları ne yapmalı?
İki torba un, 3-4 tane bayan. Bu bayanlar bir stantta sac ekmeği yapıp sörin, kılç (gözleme) yapıp ziyaretçilere ikram edilebilir. Hem ekmek taze olur, hem de daha fazla ikramla ziyaretçiler memnun edilebilir. Bunun yanında keldoş ve mastuva yapılabilir, meşk içinde hazırlanan ayran ikram edilebilir. Açılış zamanında büyük tencerelerden kavurma pilav ikramı yapılabilir. Sonrasında ise esnafın satışı yapmasına olanak sağlanabilir. Hepsinin orijinal olmasına özen gösterilmesi öncelik olmalı…
Valilik tarafından 250 gramlık ambalajlarda tadımlık bal, kaymak ve kavurma ile tanıtıcı kitapçıkların da yer aldığı 2-3 bin tane hediye çantası, ziyaretçilere hediye edilebilir. Fakat bu hediye çantaları kesinlikle orada yaşayan Bingöllülere değil, Bingöllü olmayan ziyaretçilere verilmeli. Ankara’da da aynı hataya düşüldü. İkramları Bingöllüler yiyor, gelen konuklar bakınmakla yetiniyor. Bir bakıma, kendimizi kendimize tanıttık! Son derece saçma bir tanıtım yaklaşımı!
Balcı, kaymakçı, kavurmacı, pekmezci, kadayıfçı, köylerden toplanmış yağ-çökelek vs. Her iş kolundan bir tane esnafla anlaşılmalı. Ama hakiki üretici! Yani bal yerine şeker satmayacak esnaf olmalı! Gerekirse bu esnafların ürünlerinin nakliyesi valilik tarafından sağlanmalı. Hepsini bir tırla götürmeye kalksanız, gidiş gelişi 5 bin lirayı bulmaz. O kadar lüzumsuz giderin yanında da bunun lafı olmaz!
Bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum ki, kesinlikle Halk Eğitim Merkezi ve benzeri kurumların standı olmamalı. Tülbent, masa örtüsü vs. Allah aşkına Bingöl’ün tanıtımına ne gibi katkıları olabilir bunların?
Kaplıca tesislerimiz var ama kendilerini tanıtıcı bir stant kiralamamışlar. Valilik, kitapçıklarında vs. özel sektörün tesisini tanıtıyor. Bu da son derece yanlış. Eğer o tesis ciddi bir müessese ise gelip kendini tanıtacak. Sadece Bingöl’den müşteri çekmekse mesele, o zaman bununla yetinecek!
Bingöl Tanıtım Günleri yapılıyor ama Bingöllü olmayan esnafların sayısı daha fazla! Bu esnaflar oranın demirbaşı olabilirler ama Bingöl’ün tanıtıldığı alan Bingöllü esnaf ve kamu kurumlarına ait olmalı. Diğerleri farklı bir alanda satış yapabilir.
Öte yandan Ankara’ya bir yığın insan götürüldü. Ne kalacakları bir yer var, ne de ilgilenecek birileri. Genç İlçesi’nden gelen insanlar perişan oldu. Kaza yaptılar ama çobanı vurulmuş kuzu gibi ortada kaldılar. Neyse ki, oradaki hemşerilerimiz ilgilendi. Vekili, encümeni, başkanı herkes Kahramanmaraş’taki cami açılışına gidiyor. Gidilsin ama biri de gelen hemşerileriyle ilgilenmek için bu sefadan vazgeçsin!
Ankara’daki tanıtım günleri, tarih olarak da yanlıştı. Tüm ürünlerimizin hasadı sonbaharda yapılıyor. Bu sebeple İstanbul’daki tanıtım günlerinin tarihini doğru buluyor, bu organizasyonu yapacak kuruluşların işi bilen, bu alanda kafa yormuş insanlardan da fikir alarak etkili ve doğru bir tanıtım yapmalarını istirham ediyorum.
Seçimden hemen sonra olması sebebiyle belediyelerden çok şey beklemek yanlış olurdu ama yine de herkes kendi imkânı ölçüsünde hazırlıksız yakalanmasına rağmen katkısını sundu. Bingöl Belediyesi ve Bingöl Üniversitesi stantları bazı açıkları kapatsa da bunun bir sonraki organizasyonda daha geniş ve etkili olmasını bekliyoruz.
Sadece eğlenmek için yapılacaksa, davul zurna götürüp halay çekin, daha makul olur!
Söylenecek çok söz var. Biz şimdilik bununla yetinelim. İstanbul’daki organizasyona ışık tutacağına inandığım bu önerilerin ardından Ankara’daki tanıtım günlerine dair birkaç cümleyle yazımı noktalamak istiyorum.
İlk olması nedeniyle eksiklikler oldu, sıkıntılar yaşandı ama bunun iyi bir tecrübe olmasını temenni ediyorum. Ankara BİNYAR’ı bu işi yapma cesareti gösterdiği, Bingöl Valiliğini de bu organizasyonu desteklediği için tebrik ediyorum.
Siyasi akımı sağlayıp iyi bir açılış yapılmasını sağlayarak tanıtıma önemli destek sunan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a, dört gün boyunca Bingöl’den giden tüm hemşerileriyle yakından ilgilenip yemeğinden konaklamasına her şeyiyle ilgilenen, gelen siyasi ve bürokratlarla yakından ilgilenip stant stant dolaştırıp Bingöl’ün misafirperverliğini ön plana çıkartan 22. Dönem Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek’e, organizasyona mali katkıda bulunan İşadamı Mehmet Barulay’a bir Bingöllü olarak teşekkür ediyorum. Umarım başkaları bu davranışları örnek alır!
Sayın Valimize, Belediye Başkanımıza, Rektörümüze, kaymakamlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza ve diğer kurumlara da teşekkür ediyor, bir sonraki organizasyonda daha etkili ve önemli katkılar sunarak Bingöl’ün tanıtımında etkin rol olmalarını temenni ediyorum.
Duygusal düşünüp “iyidir” diyerek yanlışların devam etmesine vesile olmamak için iyi bir istişare ve sivil kanadı ön planda tutularak çalışıldığı etkili bir organizasyonla başarılı bir sonuca ulaşılması temennimi aktarıp, ‘Profesyonellikte duygusallığa yer olmadığını’ hatırlatarak güzel tanıtımlarda buluşmak ümidimi paylaşıyorum.
Hoş ve esen kalın…
