İddianameye göre, dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri’nin 8 bin dolar alacağını isteyen iki sivili beraberinde Özel Harekatta görevli polislerle çatışma süsü vererek öldürdü. Olay yerindeki silah ve mühimmatlar ise PKK’lılarla daha önce çıkan çatışmadan alıp kayda geçirmeden bu olayda kullandı.
Bingöl’de 17 Nisan 1999’da ilçe merkezinde bulunan mezarlığa sızmaya çalıştıkları iddiasıyla PKK’lı diye öldürülen Mehmet Eliveren ile Yılmaz Eliveren’in soruşturması tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun tarafından yapılan soruşturmada, maktullerin PKK’lı olduklarına dair hiçbir delil bulunmadığı belirtilerek, iki sivilin o dönem Bingöl’de Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nde görevli 5 şüpheli ve kimlikleri tespit edilemeyen görevli polis memurlarınca işlendiği belirtilerek dosya görevsizlikle Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
5 ÖZEL HAREKÂTÇI SANIK OLDU
Bingöl Cumhuriyet Savcısı Eyüphan Toprak tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet Koni, komiserler Bülent Gümüşay, Ahmet Kenan Çayır polis memurları Mehmet Atıcı, Mehmet Yolaçtı hakkında “Tasarlayarak öldürme”, “Tehdit”,” Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından iddianame hazırlandı. Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iddianamenin kabul edilmesinin ardından 5 sanık önümüzdeki günlerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanmasına başlanacak.
1999’DAKİ TUTANAKLARDA PKK’LIYDILAR
İddianamede 17 Nisan 1999’da Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in öldürülmesi olayına ilişkin daha önce tutulan tutanaklarda ilçe merkezine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada ölü ele geçirilen iki terörist olduklarının yazdığı belirtildi. Olayın ardından Genç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olay yerine giderek ölü muayenesi yaptığı hazırlanan tutanakta cesetler üzerinde günlük giyilen sivil kıyafetlerin olduğu, örgüt üyelerinin kırsalda giydiği kıyafetlerin olmadığı, cesetlerde çok sayıda şarapnel çarpması sonucu yaralarla, çok sayıda mermi giriş ve çıkış deliklerinin olduğu belirlendi.
TUTANAĞI HAZIRLAYANLAR FAİLLERİYMİŞ
Tutanaklara göre ele geçen tüfek ve şarjör üzerinde parmak izi araştırması ile cesetler üzerinde klasik otopsi yapılmadığı gibi ölenlerin el svapları da alınmadı. Olayın ardından Komiser Bülent Gümüşşay ile polis memurları Mehmet Atıcı ve Mehmet Yolaçtı tarafından hazırlanan tutanağa göre; olay gününde Genç ilçesinde takviye güç olarak beklerken saat 21.00 sıralarında 155’e yapılan ihbarla Cumhuriyet Mahallesi’ndeki mezarlıkta örgüt mensuplarının görüldüğünün bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiği ifade edildi. Yaya olarak mezarlıkta arama-tarama yapılırken, mezarlığın yüksek kesimlerinden üzerlerine el bombası atıldığı, uzun namlulu silahlarla ateş edildiği anlatılan tutanakta polis memuru Mehmet Atıcı’nın şarapnel parçası nedeniyle sağ bacağından hafif şekilde yaralandığı belirtildi.
TUTANAKTA PKK’LILARIN MEKAP İZELERİ BİLE VAR
Tutanakta, ateşe karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmanın ise 20 dakika kadar sürdüğü anlatılırken yapılan arazi taramasında iki örgüt mensubunun ölü olarak ele geçirildiği yanlarında atılmaya hazır birer adet Rus tipi el bombası, bulunduğu, cesetlerin otopsi yapılması için Genç Emniyet Amirliği Merkez Karakolu’na getirildiği tutanak altına alındı. Daha sonra olay yerinde yapılan aramalarda ele geçen mühimmat ise şöyle sıralandı:” Bir adet Kaleşnikof tüfek, iki ayrı yerde çok sayı bu tüfeğe ait boş kovan, iki adet el bombası pimi, iki adet boş, iki adet dolu Biksi makineli tüfeğe ait fişek, mezarlığın güneyine giden 7-8 PKK’lı gruba ait mekap ayakkabı izleri görülmüştür.”
SİVİLLERİ ÖLDÜREN SİLAHLAR İKİ AY SONRA İLÇE MERKEZİNE TACİZ ATEŞİ AÇTI
Olay yerinde ele geçirilen mühimmat ve silahlarla ilgili hazırlanan “ Ekspertiz Raporu’nda ele geçen boş kovanlar üzerinde yapılan incelemede kovanların 4 ayrı silaha ait olduğu tespit edildi. 25 adet boş kovanın olaydan iki buçuk ay sonra 2 Haziran 1999’da Genç ilçe merkezine PKK’lılar tarafından taciz ateşinde kullanıldığı da tespit edildi.
