Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5768 % 0.09
EURO 34,9532 % 0.31
GRAM ALTIN 2.425,34 % 0,09
ÇEYREK A. 3.965,43 % 0,09
BITCOIN 64.322,34 -3.071
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 14°
Google News

Eğitim-Bir-Sen’in Gençli Sekreterinden Meb’e Sitem Yazısı

Eğitim Bir Sen toplu sözleşme ve mevzuat sekreteri olan Gençli eğitimci hemşerimiz Ramazan Çakırcı, öğretmenlerin son günlerde yaşamış olduğu problemleri dile getiren MEB’e sitem dolu bir yazı yazdı.

Son Güncelleme :

26 Ağustos 2012 - 17:44

Eğitim-Bir-Sen’in Gençli Sekreterinden Meb’e Sitem Yazısı
Çakırcı'nın yazısının başlığı ise bir hayli dikkat çekici… Bir kez de olsa MEB'in bizi yanıltmasını istiyoruz diyen Çakırcı'nın çözüm önerileri sunan yazısı…
Toplumların dört temel hizmet alanı vardır: Eğitim, güvenlik, adalet ve sağlık. Eğitim, diğerlerinin temelini oluşturur. Eğitimin en önemli unsurlarının başında ise öğretmenler gelmektedir. Öğretmenlerin sorunları çözülmeden, en iyi eğitim sistemi bile olsa, eğitimde gelişme sağlamak mümkün değildir.
 Eğitim çalışanları olarak her ne kadar en temel sorunumuz ekonomik olarak görülüyorsa da, son bir yılda Milli Eğitim Bakanlığı’nın keyfi uygulamaları ve Bakanın söylemleri bu sorunu unutturmuş durumda. Maalesef Sayın Bakanın öğretmenlerin en temel sorunu olan ekonomik sorunu unutturma yönüyle başarılı(!) olduğunu söylemek mümkündür. Çıkışlarıyla öğretmenlerin itibarını her geçen gün zedeleyen ve özlük haklarını gasp eden yöneticilik anlayışıyla hareket eden bir yöneticiden mali hakları iyileştirmesi konusunda katkı beklemek abes olacağı gibi,uygulamalarıyla eğitim çalışanlarının bedduasını alan bir Bakanının başarılı olmasını beklemek de bir o kadar abes olur.
Öğretmenlerin sorunlarına kulağını tıkayan ve sunduğumuz önerilerin önemli bir kısmını dikkate almadığı için her geçen gün sorunları kartopu gibi büyüten bir Bakanlığın sorunlara artık çözüm üretebileceğini düşünmüyoruz. Bir yıldır her gün farklı bir sorunla uyanır olduk. Son iki ayda öğretmenlerin yer değiştirmelerinde yaşanan sorunlar o kadar büyüdü ki, önümüzdeki öğretim yılında tam bir keşmekeş yaşanacağı aşikardır. Geçen Nisan ayından beri Bakanlık yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde, atama ve yer değiştirme için sağlıklı bir takvimin işletilmesini istedik. Maalesef bu konuya Bakanlığın en üst yöneticilerinden tutun en alt yöneticilerine kadar herkes kulak tıkamış durumda. Şu ana kadar sayısızca bilgi notu, talep yazısı ve rapor sunduk ama maalesef Bakanlık bunların çoğuna duyarsız kalmıştır. Okulların açılmasına kısa bir süre kalmasına rağmen Bakanlıkta hala bir belirsizlik, bir plansızlık sürmektedir. Oysa bugüne kadar sunduğumuz raporlar dikkate alınmış olsaydı, mağduriyetler asgariye inecek ve eğitim-öğretim yılı içerisinde yaşanması muhtemel sorunların önemli bir kısmı çözüme kavuşmuş olacaktı.
Bakanlığa sunduğumuz raporlar, bilgi notları ve talep yazılarında ve yaptığımız yüz yüze görüşmelerde;
 -Mayıs ayında okulların dönüşümünü ve normların belirlenmesini, Anadolu liselerine öğretmen seçme sınavını kazanan öğretmenlerin atamalarının yapılmasını,
 
-Haziran ayında il içi ve il dışı yer değişikliği işlemleri ile iller arasında karşılıklı yer değişikliği işlemlerinin gerçekleştirilmesini,
 
