belediye baskan adayı ramazan güner Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

belediye baskan adayı ramazan güner
DOLAR 32,3724 % 0.16
EURO 34,9785 % -0.32
GRAM ALTIN 2.325,56 % 0,22
ÇEYREK A. 3.802,30 % 0,22
BITCOIN 2.277.631 0.436
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

BİNGÖL LABRATUVARI

PKK bir süreden beri Bingöl’ü test ediyor.

Burada girişmiş olduğu ve ülkenin canını yakan eylemler sonrasında, Bingöl’ün bakışı ne, nasıl davranıyor? Bu kendisi için çok önemli.

Son Güncelleme :

26 Eylül 2012 - 13:57

BİNGÖL LABRATUVARI

 

Zira Bingöl hem etnik yapı itibariyle ve hem de dini yönden çok farklı bir iklimi bağrında besliyor.
Çok değil, bundan iki ay kadar önce Bingöllü siyasetçilerin de bulunduğu bir ortamda birileri onların da Kürtlüğünden söz edince, hemen karşı koydular ve “neden ille de bizi Kürt olarak değerlendiriyorsunuz, biz Kürt değil Zaza’yız dediler.
Bakmayın Kürtler adına şiddete başvuran, insan öldüren, politika yapanların bizi kendilerinden bir parça olarak görüp değerlendirmelerine, içerisine düşmüş oldukları yerde bizi de sürüklemek istemelerine fazla prim vermeyiz. Biz ne kadar Zaza isek, o kadar da Türk’üz ve ne kadar Türk’sek, işte o kadar da Kürd’üz” diye de ilave ettiler.
Bu ülkede Zaza’ları tanıyan herkes gayet net olarak bilir ki, bu insanlar din ve diyanet denildiği zaman bir anda tüm fedakarlığı yapacak durumdadırlar. Mezhebi olarak Bingöl ve çevresindekiler Şafii, Diyarbakır çevresindekiler Şafii ve Hanefi, Elazığ çevresindekiler Hanefi, Tunceli/Dersim/ tarafındakiler ise Alevidirler.
Ama özellikle Şafii ve Hanefi mezhebine bağlı olan Zazalar iyi dindardırlar.
Şimdi örgüt, karakol baskınları, yol kesmeler ve kimi silahsız ve korumasız insanları alıp dağa kaçırarak bir sonuca ulaşamadığını gördü ve istediği gayeye ulaşmak için bir halk ayaklanması başlatmak istiyor.
Bunun için Hakkari, Şırnak ve ilçeleri bir labratuvar olarak kullanılıyor.
Söylenenler yanlış değilse, Şırnak ve Hakkari köylülerine, size silah dağıtalım, bizimle birlikte resmi kurumlara ve özellikle Kaymakamlık ve Vilayet merkezlerine baskın düzenleyelim talebine, halk karşı çıkmış ve kimi köylüler Devlete başvurarak tedbir alınmasını istemişler ve ardından örgütün daha fazla tasallutuna maruz kalmamak için, köylerini terk etmişler.
Benim tezlerimden birisi, milletin şimdi bir bekleyiş içerisinde olduğu ve Devletin işlerine pek fazla müdahil olmak istememesidir. Zaten Devletin de böyle bir talebinin şu anda yoktur. O nedenle işlerin daha fazla karışması söz konusu olmuyor.
Ama eğer Devletin mecalsiz kalması ve daha büyük kalkışmalara maruz kalması halinde, Milletin kahir ekseriyetinin, Hizbullah örneğinde olduğu gibi, işe müdahil olacağı ve hesap sormaya başlayacağı ve örgütün o zaman yine büyük bir çöküş içerisine gireceği muhakkaktır. Bir dönemler Hizbullah böyle bir işlev gördü.
Bölgeyi tanıyan insanlardan birisi olarak birkaç kez şunu söyledim.
1-Örgüt en güçlü olduğu ve en çok öldürme eylemini gerekleştirdiğinde, hayal bile etmediği şekilde darbe alıyor. Yani örgütün bu Devlete karşı hiçbir zaman en üste çıkma şansı bulunmuyor.
2-Örgüt karakol baskınları ile/Altan Tan’ın görüşü olan azdan az, çoktan çok ölür görüşünün aksine/ öldürdüğünden daha fazla kendisi kayıp veriyor.
3-Bugüne kadar bu ülkede 45 bin kişi ölmüş ise, bunun 40 bine yakınının Kürt olması bunun işaretidir.
4-Örgüt alan savaşına girmekle, düzenli ordulara karşı en yapılmaması gerekeni yapmış ve alan tutayım derken, süpürme harekatına maruz kalmıştır.
5-Eli silahsız masum insanlara karşı yapılan vurma, kırma, öldürme, kaçırma eylemlerini stratejilerinin bir parçası haline getirmeleri, halkın her kesiminde çok ciddi manada tepki almalarına sebep oluyor.