EMNİYET AMİRİNDEN 8 BİN DOLAR ALACAĞINI İSTEYİNCE
Olayla ilgili ifadesine başvurulan tanıklar, maktullerin PKK ile ilgilerinin bulunmadığını Mehmet’in askeri malzeme ticareti yaptığı, Yılmaz’ın ise lise öğrencisi olduğunu söyledi. Yılmaz’ın boş zamanlarında Mehmet Eliveren’in dükkanına giderek ona yardımcı olduğunu anlatan tanıklar, İlçe Emniyet amiri Ahmet Koni’nin Mehmet Eliveren’i çok iyi tanıdığını hatta 8 bin dolar borç aldığını Mehmet’in öldürülmeden iki gün önce alacağını istemesi üzerine aralarında tartışma yaşandığını anlattı. Olay günü Mehmet ve Yılmaz’ın kahveden çıkıp evlerine gittikleri sırada silah sesleri duyulduğunu söyleyen tanıklar, ölüm olayının yaşandığı akşam Emniyet Amiri Ahmet Koni’nin kimseyi olay yerine yaklaştırmadığı ve “Hepiniz teröristsiniz” diye bağırdığını anlattı.
PKK’LI DİYE ÖLDÜRÜLENLER ÖĞRENCİYDİ
İddianamede öldürülenlerin PKK’lı olmadığı, sivil oldukları öğrenci belgeleriyle delillendirildi. Mehmet Eliveren’in 1998-1999 eğitim-öğretim yılında Açık Öğretim Lisesi’nde eğitimine devam ettiği, 20 Şubat 1999’da ilçede yapılan sınava girdiğine dair giriş belgesi ve vurulmadan birkaç gün önce hastanede tedavi olduğu dair kayıtlarda delil olarak sunuldu. Yılmaz Eliveren’in ise Genç Lisesi’nde 8 Eylül 1998’de kayıt yaptırdığına ve 1998-1999 eğitim-öğretim yılında 9/C sınıfında 1387 numaralı öğrenci iken 17 Nisan 1999’da vefat ettiğine dair belgede savcılığın delileri arasında yerini aldı.
İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ BİZİ TEHDİT ETTİ
Maktullerden Yılmaz Eliveren’in babası ve Mehmet’in ağabeyi olan şikayetçi Ahmet Eliveren ifadesinde, İlçe emniyet müdürü Ahmet Koni’nin kendisinden 8 bin dolar borç alıp ödememesi nedeniyle tartıştıklarını Koni’nin kendilerini tehdit ettiğini olay günü oğlu ve kardeşini Koni’nin öldürüldüğün belirterek şikayetçi olduğu ifade edildi.
ÇATIŞMADAN ELE GEÇEN MÜHİMMATLAR DEPODA GİZLENDİ
İddianamenin en önemli tanığı ise Gizli tanık Murat oldu. Gizli tanık, 1998 yılı Mayıs-Haziran aylarında komiser olan Kenan Çayır’ın grup Amirliği’nde 3 TİM’den oluşan Özel Harekat polislerinin Genç ilçesi Yerlikaya Köyü’nde PKK’lılarla girilen sıcak çatışma sonucu 5 PKK’lının ölü olarak ele geçirildiğini akabinde olay yerinde olan samanlıkta örgüt mensuplarına ait çok sayıda dürbün, telsiz, Kaleşnikof marka tüfek, Biksi marka tam otomatik tüfek ve çok sayıda Rus yapımı el bombası ele geçirildiğini anlattı. Bu mühimmatlardan bir kısmını mühimmat sorumlusu Hüseyin Avni Sarı imzalı belge ile Bingöl Jandarma Alay Komutanlığı’na teslim edildiğini ancak bir kısmının ise komiser A. Kenan Çayır’ın talimatları doğrultusunda bir adet Biksi, 6 adet Kaleşnikof marka tüfek, iki adet dürbün, bir adet telsiz, 20’ye yakın Rus yapımı el bombası olası yanlışlıklarda kullanılmak üzere şube mühimmat deposu tulum ve kamyonetlerin de bulunduğu odada tutulumların arasında saklanmak suretiyle bırakıldığını anlattı. Gizli tanık daha sonra yaşanılanları şu sözlerle anlattı: “Bu olayın başlamasından yaklaşık 1,5 saat sonra Başkomiser Kenan Çayır’ın mühimmat deposunda çalışan polis memuru Hüseyin Avni Sarı’yı arayarak acele olay yerine depoda bulunan tutanaklara geçmeyen silahlardan bir adet Kaleşnikof ve iki adet el bombası getirmesini istedi. Sarı’nın da bunları Genç ilçesine götürdü”.
İLK ATEŞİ KORUCULAR AÇTI
Olayda çok sayıda mermi, el bombası, roket atarlarla silahların kullanıldığını anlatan Gizli tanık, ilk ateşi pusu faaliyetinde bulunan korucuların attığını, daha sonra TİM amiri polis memuru Mehmet Atıcı ve Tim personelinin olaya dahil olduğunu, korucularda bulunan kaleşnikof silah seslerine karşı hassasiyeti olan özel TİM’in sanki karşısında terörist unsur varmış gibi olaya müdahale edip masum iki genci türbeye benzer yerde yanlışlıkla öldürüldüğünü söyledi. Gençlerden bir tanesinin bacağının kopuk olduğunu ve çok sayıda mermi yarasının bulunduğunu anlatan Murat isimli gizli tanık, birinin üzerinde ise okul kravatı olduğunu anlattı.
