Allah, erkek münafıklara da, kadın münafıklara da ve (bütün) kafirlere, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateşini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir ve onlar için sürekli bir azap vardır. (Tevbe Suresi, 68)
Münafıklar, müminlerin kıymetini artırmak için özel yaratılmış bir gruptur. Allah, onlarla kıyaslayarak müminlerin değerini insanlara gösterir. Ayrıca münafıklar olmasa müminlerde rehavet olur. Münafıklar mücadele etmezse müminler farklı yollara gidebilirler.
Kâfirin tutumu açıktır. Münafık ise gözü dönmüş ve karanlık tiptir. Allah’ın, İslam’ın, Müslümanların azılı düşmanıdır. Bu sebeple münafık, müminin zihnini açar, mücadele azmini ve çabasını artırır; onu hareketli canlı, kararlı ve şevkli tutar. Münafıklar müminler için adeta nimettir, müminlerin heyecanını kamçılar; adrenalin etkisi yaparlar. Müminler onları gördükçe güzel ahlakın, sevginin, dostluğun önemini daha iyi anlarlar. Birbirlerine daha çok bağlanır, birbirlerini daha çok severler.
Allah'ın belirlediği sınırlar içinde yaşamakta çok titiz olan müminler Kur’an'a uygun düşünür ve Allah'ın beğendiği şekilde yaşarlar. Sınır tanımayan', 'kendi kurallarını belirleyen' anormal, sapık ruhlu ve sapkın insanların karanlık dünyasından şiddetle kaçınırlar. Müminler bu kişilerle aynı ortamda bulunmaktan bile sakınırlarken; münafıklar bunun aksini yapmayı başarı gibi kabul ederler. Bu, onların kendilerine olan şeytani güvenlerinin ve hainliklerinin katlanarak artmasına sebep olur.
Müminin hayat kıstası Kur’an’dır. Toplumdaki, 'insanların ne düşündükleri', 'çağın gerekleri', 'hayatın gerçekleri', 'modernite', 'aydınlanma', 'reform' gibi mantıkları o süzgeçten geçirir. Konuları Rahmanî bakışla değerlendirir.
Münafığın en başarılı olduğu alan 'fitne'dir. Çünkü şeytan ruhunu kabuk gibi bağlamıştır; onun gibi karanlık ve psikopat ruhlu bir varlıktır. Fitne neredeyse oraya koşar. İslam’ın çıkarına yönelik işlerle, İslam'a hizmet etmekle uğraşmaz. Şeytani bir dürtüyle, Allah'ın beğenmediği her ne varsa ona yatkınlık gösterir.
Münafık, şeytan gibi hem zeki hem ahmaktır. Ne yaparsa yapsın o ahmaklıktan kurtulamaz. Ne kadar aşağılanırsa aşağılansın, onda bir etkilenme olmaz. Çünkü münafık adeta şeytani kodlar taşıyan bir robot gibidir.
“Münafık zaten pisliktir, her türlü adiliği yapmaya müsait bir deccal öncüsüdür. Şeytan üstüne çöktüğünde tam deccal olur… Müslümanların sahip olduklarından faydalanmayı planladıkları için tüm güçleriyle Müslümanların daha zengin, daha güçlü olması için çabalarlar. Allah bunları ahmaklıklarını göremez şekilde yıllarca Müslümanlara hizmet ettirir. Fark ettiklerinde ise kaçarlar. Allah’a haşa oyun oynamaya kalkışanı, Allah böyle rezil eder.
Peygamberimiz(asm) de münafıkları İslam’a en güzel şekilde hizmet ettirmiştir. 19-20 yaşlarında Peygamberimiz(asm)’ın yanına geliyorlar, bir gün elde ederiz diye zenginleşmesi için çalışıyorlardı. Hem ömürlerini verdiler hem de aşağılandılar, haysiyetsiz ve onursuzca yaşadılar. Müminler cennetlerini genişletirken, münafıklar her kelimeleriyle cehennemlerini genişlettiler.
Hz. Süleyman(as)’ın şeytanları nasıl denizin dibindekini getiriyorlar, münafık da şeytani şevkiyle Müslümanlara muazzam bilgi ve zenginlik getirir. Münafık, Müslümanların yanında siyasi imkânlar, geniş çevre, evler, arabalar hazırlarken bunları kendisinin elde edeceğini, kendi geleceğini garanti altına aldığını düşünür. Tüm bunları yaptıktan sonra kendisinin köpek gibi çalıştığını ama hiçbir şeyi elde edemeyeceğini görür. Tam bir ahmak konumuna düşer ve can acısıyla kendini dışarı atar. Ardından verdiklerini geri almaya çalışır, ama iş işten geçmiştir. Enayilik yaftası alnına Allah tarafından vurulmuştur.” (http://munafiklik.com/)
Münafıklar, Müslümanların mücadele içinde olmalarından vicdan azabı duyar, rahatsız olurlar; çünkü aşağılanmış olurlar. Müslümanların arasında yaşadıkları dönemde, onları birlikte olduklarına inandırmak için İslam’a ettikleri hizmet ruhlarını kavurur. O nedenle kalben müthiş nefret ederler. Uzaktan sürekli müminleri seyrederler. Onların muazzam rahatlık, neşe, zenginlik içinde yaşamasını gördükçe azapları daha da artar.
Münafıkların yaşamları yalan üzerine kuruludur. Allah’ı –haşa- aldattıklarını zanneden münafıkların, dünyada inkar etseler de ahirette derileri, dilleri aleyhlerine şahitlik edeceklerdir. O zaman kendileri de yaptıkları ahlâksızlıkları savunamayacak, Allah’ı aldatmaya çalışmanın ne büyük yanılgı olduğunu tam anlamıyla kavrayacaklardır. Allah onların cehennemin en derin tabakasına konacaklarını bildirir ki en şiddetli azap onlara yapılacaktır.
Münafıklara müjde ver: Onlar için gerçekten acıklı bir azap vardır. (Nisa Suresi, 138)