-Temmuz ayında sınıf öğretmenlerinin yan alanlarını da kapsayacak şekilde branş değişikliği yapmalarına imkan sağlanmasını,
 -Ağustos ayında özür durumuna bağlı yer değişikliği işlemlerinin ve ilk atamaların yapılmasını isteyerek; öğretmenlerin yaz tatillerinin zehir edilmemesini, Eylül’de az da olsa motive olmuş bir şekilde okullara dönmelerinin sağlanmasını talep ettik.
 Bakanlık yetkilileri çok iyi hatırlarlar, son beş aydır yaptığımız onlarca görüşmede; yaz döneminde nasıl bir takvim işletilmesi gerektiği, çözüm yollarının ne olduğu yönündeki söylemlerimizi ve geçen her süreç sonrası güncellediğimiz çözüm önerilerimizi. Her süreç öncesi de, sonrasında olduğu gibi, sorunların çözüm yollarını paylaşarak her defasında uyarıcı görevimizi yerine getirdik. Bakanlık, kendi bildiğini yaptığı gibi, süreci de o kadar yavaştan aldı ki, bugün işin içinden çıkılmaz bir noktaya gelinmiştir.
 Maalesef Bakanlıkta olmayan ahenk ve işbirliği, görev bilinci ve sorumluluk anlayışı, süreci bu noktaya getirmiştir. Özür durumuna bağlı yer değişikliğinde illerde farklı uygulamalardan dolayı Bakanlığı uyardığımızda da, illerin bir e-mail ile bilgilendirilmesiyle çözülecek basit hususlarda bile Bakanlık bürokratlarının inisiyatif alamadıklarına ve basit bir sorunu dahi kangrene dönüştürdüklerine şahit olduk.
 Burada okulların açılmasına çok az bir süre var ama Bakanlık, kervan yolda dizilir anlayışında. Anlaşılan o ki, yüz binlerce öğretmenin ve milyonlarca öğrencinin mağdur edilmesi sonucunda bir kaos ortamı oluşturulunca, Bakanlık bu anlayışından vazgeçecek.
Bakanlık, mağduriyetlerin bir kısmının yaşanmasını kaçınılmaz duruma getirdi. Ama gelinen süreçte oluşabilecek muhtemel yeni mağduriyetleri önlemek için tekrar uyarıda bulunmayı bir zaruret olarak görüyoruz.
Bazı sorunlar kangrenleşmiş olsa da, yeni sorunların ve mağduriyetlerin oluşmaması için az da olsa Bakanlığın öğretmen diye bir derdi varsa, şu önerileri dikkate alarak, bizi yanıltmasını isteriz:
-Bu hafta (23-26 Ağustos) içerisinde öğretmenlerin özürlerin olduğu ilçelere atamaları yapılmalıdır. Bu atamalardan sonra özür durumuna bağlı atama süreci durdurulmalı, branş değişikliği gerçekleştirildikten sonra tekrar bu süreç başlatılmalıdır.
-27 Ağustos’ta branş değişikliği süreci başlatılmalı, Eylül’ün ilk haftasında süreç tamamlanmalıdır.
-Branş değişikliği süreci ile eş zamanlı olarak öğretmenlere iller arası becayiş hakkı verilmeli, karşılıklı yer değiştirme elektronik ortamda başvuruya imkan sağlayacak şekilde yapılmalıdır.
 
-Branş değişikliği süreci tamamlandıktan sonra normlar iki gün içerisinde güncellenerek özür durumuna bağlı yer değişikliği istemiş olup, atamaları gerçekleşmeyen öğretmenlerin özürlerinin olduğu yerlere Eylül’ün ikinci haftasında atamaları yapılmalıdır. Burada, illerdeki norm açığı ve norm fazlası durumuna bakılmaksızın yer değişikliği gerçekleştirilmelidir. Bakanlığın, öğretmenlerin özürlerinin olduğu ilde öğretmen fazlalığı olduğu gerekçesiyle öğretmenlerin özür durumunu çözmemesinin iki eşi de verimsizleştirmekten ve motivasyonunu bozmaktan başka bir sonuç getirmeyeceği açıktır. Bunun için öğretmeni, çalıştığı ilde olsun, gideceği ilde olsun, ‘fazlalık var’ gerekçesiyle özrünün olduğu ile ‘göndermiyorum’ demek, eğitime hiçbir katkı sağlamayacaktır. A ilinde de olsa, B ilinde de olsa fazlalık fazlalıktır. Bu durumda olan öğretmenlerin yerini değiştirmemek, diğer eşin moral ve motivasyonunu düşürmekten ve onu verimsizleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.
-Her ne kadar gecikmiş olsa da, Anadolu liselerine öğretmen seçme sınavını kazanmış olan öğretmenlerin atama süreci tamamlandıktan sonra ilk atama için süreç başlatılmalıdır.
Ramazan ÇAKIRCI

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.