SAVCI DA YANLIŞLIĞI ANLADI
Olayın olduğu yerde Başkomiser Kenan Çayır, o geceki grup amiri Bülent Gümüşay, polis memuru Mehmet Atıcı, Genç İlçe Emniyet Amiri Başkomiser Ahmet Koni’nin olduğunu söyleyen gizli tanık, ilçe halkının olay yerine yaklaşmaması için güvenlik tedbirlerinin alındığını depodan getirilen mühimmatın Kenan Çayır’a verildiğini Çayır’ında gençlerin yanına bırakmadan önce boş araziye atış yaptığını, Kaleşnikofla darbeler yaptıktan sonra olay yerine bıraktığını anlattı. Bu şekilde düzenleme yapıldıktan sonra ilçe Cumhuriyet Savcısının çağrıldığını söyleyen gizli tanık, savcının da yapılan yanlışlığı anladığını, gençlerin üzerindeki okul kravatını kastederek “Bari şu kravatı alın” şeklinde sözler söylediğini, ayrıca polis memuru Mehmet Atıcı’ya çatışmada yaralanmış raporu alınarak yapılan düzenlemenin sağlamlaştırıldığını söyledi.
BU EKİP İLÇEDE ÇOK SAYIDA CİNAYET İŞLEDİ
Eliveren ailesinin avukatı Abdullah Alakuş, iki genci öldüren özel hareket ekibinin ilçede bir çok faili meçhul cinayette parmağı olduğunu söyledi. Alakuş, “O tarihte benzer bir çok olay meydana geldi. HEP ilçe teşkilatı kurucularından Hişar Ağaoğlu cinayeti bunlardan biri. Ayrıca Yaşar Özge, Genç Petrol Çarşısında bir kahvehanenin taranması sonucu 3 sivilin öldürülmesi ve ayrıca bir polis memurunun öldürülme olayı da bu ekibin işi olduğu biliniyor. İlçe halkı bu cinayetlerin o ekip tarafından işlendiğini biliyor ancak delil bulunamıyor” dedi.
Eliveren’lerin öldürülmesi olayı ile ilgili açılan dava ile bu ekibin faaliyetlerinin deşifre olduğunu belirten Alakuş, “Bu ekip hem cinayeti işlemiş hem de olayla ilgili tutanak tutmuş. Sahte belgeler hazırlamış. Olayı yapan polis, aynı zamanda olay yeri keşif tutanağında aynı polis zabıt katibi olarak görev almış. İki gencin cesedinde otopsi yapılmadığı gibi, silahların üzeride parmak izi incelemesi de yapılmadı. Buradan da anlaşılacağı gibi işlenen cinayetin örtbas edilmesi için her şey yapılmış. En azıdan bu dava özelinde ilçede varlığını sürdürülen bu ekibin deşifre edilmesini olumlu buluyorum” diye konuştu.
İddianameye göre, dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri’nin 8 bin dolar alacağını isteyen iki sivili beraberinde Özel Harekâtta görevli polislerle çatışma süsü vererek öldürdü. Olay yerindeki silah ve mühimmatlar ise PKK’lılarla daha önce çıkan çatışmadan alıp kayda geçirmeden bu olayda kullandı.
Bingöl’de 17 Nisan 1999’da ilçe merkezinde bulunan mezarlığa sızmaya çalıştıkları iddiasıyla PKK’lı diye öldürülen Mehmet Eliveren ile Yılmaz Eliveren’in soruşturması tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun tarafından yapılan soruşturmada, maktullerin PKK’lı olduklarına dair hiçbir delil bulunmadığı belirtilerek, iki sivilin o dönem Bingöl’de Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nde görevli 5 şüpheli ve kimlikleri tespit edilemeyen görevli polis memurlarınca işlendiği belirtilerek dosya görevsizlikle Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
5 ÖZEL HAREKÂTÇI SANIK OLDU
Bingöl Cumhuriyet Savcısı Eyüphan Toprak tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet Koni, komiserler Bülent Gümüşay, Ahmet Kenan Çayır polis memurları Mehmet Atıcı, Mehmet Yolaçtı hakkında “Tasarlayarak öldürme”, “Tehdit”,” Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından iddianame hazırlandı. Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iddianamenin kabul edilmesinin ardından 5 sanık önümüzdeki günlerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanmasına başlanacak.
