11°
Şehit Hakan Akdere Kültür Merkezinde düzenlenen konferansa İl Müftüsü Mecit Can, Genç İlçe Müftüsü Hanifi Ballı, Genç Milli Eğitim Müdürü Remzi Dinler, müftülük personeli, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
Bingöl İl Müftüsü Mecit Can’ın konuşmacı olarak katıldığı program, Vaiz Servet Kılıç’ın Kur’an tilaveti ile başladı.
Açılış konuşması yapan İlçe Müftüsü Hanifi Ballı, din görevlilerine bir çağrıda bulunarak camileri gerçek fonksiyonuna çevirmek için ‘Camilerde İbadet Haftası’nı oluşturmasını önerdi.
Bu tür haftalar nedeniyle cemaati camiye ısındırabileceklerini ifade eden Ballı, “Gelin camiler haftası münasebetiyle bunun medeniyetteki yerini, imamların medeniyetteki yerini muhafaza edelim orda kalsın da. Şöyle camilerimizde ibadet etme haftasını yapalım. Burada beş vakit namazımızı cemaatle kılalım. Bunu biraz cami imamları kardeşlerimizin haftası olması hesabiyle Allah rızası için insanlara bir örnek olalım. Cemaatle namazı kılalım. Tadil-u Erkan’la nazmımızı kılalım. Farzlara, sünnetlere, vaciplere riayet edelim. Bu haftamız belki hayırlara vesile olur. Bu bir teklif olsun diye demiyorum. Valla bazen Bin kişilik camilerde sabah namazında imam la ben tek olduğumu da görmüşüm. Bu biz Müslümanlara ayıptır. Bunun nakışlarına, minberine, mihrabına harcanan paralara da yazıktır. Önemli olan camilerin büyüklüğü değil, evet büyük camilerimiz olsun ama biz bu camileri doldurmamız lazım. Bu güzel camileri yaptık demekle iftihar etmemizin bir anlamı yoktur.” dedi.
“CAMİLER KUBBESİYLE İSLAM’DA TEVHİDİ SEMBOLİZE EDİYOR”
Programa konuşmacı olarak katılan İl Müftüsü Mecit Can, yaptığı konuşmada sadece camileri doldurmakla da bu işin tek olmayacağını belirterek asıl olan camileri doldurmakla birlikte camileri vahdet ve kardeşlik ruhuna uygun işlevsel hale getirmek olduğunu söyledi.
Camiler bir nevi kubbesiyle İslam da tevhidi sembol ettiğini altını çizen Can, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Camileri doldurmakla da tek olmuyor. Çünkü biz bazı büyük şehirlerde camilerimiz tıklım tıklım dolu görüyoruz ama orada kılınan namazın, yapılan secdenin, varılan rukünün caminin muhabbetine, caminin manasını maalesef beceremiyoruz. Bakın camii kubbesi ile müminleri tevhid eden, birleştiren bir yapı diyoruz. E hani bizde tevhid. Caminin kapısından çıktık mı, kırk tane bölünme, kırk parçaya ayrılıyoruz. Sen şucusun, ben bucuyum. Sen uzunsun, ben kısayım. Ben büyüğüm, sen küçük vs. o caminin bizde oluşması gereken vahdet, birlik, uhuvvet, kardeşlik ruhu maalesef camii dışına taşınmıyor. Mesele büyük camiler yapmak değil, mesele camileri ruhuna uygun hale getirmek.”
“KUR’AN-I KERİM ANLAŞILMADAN CAMİİ ANLAŞILMAZ”
Konuşmasını camileri nasıl ruhuna uygun işlevsel hale getirebileceklerine değinerek devam eden Can, camileri doldurmanın yolu kur’an-ı Kerim’den geçtiğini belirterek Kur’an-ı okurken anlamaya çalışılması gerektiğini söyledi.
İslam coğrafyasının içine düştüğü bu bataklıktan Müslümanlar ancak Kur’an ışığında camiler etrafında birleşerek Vahdeti oluşturabileceklerini ifade eden Can; “Değerli hocalarım, Kur’an-ı Kerim okunmadan, anlaşılmadan camii anlaşılmaz. Siz hiç Kur’an okudunuz mu? Bana bakıp bu ne diyor, bu nasıl bir soru demeyin. Bana, biz Ramazan ayında yüz kere Kur’an-ı Kerim’i hatim ettiklerini söylemeyin. Bakın mescitlerle ilgili Kur’an’da beş, on ayet var. Bana göre Kur’an’da da geçtiği gibi camilerle ilgili Mescid-i Dırar üzerinde durmamız lazım. Orada cenabı Allah Mescid-i Dırar ile ilgili münafıkların o kötü niyetini Peygamberimize bildirirken öyle dehşet bir şekilde ifade ediyor ki; ‘O kimseler ki Medine’de bir mescit yapmak istediler, mescit yapıyorlar ancak zara vermek için ve kâfirliklerini yaymak için ve müminlerin arasına tefrika sokmak için daha önce Allah ve Resulu ile muharebe edene -oradan kaçıp Rumeliye sığınan, Anadoluy’a geçen o Medineli papaza- yer açmak içindir. Ve utanmadan sıkılmadan diyorlar ki, biz bu mescidi Müslümanlara iyilikte bulunmak için yapmışız.’ deniyor. Yani o bozguncular Mescid-i Dırar’ı üç-dört amaç için yapmıştı. Bir; Müslümanlara zarar vermek için, İki; müminlerin arasını açmak için, Üç; küfrü yaymak için, Dört; o papaza yer açıp Müslümanlar arasında propaganda yapılması zeminini hazırlamak içindir. Şimdi bu ayete baktığımızda cenabı Allah bu cümleleri bilerek ilm-i ezeline yazarak tarihe not düşmüştür. Ve yine ayetin devamında şöyle deniyor; ‘Allah şahitlik eder ki, onlar yalancının ta kendisidir. Amaçları iyilik yapmak değildir.’ İşte Allah böyle uyarıyor. Bakın hepimiz Kur’an’ı Kerim’i okumuşuz. Ama kimse hakkıyla anlayarak doğru dürüst okumuyor. Değerli arkadaşlar bakın bu okuduğumuz ayetler cenabı Allah, camilerin fonksiyonlarına karşı bozgunculuk yapanlara karşı sert ifadeleridir. Yani camilerin bir amacı bir fonksiyonu var. Camileri hakkıyla bilmek için Kur’an-ı Kerim’i iyi bilmek lazım. Camilerimizi Asr-ı Saadete ki fonksiyonuna çevirmemiz lazım. Müslümanları Camii etrafında bir birlerine kenetlememiz lazım. Yoksa ümmet coğrafyasının içinde bulunduğu bu bataklıktan başka bir çıkış yolu yoktur” diye konuştu.
