Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5738 % 0.07
EURO 34,9179 % 0.09
GRAM ALTIN 2.438,57 % 0,35
ÇEYREK A. 3.987,06 % 0,35
BITCOIN 66.763,75 0.401
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 15°

Kurban Bayramı

Önümüzdeki Perşembe günü Kurban bayramını idrak edeceğiz. Müslümanların iki bayramından biri olan kurban bayramının önemi, belli hayvanların boğazlanması suretiyle Allah’a yaklaşmaktır. Kur’an-ı Kerim kurbanla ilgili “Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat sizden O’na ulaşan yalnızca O’na karşı gösterdiğiniz derin sorumluluk bilincidir”(Hac:37)buyurmaktadır. Bu ayet ışığında diğer bütün ibadetler gibi kurban ibadetinin de temelini ‘iman’ oluşturmaktadır.

Son Güncelleme :

22 Ekim 2012 - 10:59

Kurban Bayramı

 

 

İnsanın bir yaratılış gayesi vardır, yaratıcımız Allah da insanı yaratılış gayesine uygun bir hayatı inşa etmeye çağırır. Kurban ibadetinin amacının ifade buyrulduğu ayet; iman(Tevhid) ve gereği olan sorumluluğu (Takva) bir sembol üzerinden dile getirmektedir. 

 

 

 

 

Esas itibariyle Kurban, Haccın sembollerinden biridir ve semboller üzerinden gerçeğe ulaşılması öngörülmektedir. Bu nedenle de, genel olarak bütün ibadetlerde olduğu gibi kurban ibadetinde de esas olan ve insanı Allah rızasına ulaştıracak olan temel unsur iyi niyet ve ihlâstır.

 

“(Sözün özü)işte şudur: Allah’ın sembollerine sarılarak onları yücelten herkes iyi bilsin ki, bu (semboller gerçek anlamını)kalplerde kök salan sorumluluk bilincinden alırlar.” (Hac:32)

 

Kurban bayramı münasebetiyle her yıl tekrarlanıp duran bazı hususlara değinmek istiyorum. Öncelikle medya marifetiyle hayvanların boğazlanmasını “cinayet” olarak sunanların bu yaklaşımının sorunlu olduğunu belirtmek isterim. Bu yaklaşım içinde olan insanları iki kategoriye ayırmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Birinci gruba, kendi zekâsına ve ilmine güvenenlerin Allah’ın koyduğu emri sorgulama küstahlığı içinde olanlar girmektedir. Oysa İslam dininde şekil önemli olmakla birlikte asıl gaye Müslüman’ın Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olmasıdır. Ayette de açıkça ifade edildiği gibi bu ibadet sorumluluk-takva-tefekkür arasında ortaya muazzam bir bağ koymaktadır. Bu ibadeti gönül huzuruyla yerine getirecekler Allah’a karşı gelmekten sakınanlar” olacaktır. Üstelik yine bu takva ehli kurban ibadeti vesilesiyle Allah’ın dünyayı insanın nasıl hizmetine sunduğu üzerinde düşünecek ve tefekkür edeceklerdir.

 

İkinci grup ise Müslüman coğrafyasında İslam dinine doğrudan saldırmaya cesaret gösteremeyen ancak dinin kutsalları üzerinden dine hakaret eden gruptur. Bu yaklaşımı başörtüsünde, hacda vs. ibadetlerde de görmek mümkündür. Doğrudan İslam’a saldırmak yerine İslam dininin tek bir emrini hedef tahtasına koymakta ve bu yolla dini kendince itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Bu strateji ilk dönemlerden beri denenmektedir. Müslümanların bunlara aldırış etmeden ibadetin özünü kavrayarak gönül huzuruyla Allah’a yaklaşma yolları aramaları gerekir.

 

Bunun dışında üzerinde durmak istediğim diğer bir husus ise, farklı kuruluş, dernek, vakıf ve cemaatlerin kurban toplama faaliyetiyle ilgilidir. Öncelikle kurban kesmeden sadece para bağışı kabul edenleri bu kapsamda değerlendirmediğimi belirtmek isterim. Çünkü Kurban bayramında kurbandan amaç bir hayvanın boğazlanması, kurban edilmesidir yoksa bir yardım kuruluşuna veya fakire para yardımı yapmak değildir. Bu ancak sadaka olur yoksa kurban değil.

 

Asıl üzerinde durmak istediğim husus kurban bedeli belirleyerek bu paraları toplamak suretiyle ülke içinde veya ülke dışında hayvan kesen kurumlardır. Bu kurumların çok önemli hizmetler gördüğünü ifade etmeliyim. Bunların kanalıyla birçok yardıma muhtaç insana ulaşılmakta, öğrencilere eğitim yardımı yapılmakta ve daha birçok hizmet görülmektedir. Ancak insanlardan kurban yardımları toplamak suretiyle bazen bazı yanlışlıklara kapı aralanmaktadır. Bunlardan ilki sadece para vermek suretiyle kurban vazifesini yerine getiren Müslüman’ın hayvanın kesimine, dağıtımına şahit olmamasıdır. Bu durum, kurban kesiminde zorunlu bir koşul olmasa da ibadeti eksik hale getirdiği kanaatindeyim. Kurban ibadetinden amaç öncelikle ayette zikredildiği gibi Allah’ın hayvanları insanın emrine verilişini tefekkür etmektir. Modern insanın yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri sadece bir tüketici olarak doğrudan ambalajlanmış nesneye ulaşmasıdır. Oysa tükettiklerimiz bir yaratılış sürecinin neticesidir. Bu yüzden hayvanların kesimine iştirak etmek bu muazzam yaratılışa aynı zamanda şahitlik etmektir.

 

Diğer bir problem ise, Müslüman’ın bu vazifesini yaparken ilk önce gözetmesi gereken akrabalarını, komşularını ihmal etmesidir. Gerçekten bu sebeple artık kurban bayramlarında dahi et görmeyen ailelerin sayısı artmaktadır. Maddi imkânsızlıkları nedeniyle ancak kurban bayramlarında evinde et görebilme şansını yakalayan insanların bu beklentilerini boşa çıkarmanın vebalini düşünmek gerekmez mi? Akraba ve komşuların ihmal edilmesi durumunda, kurban ibadetiyle öngörülen amaca ulaşmanın zorluğu çok açıktır.

 

Kelime olarak kurban; yakınlık ve yakınlaşma anlamındadır. İbadet olarak Allah’a yakınlaşmayı ifade eder. Bu nedenle bu yakınlaşmayı öncelikle kendi yakınlarımıza ulaşmakla mümkün kılmalıyız. Bu düşüncelerle bayramınızı tebrik ediyorum.

 

“O zaman namazı da, kurbanı da yalnız Rabbine tahsis et!” (Kevser:2)

 

ab_erdogmus@hotmail.com

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.