1999’DAKİ TUTANAKLARDA PKK’LIYDILAR
İddianamede 17 Nisan 1999’da Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in öldürülmesi olayına ilişkin daha önce tutulan tutanaklarda ilçe merkezine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada ölü ele geçirilen iki terörist olduklarının yazdığı belirtildi. Olayın ardından Genç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olay yerine giderek ölü muayenesi yaptığı hazırlanan tutanakta cesetler üzerinde günlük giyilen sivil kıyafetlerin olduğu, örgüt üyelerinin kırsalda giydiği kıyafetlerin olmadığı, cesetlerde çok sayıda şarapnel çarpması sonucu yaralarla, çok sayıda mermi giriş ve çıkış deliklerinin olduğu belirlendi.
TUTANAĞI HAZIRLAYANLAR FAİLLERİYMİŞ
Tutanaklara göre ele geçen tüfek ve şarjör üzerinde parmak izi araştırması ile cesetler üzerinde klasik otopsi yapılmadığı gibi ölenlerin el svapları da alınmadı. Olayın ardından Komiser Bülent Gümüşşay ile polis memurları Mehmet Atıcı ve Mehmet Yolaçtı tarafından hazırlanan tutanağa göre; olay gününde Genç ilçesinde takviye güç olarak beklerken saat 21.00 sıralarında 155’e yapılan ihbarla Cumhuriyet Mahallesi’ndeki mezarlıkta örgüt mensuplarının görüldüğünün bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiği ifade edildi. Yaya olarak mezarlıkta arama-tarama yapılırken, mezarlığın yüksek kesimlerinden üzerlerine el bombası atıldığı, uzun namlulu silahlarla ateş edildiği anlatılan tutanakta polis memuru Mehmet Atıcı’nın şarapnel parçası nedeniyle sağ bacağından hafif şekilde yaralandığı belirtildi.
TUTANAKTA PKK’LILARIN MEKAP İZELERİ BİLE VAR
Tutanakta, ateşe karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmanın ise 20 dakika kadar sürdüğü anlatılırken yapılan arazi taramasında iki örgüt mensubunun ölü olarak ele geçirildiği yanlarında atılmaya hazır birer adet Rus tipi el bombası, bulunduğu, cesetlerin otopsi yapılması için Genç Emniyet Amirliği Merkez Karakolu’na getirildiği tutanak altına alındı. Daha sonra olay yerinde yapılan aramalarda ele geçen mühimmat ise şöyle sıralandı:” Bir adet Kaleşnikof tüfek, iki ayrı yerde çok sayı bu tüfeğe ait boş kovan, iki adet el bombası pimi, iki adet boş, iki adet dolu Biksi makineli tüfeğe ait fişek, mezarlığın güneyine giden 7-8 PKK’lı gruba ait mekap ayakkabı izleri görülmüştür.” denildi.
SİVİLLERİ ÖLDÜREN SİLAHLAR İKİ AY SONRA İLÇE MERKEZİNE TACİZ ATEŞİ AÇTI
Olay yerinde ele geçirilen mühimmat ve silahlarla ilgili hazırlanan “ Ekspertiz Raporu’nda ele geçen boş kovanlar üzerinde yapılan incelemede kovanların 4 ayrı silaha ait olduğu tespit edildi. 25 adet boş kovanın olaydan iki buçuk ay sonra 2 Haziran 1999’da Genç ilçe merkezine PKK’lılar tarafından taciz ateşinde kullanıldığı da tespit edildi.
EMNİYET AMİRİNDEN 8 BİN DOLAR ALACAĞINI İSTEYİNCE
Olayla ilgili ifadesine başvurulan tanıklar, maktullerin PKK ile ilgilerinin bulunmadığını Mehmet’in askeri malzeme ticareti yaptığı, Yılmaz’ın ise lise öğrencisi olduğunu söyledi. Yılmaz’ın boş zamanlarında Mehmet Eliveren’in dükkanına giderek ona yardımcı olduğunu anlatan tanıklar, İlçe Emniyet amiri Ahmet Koni’nin Mehmet Eliveren’i çok iyi tanıdığını hatta 8 bin dolar borç aldığını Mehmet’in öldürülmeden iki gün önce alacağını istemesi üzerine aralarında tartışma yaşandığını anlattı. Olay günü Mehmet ve Yılmaz’ın kahveden çıkıp evlerine gittikleri sırada silah sesleri duyulduğunu söyleyen tanıklar, ölüm olayının yaşandığı akşam Emniyet Amiri Ahmet Koni’nin kimseyi olay yerine yaklaştırmadığı ve “Hepiniz teröristsiniz” diye bağırdığını anlattı.
PKK’LI DİYE ÖLDÜRÜLENLER ÖĞRENCİYDİ
İddianamede öldürülenlerin PKK’lı olmadığı, sivil oldukları öğrenci belgeleriyle delillendirildi. Mehmet Eliveren’in 1998-1999 eğitim-öğretim yılında Açık Öğretim Lisesi’nde eğitimine devam ettiği, 20 Şubat 1999’da ilçede yapılan sınava girdiğine dair giriş belgesi ve vurulmadan birkaç gün önce hastanede tedavi olduğu dair kayıtlarda delil olarak sunuldu. Yılmaz Eliveren’in ise Genç Lisesi’nde 8 Eylül 1998’de kayıt yaptırdığına ve 1998-1999 eğitim-öğretim yılında 9/C sınıfında 1387 numaralı öğrenci iken 17 Nisan 1999’da vefat ettiğine dair belgede savcılığın delileri arasında yerini aldı.
İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ BİZİ TEHDİT ETTİ
Maktullerden Yılmaz Eliveren’in babası ve Mehmet’in ağabeyi olan şikayetçi Ahmet Eliveren ifadesinde, İlçe emniyet müdürü Ahmet Koni’nin kendisinden 8 bin dolar borç alıp ödememesi nedeniyle tartıştıklarını Koni’nin kendilerini tehdit ettiğini olay günü oğlu ve kardeşini Koni’nin öldürüldüğün belirterek şikayetçi olduğu ifade edildi.
ÇATIŞMADAN ELE GEÇEN MÜHİMMATLAR DEPODA GİZLENDİ
İddianamenin en önemli tanığı ise Gizli tanık Murat oldu. Gizli tanık, 1998 yılı Mayıs-Haziran aylarında komiser olan Kenan Çayır’ın grup Amirliği’nde 3 TİM’den oluşan Özel Harekat polislerinin Genç ilçesi Yerlikaya Köyü’nde PKK’lılarla girilen sıcak çatışma sonucu 5 PKK’lının ölü olarak ele geçirildiğini akabinde olay yerinde olan samanlıkta örgüt mensuplarına ait çok sayıda dürbün, telsiz, Kaleşnikof marka tüfek, Biksi marka tam otomatik tüfek ve çok sayıda Rus yapımı el bombası ele geçirildiğini anlattı. Bu mühimmatlardan bir kısmını mühimmat sorumlusu Hüseyin Avni Sarı imzalı belge ile Bingöl Jandarma Alay Komutanlığı’na teslim edildiğini ancak bir kısmının ise komiser A. Kenan Çayır’ın talimatları doğrultusunda bir adet Biksi, 6 adet Kaleşnikof marka tüfek, iki adet dürbün, bir adet telsiz, 20’ye yakın Rus yapımı el bombası olası yanlışlıklarda kullanılmak üzere şube mühimmat deposu tulum ve kamyonetlerin de bulunduğu odada tutulumların arasında saklanmak suretiyle bırakıldığını anlattı. Gizli tanık daha sonra yaşanılanları şu sözlerle anlattı: “Bu olayın başlamasından yaklaşık 1,5 saat sonra Başkomiser Kenan Çayır’ın mühimmat deposunda çalışan polis memuru Hüseyin Avni Sarı’yı arayarak acele olay yerine depoda bulunan tutanaklara geçmeyen silahlardan bir adet Kaleşnikof ve iki adet el bombası getirmesini istedi. Sarı’nın da bunları Genç ilçesine götürdü”.
İLK ATEŞİ KORUCULAR AÇTI
Olayda çok sayıda mermi, el bombası, roket atarlarla silahların kullanıldığını anlatan Gizli tanık, ilk ateşi pusu faaliyetinde bulunan korucuların attığını, daha sonra TİM amiri polis memuru Mehmet Atıcı ve Tim personelinin olaya dahil olduğunu, korucularda bulunan kaleşnikof silah seslerine karşı hassasiyeti olan özel TİM’in sanki karşısında terörist unsur varmış gibi olaya müdahale edip masum iki genci türbeye benzer yerde yanlışlıkla öldürüldüğünü söyledi. Gençlerden bir tanesinin bacağının kopuk olduğunu ve çok sayıda mermi yarasının bulunduğunu anlatan Murat isimli gizli tanık, birinin üzerinde ise okul kravatı olduğunu anlattı.
SAVCI DA YANLIŞLIĞI ANLADI
Olayın olduğu yerde Başkomiser Kenan Çayır, o geceki grup amiri Bülent Gümüşay, polis memuru Mehmet Atıcı, Genç İlçe Emniyet Amiri Başkomiser Ahmet Koni’nin olduğunu söyleyen gizli tanık, ilçe halkının olay yerine yaklaşmaması için güvenlik tedbirlerinin alındığını depodan getirilen mühimmatın Kenan Çayır’a verildiğini Çayır’ında gençlerin yanına bırakmadan önce boş araziye atış yaptığını, Kaleşnikofla darbeler yaptıktan sonra olay yerine bıraktığını anlattı. Bu şekilde düzenleme yapıldıktan sonra ilçe Cumhuriyet Savcısının çağrıldığını söyleyen gizli tanık, savcının da yapılan yanlışlığı anladığını, gençlerin üzerindeki okul kravatını kastederek “Bari şu kravatı alın” şeklinde sözler söylediğini, ayrıca polis memuru Mehmet Atıcı’ya çatışmada yaralanmış raporu alınarak yapılan düzenlemenin sağlamlaştırıldığını söyledi.
