Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5788 % 0.18
EURO 34,9248 % 0.69
GRAM ALTIN 2.441,33 % 0,35
ÇEYREK A. 3.991,57 % 0,35
BITCOIN 66.699,99 0.908
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 21°
Google News

Asırlardır Babadan Oğla Geçen Meslek

Son Güncelleme :

20 Haziran 2021 - 16:56

Asırlardır Babadan Oğla Geçen Meslek

Servi Çaybaşı köyünde 68 yıldır kırık-çıkıkçılık yapan 80 yaşındaki Hüseyin Alakaş, modern tıbbın kırık konusunda ilerlediğini ama çıkık konusunda geleneksel yöntemlerin daha etkili olduğunu belirtti.

Genç ilçesi Çaybaşı Köyünde kırık-çıkıkçılık yapan 80 yaşındaki Hüseyin Alakaş, babadan oğla devam eden kırık-çıkıkçılığı kendi çocuklarına da öğretip mesleğin soyundan devam etmesini istiyor. Hüseyin amca, kırık bulma konusunda modern tıbbın iyi olduğunu ama çıkık konusunda da yetersiz olduğunu belirtti. 2002 yılında eşini kaybettikten sonra tek başına yaşayan Hüseyin amca kış aylarında Genç ilçesinde çocuklarının yanında kalmayı tercih ediyor. 1941 yılında Genç ilçesine bağlı Servi bölgesi Çaybaşı Köyünde doğan Hüseyin Alakaş, 12 yaşında babasından kırık-çıkık mesleğini öğrenip 22 yaşında babasını kaybetmesiyle tümüyle yükü omuzlarında hissetti. Sayısız hastayı iyileştiren Hüseyin amca halen hastalarını kabul ediyor. Gazetemiz Gencin Sesi& Genç Ekspress olarak Genç İçin Bir Saat Derneği ile beraber Hüseyin Amcayı Çaybaşı köyündeki evinde ziyaret ederek hayatı hakkında sohbet etme şansı bulduk.

Mesleği ile ilgili konuşmayı çok seven Hüseyin amca modern çağa ayak uydurmada da zorlandığını belirterek o yüzden köyden ayrılmayı düşünmediğini ifade etti. Misafirperverliğiyle bilinen Hüseyin Amca, kırık-çıkıkçılık mesleği ile ilgili şöyle konuştu. “Sülalem Hazreti Âdem’i takip ediyor. Dedem kırıkçıydı, babam kırıkçıydı bende kırıkçı oldum.  12 yaşında iken babam bana öğretmeye başladı. 22 yaşına geldiğimde babamı kaybettim.  80 yaşındayım halen kırıkçılığa devam ediyorum. 7 çocuğum var 2 oğluma, İstanbul’da yaşayan kızıma ve torunum Ersin’e bu mesleği öğrettim. 2002 yılında eşimi kaybedince yaklaşık 2 ay İstanbul’da kızımla beraber kaldım. İstanbul’a geldiğimi duyanlar her gün yanıma gelirdi onları da tedavi ederdim. Şuanda köydeyim civar köylerden çevre il ve ilçelerden de halen tedaviye gelenler var. Benim yaptığım iş sertlik ister, cesaret ister, eğer cesaretli olmaz isem zaten acı çekmekte olan insanın kırık veya çıkığını sararken onun ıstırabından ağlamasından etkilenirsem işimi icra edemem. Ben kabiliyetimi babamdan öğrendim. Babamda kırık çıkık tedavisi yapardı. Babam vefat ettikten sonra zorunluluk hali yüzünden vatandaşların kırıklarını ben tedavi etmeye başladım. Bu işi yaptığım son güne kadar herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmadım. O zamanlar doktor ve ilaç yoktu. Şimdi her yerde modern hastane ve doktorlar var. Sağlık şartları son derece iyi ve gelişmiş ama kırıkçılıkta tıp iyi olabilir çıkığı herkes bulamaz.”

Küçük yaşlarda etkilendiği bir olayı anlatan Hüseyin Alakaş günümüz insanının elinde olan imkânların farkında olmadıklarını söyledi. “Henüz küçüktüm 6 veya 7 yaşlardaydım babam birisini getirmişti kavak ağaçlarımızı kesmesi için annemde ekmek yapıyordu babamla ağaçlarımızı kesen adam yemek yiyordular bende onları izliyordum. Bir kadın ile bir erkeğin bize doğru geldiklerini fark ettim. Bana seslenip Ali Mehmet’in evi nerede diye sordular Ali Mehmet benim babamdı bende burasıdır dedim. Babam onları davet etti yukarıya kadın annemin yanına gitti erkek sofraya oturdu. Sofraya oturan erkek ekmeği kaldırıp yüzüne götürerek ağladı. Babam da merak etti sordu niye ağlıyorsun diye. Adamda kız kardeşiyle beraber günlerdir yolda olduklarını ve ot yiyerek ayakta kalmaya çalıştıklarını söyledi. Civar köye geldiklerinde kimsenin ekmek vermediğini Ali Mehmet’e git dediklerini söyledi. Yemeklerini yedikten sonra kalktılar babam onlara ekmek ve çökelek verdi yolda yemeleri için. Eskiden fakirlik vardı ayakkabı giyerdik çorap olmazdı. Gömlek giyerdik her tarafı yırtık olurdu eskiden açlık sefalet vardı şimdi imkânlar daha çok teknoloji gelişmiş ama elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz” diyerek gelecek nesillere tutumlu, doğaya ve insana karşı saygılı olmaları konusunda uyarılarda bulundu.

Haber: Murat GÖKÇE

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.