Google News' te Takip Edin

Bingöl genç haberleri google

DOLAR 32,5765 % 0.01
EURO 34,9209 % 0.08
GRAM ALTIN 2.424,95 % -0,21
ÇEYREK A. 3.964,79 % -0,21
BITCOIN 66.762,00 -0.057
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 11°
Google News

Uludere Katliamı

Hatırlanacaktır, 28 Aralık 2011’de, yani bir yıl önce Şırnak ili Uludere ilçesine bağlı ve ‘Roboski’ olarak bilinen bölgede TSK’nin hava saldırısı sonucu 34 sivil/masum insanımız hayatını kaybetti. Operasyonun sınır ötesi gerçekleşmiş olması, eleştirileri haklı olarak hükümete ve başbakana yöneltmiştir.

Son Güncelleme :

31 Aralık 2012 - 14:28

Uludere Katliamı

Ayrıca, Uludere katliamı ve sonrası gelişmeler karşısında hükümetin olumsuz tutumu, AK Parti ile AK Parti’ye oy veren Kürtler arasında da bir kırılmaya neden olmuştur. Karşılıklı güvenin mihenk taşı olan ‘adalet’ duygusu ne yazık ki büyük ölçüde zedelenmiştir.

Doğrusunu ifade etmek gerekirse, Hükümetin katliama yeterince duyarlılık göstermemesi sonucu, Uludere olayı tıpkı 1943 yılında Van’ın Özalp ilçesinde 33 Kürdün kurşuna dizilmesiyle gerçekleştirilen “Muğlalı katliamı” gibi yaraları silinmez bir kavim düşmanlığına dönüşmüştür.

Uludere katliamı ve eski Cumhurbaşkanı Merhum Özal’ın ölümü ile ilgili Adli Tıp raporu etrafında yaşanan yoğun tartışmalar açıkça göstermiştir ki, Başbakan devletin âli menfaatlerini düşünmüştür. Daha açık bir ifade ile başbakanın tercihi insan hakları, hukuk devleti, vatandaş hakkı, adalet gibi herkese lazım olan ilkeler karşısında devlet itibarı(!) yani statükodan yana olmuştur. Saldırı emri veren ve hava saldırısı düzenleyen askerlerin kimliği bilindiği halde Roboski katillerini koruyan bir zihniyetin arka planında kim bilir ne tür pazarlıklar/hesaplar yapılmaktadır?

Olaydan doğrudan sorumlu olsa da operasyon emrinin Başbakan tarafından verilmiş olmasına ihtimal vermiyorum. TBMM’nin oluşturduğu İnceleme Komisyonu başkanı İhsan Şener’in ''Kendi sınırlarının hudutlarında operasyon yapılıyor ama valinin haberi yok. Oradaki yerel güvenlik ve istihbarat birimlerinin, polisin de jandarmanın da haberi yok” demesi, olaydan başbakanın bile haberinin olmadığını açıkça göstermektedir. Ancak olay karşısında takınılan tavır, hem vebal olarak hem de siyasi olarak Erdoğan ve hükümetinin sırtında bir kambur olarak hep kalacaktır.

Anlamakta zorlandığım bir yaklaşım tarzı da Başbakan’ın Uludere olayını “Roboski” diye tanımlayan milletvekillerini azarlamasıdır. “Oranın adı Uludere. Roboski ne demek?” diyerek Kürtçe olarak ifade edilen yer isimlerine bu kadar tahammülsüzlük göstermek hangi zihin dünyası ile ifade edilebilir? 24 saat, üstelik devlet televizyonunda Kürtçe yayın yapan TRT 6 kanalına izin veren aynı başbakan değil midir? Yer isimlerini Kürtçe olarak ifade etmek nasıl olur da BDP ağzı olarak değerlendirilebilir? Milletvekillerine “Dirayetli olun, BDP ağzı kullanmayın..” diye sert çıkışan bir Başbakan’ın nasıl bir ağız istediğini anlayabilmek en azından benim için oldukça zordur. Bu durumda hiçbirimizin, hak ve özgürlüklerden, eşitlikten, barış ve adaletten söz etmememiz gerekir.

Esas itibariyle Uludere olayının aydınlatılması sadece mahkemelerin görevi değil, hükümetin dolayısıyla devletin onur meselesidir. Vicdan sahibi her insan, Uludere’de devlet eliyle gerçekleştirilen katliam karşısında büyük üzüntü duymuş, yüreğin derinliğinde acılar hissetmiştir. Bu durumu Cumhurbaşkanı da en açık bir ifadeyle dile getirmiştir:

''Maalesef çok derin acılar duyduğumuz, gerçekten çok büyük acılar duyduğumuz, bazıları özür falan diyor, özrün de ötesinde çok büyük acılar duyduğumuz bir olaydır bu. Bunu da bütün yöre halkının, herkesin, hayatını kaybedenlerin eşi, dostu hepsinin algılaması gerekir.'' Bu ifadeleri ile Cumhurbaşkanı büyük takdir görse de, kendisinden beklenen ilgili kurumları harekete geçirmesidir. Bırakınız özrün ötesini yapmak, hükümet özür dileme erdemini dahi göstermemiştir.

Ocak ayındaki “Uludere Vahşeti ve Cumhurbaşkanına Çağrı” adlı köşe yazımda da ifade ettiğim gibi “Mağdurların ve duyarlı çevrelerin tek tesellisi, güvencesi ve beklentisi, Cumhurbaşkanı’nın olaya müdahil olmasıdır.” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarihi bir görev üslenerek inisiyatif kullanmalıdır. Her ne kadar sorumluluk siyaset kurumunun olsa da, tarafsız tutumuyla her kesimin güvenini kazanan Cumhurbaşkanı’nın da rol alması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle herkesin ortak talebi benim de talebimdir. “Roboski katliamı için adalet istiyorum! Sorumluların yargılanmasını, devletin resmi olarak özür dilemesini talep ediyorum.”

ab_erdogmus@hotmail.com

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.