BU EKİP İLÇEDE ÇOK SAYIDA CİNAYET İŞLEDİ
Eliveren ailesinin avukatı Abdullah Alakuş, iki genci öldüren özel hareket ekibinin ilçede bir çok faili meçhul cinayette parmağı olduğunu söyledi. Alakuş, “O tarihte benzer bir çok olay meydana geldi. HEP ilçe teşkilatı kurucularından Hişar Ağaoğlu cinayeti bunlardan biri. Ayrıca Yaşar Özge, Genç Petrol Çarşısında bir kahvehanenin taranması sonucu 3 sivilin öldürülmesi ve ayrıca bir polis memurunun öldürülme olayı da bu ekibin işi olduğu biliniyor. İlçe halkı bu cinayetlerin o ekip tarafından işlendiğini biliyor ancak delil bulunamıyor” dedi.
Eliveren’lerin öldürülmesi olayı ile ilgili açılan dava ile bu ekibin faaliyetlerinin deşifre olduğunu belirten Alakuş, “Bu ekip hem cinayeti işlemiş hem de olayla ilgili tutanak tutmuş. Sahte belgeler hazırlamış. Olayı yapan polis, aynı zamanda olay yeri keşif tutanağında aynı polis zabıt katibi olarak görev almış. İki gencin cesedinde otopsi yapılmadığı gibi, silahların üzeride parmak izi incelemesi de yapılmadı. Buradan da anlaşılacağı gibi işlenen cinayetin örtbas edilmesi için her şey yapılmış. En azından bu dava özelinde ilçede varlığını sürdürülen bu ekibin deşifre edilmesini olumlu buluyorum” diye konuştu.
– See more at: http://www.gencgazetesi.com/haber/14-yil-sonra-pkk-li-olmadiklari-tescillendi-h2197.html#sthash.W9NQXBwM.AyyuaMZw.dpuf
İddianameye göre, dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri’nin 8 bin dolar alacağını isteyen iki sivili beraberinde Özel Harekâtta görevli polislerle çatışma süsü vererek öldürdü. Olay yerindeki silah ve mühimmatlar ise PKK’lılarla daha önce çıkan çatışmadan alıp kayda geçirmeden bu olayda kullandı.
Bingöl’de 17 Nisan 1999’da ilçe merkezinde bulunan mezarlığa sızmaya çalıştıkları iddiasıyla PKK’lı diye öldürülen Mehmet Eliveren ile Yılmaz Eliveren’in soruşturması tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun tarafından yapılan soruşturmada, maktullerin PKK’lı olduklarına dair hiçbir delil bulunmadığı belirtilerek, iki sivilin o dönem Bingöl’de Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nde görevli 5 şüpheli ve kimlikleri tespit edilemeyen görevli polis memurlarınca işlendiği belirtilerek dosya görevsizlikle Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
5 ÖZEL HAREKÂTÇI SANIK OLDU
Bingöl Cumhuriyet Savcısı Eyüphan Toprak tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet Koni, komiserler Bülent Gümüşay, Ahmet Kenan Çayır polis memurları Mehmet Atıcı, Mehmet Yolaçtı hakkında “Tasarlayarak öldürme”, “Tehdit”,” Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından iddianame hazırlandı. Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iddianamenin kabul edilmesinin ardından 5 sanık önümüzdeki günlerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanmasına başlanacak.
1999’DAKİ TUTANAKLARDA PKK’LIYDILAR
İddianamede 17 Nisan 1999’da Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in öldürülmesi olayına ilişkin daha önce tutulan tutanaklarda ilçe merkezine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada ölü ele geçirilen iki terörist olduklarının yazdığı belirtildi. Olayın ardından Genç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olay yerine giderek ölü muayenesi yaptığı hazırlanan tutanakta cesetler üzerinde günlük giyilen sivil kıyafetlerin olduğu, örgüt üyelerinin kırsalda giydiği kıyafetlerin olmadığı, cesetlerde çok sayıda şarapnel çarpması sonucu yaralarla, çok sayıda mermi giriş ve çıkış deliklerinin olduğu belirlendi.
TUTANAĞI HAZIRLAYANLAR FAİLLERİYMİŞ
Tutanaklara göre ele geçen tüfek ve şarjör üzerinde parmak izi araştırması ile cesetler üzerinde klasik otopsi yapılmadığı gibi ölenlerin el svapları da alınmadı. Olayın ardından Komiser Bülent Gümüşşay ile polis memurları Mehmet Atıcı ve Mehmet Yolaçtı tarafından hazırlanan tutanağa göre; olay gününde Genç ilçesinde takviye güç olarak beklerken saat 21.00 sıralarında 155’e yapılan ihbarla Cumhuriyet Mahallesi’ndeki mezarlıkta örgüt mensuplarının görüldüğünün bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiği ifade edildi. Yaya olarak mezarlıkta arama-tarama yapılırken, mezarlığın yüksek kesimlerinden üzerlerine el bombası atıldığı, uzun namlulu silahlarla ateş edildiği anlatılan tutanakta polis memuru Mehmet Atıcı’nın şarapnel parçası nedeniyle sağ bacağından hafif şekilde yaralandığı belirtildi.
