
TCMB Politika faizini 750 baz puan artırarak %25 olarak faiz kararı açıkladı…
Dolar anında ve dengeli olarak düşüşe geçti.
Epdk ve Ticaret Bakanlığı denetçileri,digital ve realist bir takip sistemini başlatabilirse,
başta akaryakıt olmak üzere diğer fiyatlarında gerilemesini bekliyorum.
Aslında bu işin matematiği bu kadar basit idi.
Ancak biz karmaşık sayılar ile uğraştık son bir kaç yıldır.
Ancak tüm denge faiz üzerinden yürümemeli..!
Aynı anda yapısal reformlar,
Başta Devlet Erkan’ından başlayarak tasarruf tedbirleri ve parasal sıkılaşma da gelmeli..!
İşte o zaman,
Türkiye 2 binli yılların ortalarında yakaladığı refah düzeyine yeniden kavuşur…
Bundan sonra,
Ekonomi Yönetimine kim operasyon çekmeye kalkarsa bilin ki döviz stoklayıp,
KKM ile vatandaşın parasına,
malına göz koyan speküler gruplardandır..!
Merkezin,
hedefinin kur değil fiyat istikrarı olduğunu unutmayın.
Merkez bankası bir noktadan sonra alım tarafına geçip piyasayı karşılayıp yada kurun daha çok düşmesine müsade eder mi?
Kanaatim,
Kontrolsüz düşüş ve çıkışlar olmaz.
Müsade edilmez.
Ayrıca,
Döviz yatırım aracı olmaktan çıkarılması için Merkez Bankası tüm argümanlarını kullanacaktır.
Piyasada,
“Dolar düşer”
korkusu varsa,
Ekonomi Yönetimince istenilen mesaj verilmiş demektir.
Sonuç;
Piyasa artık tamamen Merkez’in kontrolünde..!
“Madem faiz artırılacaktı, pandemi sonrası kriz başladığında niye yapılmadı ?”
Diye soru sorulabilir !
Bu sorunun cevabını ekonomistlerin büyük bir kısmı biliyor,
Ancak söylemezler.
Fenomen ekonomistler aldıkları pozisyonların gereğini yapıyorlar.!
Pandemi sonrasında Dünyada patlayan ekonomik krizde,
Ülke Yöneticilerinin önünde iki seçenek vardı.
1-Faizleri artırarak halkın finansmana (krediye) erişimini zorlaştırmak,
böylece tüketimi azaltmak. Parasal sıkılışma uygulayarak fiyat kontrolünü sağlamak ve enflasyonu kontrol altında tutmak.
Bunun negatif etkileri yatırımın durması ve işsizlik ve tabi ki resesyon.
Bu yöntemi uygulayan ülkelerin tamamında da bu yaşandı.
2- Faizleri düşürerek yatırımı sürdürmek,
belli bir süre devam edeceği kesin olan kriz süresince halkını bir de işsizlikle bunaltmamak,
kaçınılmaz olarak artacak enflasyona karşı da ücret artışları ve sosyal desteklerle hane geçimini sağlamak.
Türkiye ikinci yolu seçti.
Denetimdeki yetersizlik nedeniyle başarılı olamadık.
Çünkü artan fiyatlara karşı ücret artışlarıyla karşı koyabiliriz diye düşündük ancak başaramadık.
2023 genel seçimleri vardı.
Siyaseten ihtiyac olan,
ikinci yoldu.
Bu yol seçildi.
Dünya yeniden olağan ekonomi eksenine oturuyor. Tedarik zincirleri yeniden kuruldu.
Klasik iktisat teorileri için uygulama zemini oluştu.
Türkiye şu anda fazlasıyla avantajlı görünüyor.
Çünkü yatırımı artırarak devam ettirdi.
Ciddi bir işsizlik problemi yaşanmıyor.
Ancak,
Kalifiye eleman ihtiyacı
yakın gelecekte,
Ülkemizin en büyük problemi olacaktır.
Mevcut Ekonomi Yönetimine müdahale edilmezse,
En geç iki yıl içinde,
Türkiye yeniden refah artış hızına ve ekonomik büyüme konjonktürünü yakalayacaktır.
Dönemleri,
kendi şartları içinde değerlendirilmemiş her olay sizi yanlış sonuçlara götürür.