Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5381 % 0.14
EURO 35,0041 % -0.07
GRAM ALTIN 2.436,43 % 0,01
ÇEYREK A. 3.983,56 % 0,01
BITCOIN 64.618,85 0.334
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°
Google News

Baluken: ‘Çatışma süreci kamuoyundan gizleniyor’

BDP Grup Başkan Vekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, ülke gündemine ilişkin değerlendirmesinde Şemdinli’de günlerdir devam eden çatışmalara değindi ve ülke kamuoyunun çatışma sürecinden habersiz bırakıldığını savundu.

Son Güncelleme :

10 Ağustos 2012 - 15:46

Baluken: ‘Çatışma süreci kamuoyundan gizleniyor’

 

 

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili Dr. İdris Baluken, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“ÇATIŞMANIN SORUMLUSU AKP HÜKÜMETİ VE BAŞBAKANDIR”

AK Parti Hükümeti’nin Kürt Sorununu çözümsüzleştirdiğini savunan Baluken: “AKP hükümetinin güvenlikçi politikalarının Kürt Sorununda çözümsüzlüğü derinleştirerek devam ettirdiği, son günlerde artan ölümlerden ötürü bir kez daha ortaya çıkmıştır. AKP hükümeti sadece Türkiye'de değil, Kürtlerin yaşadığı Suriye coğrafyasında da Kürtlerin demokratik statü taleplerine karşı saldırgan ve inkârcı bir yaklaşım sergilemektedir. Suriye’de, Suriye halkının ve demokrasinin yanında olduğunu iddia eden Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti dış politikasını Kürtlerin özerklik inşası ve kazanımını aşındırmaya yönelik olarak ortaya koymaktadır. İleri demokrasi söylemini diline dolandıranlar, Suriye’deki demokratik gelişmelerin Kürtler merkezli yaşanmasına tahammül bile edememektedirler. Kamuoyunun da bildiği gibi yaklaşık 20 gündür Şemdinli İlçemizde büyük bir çatışma süreci yaşanmaktadır. Tüm Türkiye kamuoyu Şemdinli'de yaşananlardan habersiz bırakılmakta, çatışma bölgesine giden Milletvekillerimiz engellenmektedir. Bu çatışma sürecinin yaşanmasının tek sorumlusu AKP hükümeti ve başbakandır. Başbakanın güvenlikçi politikaları ve Kürt Sorununun çözümünü asker ve polise devretmesinin sonucunda bunca çatışma ve ölüm yaşanmaktadır. Partimiz, Şemdinli’deki çatışmaların ve bundan sonraki süreçte yaşanabilecek ölümlerin önüne geçmek amacıyla TBMM’nin acilen toplanmasını ve çatışmaları sonlandıracak, demokratik çözüm kanallarını açacak yol haritasının belirlenmesini talep etmiş ve bu yönlü tüm girişimleri destekleyici yaklaşımını ortaya koymuştur. Bu noktada, CHP'nin TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmasını ve bu toplantıda AKP hükümetinin güvenlikçi politikalarının yerine demokratik müzakereyi temel alan bir yol haritasının çıkarılmasını anlamlı bulduğumuzu belirtmek istiyoruz” dedi.

“AKP HÜKÜMETİ BU ÜLKEDE OTORİTERLİĞİN YENİ VARİSİ OLMUŞTUR”

‘Türkiye halkları, Kürt Sorununda çözümün elzemliği konusunda mutabıktır’ diyen Baluken: “Tam bu noktada Başbakan ve İçişleri Bakanının son dönemlerdeki açıklamalarına baktığımızda Kürt Sorununda çözümsüzlük niyetinin ve kibrin ifadesi olarak zihinlere not düşülmüştür. Bunun yanı sıra AKP kurmayları, AİHM’de Türkiye’yi mahkûm ettirmiş polis memurlarını terfi ettirerek, güvenlik eksenli politikalarda MHP ile aynı noktada durarak, basına uygulanan sansürün arttırılmasını isteyerek ve Alevilere yönelik ayrımcı dil kullanarak ortaya koyduğu üslup ve anlayışla gençlerin ölümlerini engelleyici bir tavırdan çok ölüme davet edici bir yaklaşım içerisindedir. Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne karşı olduğu gibi çoğunluğun azınlığa tahakkümüne de karşı olduğunu iddia eden başbakan ortaya koyduğu dil, üslup ve anlayışıyla bir başbakan tavrı içerisinde olmadığını artık tüm kamuoyuna göstermektedir. Başbakan dış politikada yaşadığı fiyasko ile paralel olarak Kürt sorununa yaklaşımda da politik iflas yaşamaktadır. Bu durum Başbakanı her geçen gün partimize, seçilmişlerimize ve çalışanlarımıza yönelik daha pervasız ve saldırgan hale getirmektedir. Kamuoyuna deklare etmek isteriz ki; AKP hükümeti bu ülkede otoriterliğin, neo ittihatçılığın yeni varisi olmuştur. Kürt Sorununda çözüme yönelik bu politik argümanların ve söylemlerin çözümsüzlüğün en somut hali olduğunu ifade eder, kamuoyuna saygıyla sunarız” şeklinde konuştu.

 

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.