TUTANAKTA PKK’LILARIN MEKAP İZELERİ BİLE VAR
Tutanakta, ateşe karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmanın ise 20 dakika kadar sürdüğü anlatılırken yapılan arazi taramasında iki örgüt mensubunun ölü olarak ele geçirildiği yanlarında atılmaya hazır birer adet Rus tipi el bombası, bulunduğu, cesetlerin otopsi yapılması için Genç Emniyet Amirliği Merkez Karakolu’na getirildiği tutanak altına alındı. Daha sonra olay yerinde yapılan aramalarda ele geçen mühimmat ise şöyle sıralandı:” Bir adet Kaleşnikof tüfek, iki ayrı yerde çok sayı bu tüfeğe ait boş kovan, iki adet el bombası pimi, iki adet boş, iki adet dolu Biksi makineli tüfeğe ait fişek, mezarlığın güneyine giden 7-8 PKK’lı gruba ait mekap ayakkabı izleri görülmüştür.” denildi.
SİVİLLERİ ÖLDÜREN SİLAHLAR İKİ AY SONRA İLÇE MERKEZİNE TACİZ ATEŞİ AÇTI
Olay yerinde ele geçirilen mühimmat ve silahlarla ilgili hazırlanan “ Ekspertiz Raporu’nda ele geçen boş kovanlar üzerinde yapılan incelemede kovanların 4 ayrı silaha ait olduğu tespit edildi. 25 adet boş kovanın olaydan iki buçuk ay sonra 2 Haziran 1999’da Genç ilçe merkezine PKK’lılar tarafından taciz ateşinde kullanıldığı da tespit edildi.
EMNİYET AMİRİNDEN 8 BİN DOLAR ALACAĞINI İSTEYİNCE
Olayla ilgili ifadesine başvurulan tanıklar, maktullerin PKK ile ilgilerinin bulunmadığını Mehmet’in askeri malzeme ticareti yaptığı, Yılmaz’ın ise lise öğrencisi olduğunu söyledi. Yılmaz’ın boş zamanlarında Mehmet Eliveren’in dükkanına giderek ona yardımcı olduğunu anlatan tanıklar, İlçe Emniyet amiri Ahmet Koni’nin Mehmet Eliveren’i çok iyi tanıdığını hatta 8 bin dolar borç aldığını Mehmet’in öldürülmeden iki gün önce alacağını istemesi üzerine aralarında tartışma yaşandığını anlattı. Olay günü Mehmet ve Yılmaz’ın kahveden çıkıp evlerine gittikleri sırada silah sesleri duyulduğunu söyleyen tanıklar, ölüm olayının yaşandığı akşam Emniyet Amiri Ahmet Koni’nin kimseyi olay yerine yaklaştırmadığı ve “Hepiniz teröristsiniz” diye bağırdığını anlattı.
PKK’LI DİYE ÖLDÜRÜLENLER ÖĞRENCİYDİ
İddianamede öldürülenlerin PKK’lı olmadığı, sivil oldukları öğrenci belgeleriyle delillendirildi. Mehmet Eliveren’in 1998-1999 eğitim-öğretim yılında Açık Öğretim Lisesi’nde eğitimine devam ettiği, 20 Şubat 1999’da ilçede yapılan sınava girdiğine dair giriş belgesi ve vurulmadan birkaç gün önce hastanede tedavi olduğu dair kayıtlarda delil olarak sunuldu. Yılmaz Eliveren’in ise Genç Lisesi’nde 8 Eylül 1998’de kayıt yaptırdığına ve 1998-1999 eğitim-öğretim yılında 9/C sınıfında 1387 numaralı öğrenci iken 17 Nisan 1999’da vefat ettiğine dair belgede savcılığın delileri arasında yerini aldı.
İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ BİZİ TEHDİT ETTİ
Maktullerden Yılmaz Eliveren’in babası ve Mehmet’in ağabeyi olan şikayetçi Ahmet Eliveren ifadesinde, İlçe emniyet müdürü Ahmet Koni’nin kendisinden 8 bin dolar borç alıp ödememesi nedeniyle tartıştıklarını Koni’nin kendilerini tehdit ettiğini olay günü oğlu ve kardeşini Koni’nin öldürüldüğün belirterek şikayetçi olduğu ifade edildi.