6-Kürt illeri olarak görülen Sivas,Malatya, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Ağrı, Iğdır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Mardin, Siirt, Bitlis, Diyarbakır’ın bir kısmı ve hatta Van illeri insanları, işin zivanadan çıktığını gördükleri anda, Devlete değil, örgüte başkaldırırlar. Yani bu illerin insanları ayrı bir Kürt özerk bölgesi adı altında da olsa, oluşacak yönetimin altında idare edilmek istemezler.
Örgüt ve BDP ister kabul etsin, ister etmesin durum budur ve yapılan seçimlerde alınan sonuçlar bu düşüncesin en önemli göstergesidir.
Düşünsenize APO nun memleketi olan Şanlıurfa’da 12 Milletvekilliğinin 11 ini Ak Partinin almasını başka türlü nasıl izah edebiliriz. Aslında bu hususu Devletin de çok fazla gördüğü kanaatinde değilim. Zira konu bu yönü itibariyle hiçbir şekilde doğru dürüst işlenmiyor ve sadece PKK nın ve BDP nin söylemlerine söz yetiştirmekle yetiniliyor.
Örgüt eylemleri ile Bingölü yanına çekmeye çalışır iken, Bingöl halkı PKK nın siyasi uzantısı olarak gördüğü BDP binasına saldırı düzenledi. Bu ve buna benzer işaret fişekleri batıdan önce doğuda ateşlenmeye başladı. Örgüt dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olma ile karşı karşıya. Bu daha lelidir, lolosu daha sonra.
CEMİL BEYİN DOKUNULMAZLIK AÇIKLAMASI
Cemil bey her zaman şaşırtmasını demeyelim de, siyaseti iyi okumasını bilen insanlardan birisidir.
Biliyorsunuz o şimdi yeni Anayasa Yapma Komisyonunun başında bulunuyor ve 4 BDP li vekil ile çok sıkı diyaloglara giriyor.
Yani bu kişiler ile kurmuş olduğu ikili ilişkiler, belki onu da şaşırtıyor. Zira bu vekiller ile olan diyalogu, eğer durum böyle ise, neden anlaşma zemini bulmayalım ki, noktasına Cemil beyi getirdiğini zannediyorum.
Biliyorsunuz 9 BDP li vekil Şemdinli kırsalında PKK lılar ile karşılaşmışlar ve kimilerine göre hasret gidermişlerdi, o halde bunların dokunulmazlıkları hemen kaldırılmalı idi.
Evet dokunulmazlık kaldırmak aslında hukuku ilgilendirdiği kadar, en çok da siyasi iradenin arzusuna bağlıdır.
Zira şu anda TBMM sinde en az 600 dolayında dosya ile BDP li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması isteniyor.
Şimdi o dosyalar bir tarafa bırakılarak, sırf BDP li vekiller arazide örgüt mensupları ile buluşup, biri birlerine sarıldılar diye dokunulmazlıklarının kaldırılması gerçekten çok garip olurdu.
O halde yapılması gereken şey kimlerin ve hangi sebeplerle dokunulmazlıkları kaldırılacak ise, bunların bütünü ile incelenmesi, gerekçelerinin yazılması ve TBMM si genel kurulunda, görüşülerek oylanmasıdır.
Eldeki verilere göre Şemdinli kırsalında örgüt mensupları ile buluşan BDP lilerin her birisinin en azından 10-15 dosyası TBMM sinde bekliyor. Bunlar irdelenmeden, sebep ve sonuç ilişkileri kurulmadan, sırf arazideki bulaşma suç sayılarak, Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması iktidarı da zor duruma sokabilir.
Anayasanın yapılma aşamasında tökezlemesini görmek istemeyen Cemil bey, bir taraftan siyasi ve diğer taraftan hukuki mülahazalar ile BDP li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması sorununun, dönem sonuna bırakılmasının daha faydalı olacağını belirtmiş.
İyi de yapmış.
Zira aynı konuda Başbakan Yardımcısı Bülent Ağabey de çekincelerini ifade etmiş ve sırf arazideki buluşmanın bir suç teşkil etmeye yetmeyeceğini ve bu sebeple BDP li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması sorununun dönem sonuna bırakılmasının yararlı olacağını belirtmişti.
İşte siyaset biraz da budur.
Yani sorunlar içerisinden bir yumak oluşturup milletin kucağına atmak değil, sorunlar yumağından barışı ve esenliği bulup çıkarma ve toplumu rahatlatma sanatıdır. Evet siyaset bir sanattır.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.