Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,4855 % -0.04
EURO 34,7989 % -0.53
GRAM ALTIN 2.443,24 % 0,29
ÇEYREK A. 3.994,69 % 0,29
BITCOIN 63.942,89 -1.593
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 19°
Google News

6-8 Ekim katliamlarının üzerinden 7 yıl geçti

Son Güncelleme :

08 Ekim 2021 - 16:58

6-8 Ekim katliamlarının üzerinden 7 yıl geçti

HÜDAPAR Genç İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı, 6-8 Ekim olaylarının7’inci yıldönümünde içerisinde sinevizyon gösteriminin de yer aldığı resim sergisi açtı.

 

HDP’nin çağrısı üzerine 6-8 Ekim 2014’te terör örgütü yandaşlarının 35 il ve 96 ilçede gerçekleştirdiği saldırılarda 2’si polis, aralarında kurban eti dağıtan Yasin Börü ve 3 arkadaşının bulunduğu 37 kişi şehit oldu. Üzerinden 7 yıl geçen 6-8 Ekim Olayları ile ilgili 108 sanığın yargılaması sürüyor.

 

6-8 Ekim münasebetiyle partisinin Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen etkinlik ile alakalı açıklamalarda bulunan HÜDAPAR Genç İlçe Başkanı İdris Ağırbaş, Yasin Börü ve arkadaşlarının Allah’a yaklaşmak için kestirilmiş kurbanların etlerini, sadece bayramlarda et yiyebilen mahrumlara dağıttıklarını belirtip şunları söyledi : “2014 yılının Kurban Bayramı’nın üçüncü günü olan 6 Ekim’de olaylar başlamış, şehir karışmaya başlamıştı . Ama bu yiğitler de başladıkları iyiliği tamamlamak için gayret ediyorlardı. İnsanlık değerlerinin yerle bir edildiği bir savaştan kaçan gariplere yardım etmek için koşuşturuyorlardı. Allah’a yaklaşmak için kestirilmiş kurbanların etlerini, sadece bayramlarda et yiyebilen mahrumlara götürüyorlardı”

 

Yasin Börü ve arkadaşlarının başlattığı iyilik hareketine değinen Ağırbaş;  “Her bir iyiliğin karşısına dikilenler onlara da engel olacaklardı. Zalimler, onları ve iyilik hareketini durdurabilecekleri zannıyla onlara hücum ettiler ve tertemiz bedenlerini delik deşik ettiler, yüksekten attılar, arabayla ezdiler, yaktılar. Tarihte benzerine çok az rastlanan bir vahşetle öldürdüler. Onlar da Kürt’tü ama Müslüman kimlikleri nedeniyle hedefe kondular. Suçları ‘Rabbimiz Allah’tır’ demekti. ‘Ve Allah yolunda öldürülenlere sakın ölü demeyin, aksine onlar diridirler ama siz hissetmiyorsunuz.’ Evet, bizler şu anda Allah yolunda öldürüldükleri için diri olan ve hep diri kalacak olan kardeşlerimizin manevi huzurunda katledilişlerinin 7. yıldönümü burda hem resim sergisi hemde sinevizyon gösterimi yapıyoruz. Evet, bizler onların diri olduklarını hissetmiyoruz çünkü bedenen bizim aramızda değiller. Çünkü onları hedef gösterenler tarafından, karanlık emellerine ulaşmalarının önünde birer engel olarak görülüyorlardı. PKK’nin, Kürdistan’ın geleceğinde görmek istemediği bir Kürt’tü Yasin. Riyad, PKK’nin tahakkümünün önünde engel olarak gördüğü Kürt’tü. Turan, Kürdistan’ı İslamsızlaştırmak isteyenlerin önünde engel olan Kürt’tü. Şehid Fethi ve Şehid Rodi Müslüman kimliği vahşetin sahipleri tarafından reddedilen bir Kürt’tü. Hüseyin, çağın Yezid’leri tarafından yok edilmek istenen bir Kürt’tü. Elbette saldırılar bununla sınırlı değildi. Sadece Kurban eti dağıtan bu gençler katledilmedi. Sadece sakalından veya yanındaki eşinin örtüsünden dolayı yani Müslüman kimliğinden dolayı insanlar hedef alındı. Yaşlı/genç ayrımı yapılmadan saldırıya uğrayanlar, katledilenler oldu.” şeklinde konuştu.

 

 

“Yaşanan vahşet, Müslüman Kürt kimliğinin reddedilmesi, yok edilmesi çabasıydı. Toplumun bir kesiminin sistematik bir şekilde hedef gösterilmesi ve sivil halka karşı yapılan bu katliam kelimenin tam anlamıyla ‘insanlığa karşı suç’tur. Bu katliam sistemli bir şekilde hazırlandı. Haftalar öncesinden hazırlıkları yapıldı. Toplumun dindar kesimi hedef olarak gösterildi. Basın aracılığıyla dindar kesimin tamamı IŞİD olarak yaftalandı. Saldırmaya hazır hale getirilenler en üst perdeden sokağa davet edildi. Yakma, yıkma, öldürme olayları yaygınlaştıktan sonra da taraftarlarının geri kalanını sokağa çıkmış olanlara destek vermeye davet ettiler. Katliamı işleyenlere karşı kamuoyunun baskısıyla iki ay sonra operasyonlar başlayınca, onları sokağa salanlar bütün imkânlarıyla onlara sahip ve destek çıkmaya devam etti.”

 

“Bütün bunları unutmadık, unutmayacağız. Unutanlara da yeri ve zamanı gelince hatırlatacağız.” diyen Ağırbaş “Bu vahşet hakikatte vahşileri vurdu. Maskelerini düşürdü, çirkinliklerini iyice gün yüzüne çıkardı. Seyirci kalanlar da hesabını vermekten kurtulduklarını zannetmesinler. Aziz şehitler rahmetle anılıyor. Yezid’lere düşen ise sürekli olarak lanetlenmektir. Bu lanet yakalarını bırakmayacaktır. Onlar helak olup gittikten sonra da daha beter bir akıbet onları beklemektedir.” dedi.

 

“Elbette bu vahşetin tek sorumlusu, adi tetikçiler değildir. Onları kışkırtıp sokağa salanların sorumluluğu onlarınkinden daha büyüktür. Fitne, katilden eşedtir. Fitne, öldürmekten beterdir. Bitmedi. Şehirler silah depolarına dönüştürüldüğünde seyirci kalanlar; olaylar başladığında masum insanların canını ve malını korumak için kılını kıpırdatmayanlar da sorumludur. Yaşananlar, adına ‘çözüm süreci’ dedikleri yanlışlar silsilesinin bir sonucuydu. 6-8 Ekim hadiselerinden maalesef yeterince ders alınmadığını üzülerek müşahede ediyoruz. Şimdilerde benzer bir sürecin başlaması gerektiği yeniden konuşulmaya başlamış olması ders alınmadığını gösteriyor. Meselenin inkârı veya çözümsüzlüğe terkedilmesi de aynı hatanın başka bir şekilde yapılmasıdır. Düzenlenen etkinlikte emeği geçen Gençlik kollarımıza teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

 

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.