ÇATIŞMADAN ELE GEÇEN MÜHİMMATLAR DEPODA GİZLENDİ
İddianamenin en önemli tanığı ise Gizli tanık Murat oldu. Gizli tanık, 1998 yılı Mayıs-Haziran aylarında komiser olan Kenan Çayır’ın grup Amirliği’nde 3 TİM’den oluşan Özel Harekat polislerinin Genç ilçesi Yerlikaya Köyü’nde PKK’lılarla girilen sıcak çatışma sonucu 5 PKK’lının ölü olarak ele geçirildiğini akabinde olay yerinde olan samanlıkta örgüt mensuplarına ait çok sayıda dürbün, telsiz, Kaleşnikof marka tüfek, Biksi marka tam otomatik tüfek ve çok sayıda Rus yapımı el bombası ele geçirildiğini anlattı. Bu mühimmatlardan bir kısmını mühimmat sorumlusu Hüseyin Avni Sarı imzalı belge ile Bingöl Jandarma Alay Komutanlığı’na teslim edildiğini ancak bir kısmının ise komiser A. Kenan Çayır’ın talimatları doğrultusunda bir adet Biksi, 6 adet Kaleşnikof marka tüfek, iki adet dürbün, bir adet telsiz, 20’ye yakın Rus yapımı el bombası olası yanlışlıklarda kullanılmak üzere şube mühimmat deposu tulum ve kamyonetlerin de bulunduğu odada tutulumların arasında saklanmak suretiyle bırakıldığını anlattı. Gizli tanık daha sonra yaşanılanları şu sözlerle anlattı: “Bu olayın başlamasından yaklaşık 1,5 saat sonra Başkomiser Kenan Çayır’ın mühimmat deposunda çalışan polis memuru Hüseyin Avni Sarı’yı arayarak acele olay yerine depoda bulunan tutanaklara geçmeyen silahlardan bir adet Kaleşnikof ve iki adet el bombası getirmesini istedi. Sarı’nın da bunları Genç ilçesine götürdü”.
İLK ATEŞİ KORUCULAR AÇTI
Olayda çok sayıda mermi, el bombası, roket atarlarla silahların kullanıldığını anlatan Gizli tanık, ilk ateşi pusu faaliyetinde bulunan korucuların attığını, daha sonra TİM amiri polis memuru Mehmet Atıcı ve Tim personelinin olaya dahil olduğunu, korucularda bulunan kaleşnikof silah seslerine karşı hassasiyeti olan özel TİM’in sanki karşısında terörist unsur varmış gibi olaya müdahale edip masum iki genci türbeye benzer yerde yanlışlıkla öldürüldüğünü söyledi. Gençlerden bir tanesinin bacağının kopuk olduğunu ve çok sayıda mermi yarasının bulunduğunu anlatan Murat isimli gizli tanık, birinin üzerinde ise okul kravatı olduğunu anlattı.
SAVCI DA YANLIŞLIĞI ANLADI
Olayın olduğu yerde Başkomiser Kenan Çayır, o geceki grup amiri Bülent Gümüşay, polis memuru Mehmet Atıcı, Genç İlçe Emniyet Amiri Başkomiser Ahmet Koni’nin olduğunu söyleyen gizli tanık, ilçe halkının olay yerine yaklaşmaması için güvenlik tedbirlerinin alındığını depodan getirilen mühimmatın Kenan Çayır’a verildiğini Çayır’ında gençlerin yanına bırakmadan önce boş araziye atış yaptığını, Kaleşnikofla darbeler yaptıktan sonra olay yerine bıraktığını anlattı. Bu şekilde düzenleme yapıldıktan sonra ilçe Cumhuriyet Savcısının çağrıldığını söyleyen gizli tanık, savcının da yapılan yanlışlığı anladığını, gençlerin üzerindeki okul kravatını kastederek “Bari şu kravatı alın” şeklinde sözler söylediğini, ayrıca polis memuru Mehmet Atıcı’ya çatışmada yaralanmış raporu alınarak yapılan düzenlemenin sağlamlaştırıldığını söyledi.
BU EKİP İLÇEDE ÇOK SAYIDA CİNAYET İŞLEDİ
Eliveren ailesinin avukatı Abdullah Alakuş, iki genci öldüren özel hareket ekibinin ilçede bir çok faili meçhul cinayette parmağı olduğunu söyledi. Alakuş, “O tarihte benzer bir çok olay meydana geldi. HEP ilçe teşkilatı kurucularından Hişar Ağaoğlu cinayeti bunlardan biri. Ayrıca Yaşar Özge, Genç Petrol Çarşısında bir kahvehanenin taranması sonucu 3 sivilin öldürülmesi ve ayrıca bir polis memurunun öldürülme olayı da bu ekibin işi olduğu biliniyor. İlçe halkı bu cinayetlerin o ekip tarafından işlendiğini biliyor ancak delil bulunamıyor” dedi.
Eliveren’lerin öldürülmesi olayı ile ilgili açılan dava ile bu ekibin faaliyetlerinin deşifre olduğunu belirten Alakuş, “Bu ekip hem cinayeti işlemiş hem de olayla ilgili tutanak tutmuş. Sahte belgeler hazırlamış. Olayı yapan polis, aynı zamanda olay yeri keşif tutanağında aynı polis zabıt katibi olarak görev almış. İki gencin cesedinde otopsi yapılmadığı gibi, silahların üzeride parmak izi incelemesi de yapılmadı. Buradan da anlaşılacağı gibi işlenen cinayetin örtbas edilmesi için her şey yapılmış. En azından bu dava özelinde ilçede varlığını sürdürülen bu ekibin deşifre edilmesini olumlu buluyorum” diye konuştu.
– See more at: http://www.gencgazetesi.com/haber/14-yil-sonra-pkk-li-olmadiklari-tescillendi-h2197.html#sthash.W9NQXBwM.AyyuaMZw.dpuf