
28 Şubat!
Türkiye’deki kansız ve silahsız yapılan,
en acımasız,faşist ihtilalin yıl dönümü!!!
Türkiye’deki Müslümanlara yapılmış en büyük darbelerden biriydi.!
28 Şubat süreci,
Müslümanlar üzerinde olumsuz olarak,Maddi,Siyasal ve Sosyal Maliyetleri olmuştu.!
Günümüzde bile kendisini korkunç boyutta hissettirmektedir..!
28 Şubat’ın sosyal etkilerine bakarsak;
Bu süreci yaşayan annelerin 180 derece dönüşmelerine kapı aralamıştı..!
Artık çoğu Tesettürlü Anneler asırlık davadan geri adım atıp
Çocuklarına zerrece tavsiyeler yapmadan kızlarının açık olmasına karışmazken
Manevi yaşamı öğretme noktasında da geri adım atmaya başlamışlardı.!!
Öyle ki,
Tesettürlü Annelerin yanında son derece açık kız evlatları görünürken…
Diğer taraftan ise Tesettürün canına okuyacak giyim tarzı ortaya çıkmaya başladı.!
Artık sokaklarda tesettürlü olarak;
Erkek gibi pantolon giyen,
Sigara içen ve 5 dakikada boşanan ve bunun gibi
Nice savrulmayı yaşamalarına şahit olmaktayız.
Emperyalistlerin etki ajanları ve toplum mühendisleri
Bu görüntüleri geniş bir alana yayarak kanıksama noktasına getirmesini de başardılar..
Siyasal ve Sosyal yaşama
kast eden,
planlı ve organize bir darbeydi!
Yurt dışındaki ayağını da
2 ay kadar önceden başlattılar.
Hemen akabinde,
İçeride birçok figüran ve oyuncu değişik roller verip oynatarak,
28 Şubat’ı çağırmaya başladılar!
Bu süreçte,
Merkez Sağ’da gözüken,
Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller bu dönemde çok büyük hatalar yaptılar.!
Bu Siyasetçilerin basiretsizliği nedeniyle,
Öyle aileler dağıldı ve
o kadar büyük zulümler
yapıldı ki anlatılacak gibi değil..!
Namaz kılıyor yada eşi türbanlı olan ve daha önceden fişledikleri,
binlerce Öğretim Görevlisi, memur, polis, Ordu mensubunu ya pasifize ettiler, ya görevden uzaklaştırdılar!
Veyahut saçma sapan yerlere sürdüler!
Türkiye’nin Siyasetteki durumunu
28 Şubat sürecinde şöyle özetleyebiliriz.!
Turkiyenin en güçlü insanları,
Asker ve Yargıçlardan belirleniyordu..
Hegemonyasına aldıkları medya aracılığıyla millettin gözünde parlatılıyorlardı.
Ülkede neyin olacağını veya neyin olmayacağını,
300 kadar general belirliyor. Hükümete ve Meclise sormadan kendi kararlarını kendileri alıyorlardı.
Kendi bütçelerini kendileri belirliyorlardı..!
Oysa 1000 yıl sürecek sandıkları şey için her hafta balolar düzenliyor,
dans edip,
su gibi alkol tüketiyorlardı.
Bu şekilde,
Türkiye’yi aydınlık geleceğe taşıyacaklarını sanıyorlardı.!!!
İçlerinde hala hayatta olan kaç kişi var bilmem..
Ancak bir de toprağın altı var.
Yani,
Mahkeme-i Kübra var.