Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5900 % 0.34
EURO 34,8687 % 0.36
GRAM ALTIN 2.507,65 % 0,93
ÇEYREK A. 4.100,00 % 0,93
BITCOIN 2.125.544 1.805
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 23°
Google News

Şeytan Ümitsizliğe Sürüklemesin

Şeytanın insanları kendi yoluna çekebilmek için kullandığı en önemli yöntemlerinden biri onları ‘ümitsizliğe ve karamsarlığa sürüklemek’tir. Şeytan tevekkülsüzlük, ümitsizlik telkiniyle inkâra sürüklediği kişilerin yanı sıra, bu yöntemi iman edenler üzerinde de uygulamak ve onları Allah’ın yolundan uzaklaştırmak ister. Kuran’da “… Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez.” (Yusuf Suresi, 87) ayetiyle haber verildiği üzere umutsuzluk inkârcı özelliğidir.

Son Güncelleme :

24 Aralık 2012 - 16:16

Şeytan Ümitsizliğe Sürüklemesin

Bu gerçeği bilen şeytan, fırkasına çekmek istediği kişiye ümitsizlik vermeye çalışır. Ancak bunu sessizce ve hissettirmeden yapar. “Allah’ın rahmetinden umudunu kes” gibi telkinlerde bulunmaz, deşifre olacağını bilir. Kur’an’ı bilen insan, bu tarz düşüncelerin inkâra sürükleyeceği tehlikesinin şuurundadır. Bu nedenle şeytan, mantıklı görünen bahanelerle insanlara ümitsizliği ve karamsarlığı yaşatmaya uğraşır.

Bunlar genellikle, “sorunun altından kalkılamayacak kadar büyük”, hatta “çözülmesinin imkânsız” olduğu gibi bahanelerdir. Her ne kadar kişi, “ümidim kalmadı” ya da “bunun sonu hayır olmayacak” gibi sözler söylemiyor olsa da, düşünceleri bu yönde olacaktır. Bu kişiler zaten nefislerine kulak verenlerdir ve böylece şeytan onları teslim alarak amacına ulaşır. 

Aslında tüm bu bahanelere sığınan insanlar samimiyetsizliklerinin farkındadırlar. Tevekkülsüzlüğün ve Allah’ın yardımından umut kesmenin din ahlâkına ters düştüğünün de bilincindedirler. Vicdanlarının hatırlatmalarını duymazdan gelerek, şeytanın sözcüsü olan nefislerinin azgınlığa götüren yolunu seçerler.

Vicdanlarını örterek, samimiyetten uzaklaşan bu kişiler, aslında vicdan azabı yaşarlar ve bu sıkıntı nedeniyle hayattan zevk alamazlar. Hem bedenen hem de ruhsal bir çöküntü içerisine girerler. Hayatın acılarla dolu olduğu, çaresiz katlanmak zorunda kaldığı gibi düşüncelerle hayatını sürdürmeye çalışan ve değişik uğraşlar bularak yalnızca kendini kandıran kişi, yaptığı samimiyetsizliklerin kendisini sonsuz yıkıma götürebileceğini düşünmez bile.

Kişiyi bu aşamaya getirdiğinde şeytanın görevi de tamamlanmıştır. İçten çökerttiği bu kişiyle daha fazla zaman yitirmesine gerek yoktur, çünkü aynı duruma getirebileceğini düşündüğü çok sayıda insan vardır. Ara sıra vereceği vesveselerle kişinin bu durumunu tazelemesi yeterli olacaktır.

Şeytan, etkisinde olan bu kişiyi, “Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun ‘üzerini kabukla bağlattırırız’; artık bu, onun bir yakın dostudur.” (Zuhruf Suresi,36) ayetiyle bildirildiği gibi ‘kabuk’ gibi bağlamıştır. Bu kabuğun delinmesi ise, ancak şuurlu, akıl ve vicdan sahibi insanların Allah’ın yoluna ve samimiyete yaptıkları davet ve uyarılarla gerçekleşebilir. Bu, kişinin alabileceği son uyarı ve kendisine verilmiş son fırsat da olabilir. Şeytanı dost edinmiş olan kişiye düşen, samimi müminlerin önerilerine kulak vermek ve Rabbine yönelip teslim olmak olmalıdır. Şeytanın, beyninde oluşturduğu düşüncelerden ve umutsuz ruh halinden kurtulabilmesi için gerekli olan budur. İnsan ancak samimi olarak Kur’an ahlâkını yaşadığı takdirde, şeytanın bu telkinlerinin bir etkisi olmayacaktır. 

Samimi müminin yaşamında ümitsizliğin, çözümsüzlüğün, çaresizliğin yeri yoktur. Rabbimiz samimi bir kalple iman edenlerin velisi, dostu, yardımcısıdır. Ve kullarını her türlü zorluktan kurtarmaya güç yetirendir.

Zorluğu da kolaylığı da Allah bir hikmet üzere yaratır. Zor zamanlarında sabır ve tevekkül gösteren müminler için, Allah zorluğun ardından kolaylığı da verecektir. Rabbimiz bu müjdeyi, “Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Suresi, 5-6)  ayetiyle haber verir.

Sorunlarını Allah’ın değil, şeytanın yardımıyla çözmeye çalışan kişinin hayatı, asla çözülemeyecek bir sorunlar yumağı gibidir. Şeytan vesvese verdiğinde insan düşünerek kendini hasta etmektedir. Oysa insan bilmelidir ki; sorunları düşünerek boşa vakit kaybedeceği yerde, Allah’ı anıp, tefekkür ettiğinde şifa bulacaktır.

Her şeyden ümitlerini kestikleri bahanesiyle, hayırdan yana çaba harcamayan kişiler, haklılıklarını çevrelerindeki insanlara kanıtlamak için türlü iddialar öne sürer, Allah’a yönelmek konusunda çekimser davranırlar. Allah bu sırrı,”… Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi.” (Enam Suresi, 43) ayetiyle haber verir.

Şeytanın etkisiyle yaptıklarını güzel gören bu kişiler, ‘apaçık düşman’larıyla dost ama herkesten ve özellikle tek gerçek dostları olan Allah’tan uzak yaşarlar. Bu mutsuz ve sıkıntılı hayat, Rabbimizin, şeytanın dostu olanlara dünya hayatında verdiği bir karşılıktır. Dünya hayatında Allah’ın rahmetinden ümit keserek azap içinde yaşayan kişiler; “acı azap onlarındır.” (Ankebut Suresi, 23)

 

Fuat Türker

 

YORUM ALANI

Ali Celik 2023-03-12 / 23:58 Yanıtla

Vesvese bi gidiyo bi geliyo ne yapacagimi sasirdim

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.